• Gündem
  • Dünya
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Bilim
  • Otomobil
  • Yazarlar
    • Hızlı Akış
  • Gündem
  • Dünya
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Bilim
  • Otomobil
  • Yazarlar
    • Hızlı Akış
medyapress_3368x
Home Yazarlar

Irak Seçimleri: İhtilaflı Bölgelerde Türkmen Dengesi

Sümeyra Ulus by Sümeyra Ulus
Kasım 17, 2025
in Yazarlar
Sümeyra Ulus_yazar
Facebook'ta paylaşLinkedin'de paylaşTwitter'da paylaş

Irak siyaseti, çoğu zaman sandıktan çok daha fazlasını ifade eder. Devletin etnik, mezhepsel ve tarihsel kırılmaları; seçim sonuçlarından çok koalisyon masalarında, ihtilaflı bölgelerin sokaklarında ve yerel güç mücadelelerinde kendini gösterir. Bu açıdan bakıldığında 2025 seçimlerinin ortaya çıkardığı tablo, özellikle Türkmenler açısından yeni bir denge arayışını işaret ediyor. Kerkük, Tuzhurmatu, Telafer, Altunköprü gibi bölgeler, yalnızca coğrafi birer alan değil, Irak’ın tarihsel hafızasında süreklilik gösteren bir politik sınav niteliğindedir.

Ulusal düzeyde, Anadolu Ajansı (AA)’nın analizine göre Irak Türkmen Cephesi (ITC) 4 sandalye elde etti [1]. Bu sayı, Türkmenlerin etkinliği açısından sınırlı görünse de ihtilaflı bölgelerde temsiliyetin hem sembolik hem de pazarlık gücü açısından hayati bir önem taşıdığını gösteriyor.

Bu başarıya rağmen, ITC’nin oy oranı asla tek başına çoğunluğa yetmiyor; dolayısıyla Türkmen liderliğinin geleneksel partilerle kuracağı ittifaklar, pazarlık masalarında kilit rol oynayacak.

Gelecek Senaryoları: Kritik Eşikler ve Olası Gelişmeler

Türkmenler için mesele, her zaman yalnızca temsil edilmek olmamıştır; temsilin fiili güç ve kurumsal karşılık üretebilmesiydi. Bu bakımdan 2025 seçimleri, geçmiş yılların inişli çıkışlı Türkmen siyasetini yeniden görünür kıldı. 2003 sonrası dönemde Türkmenlerin federal yapı içinde “ikinci plana itilme” riskine karşı verdikleri mücadele, 2010’da Kerkük’ün statüsü tartışmalarıyla yeniden tırmanmış; 2014’te IŞİD/DEAŞ’ın ilerleyişi sırasında Türkmen bölgelerinin sahipsiz bırakılması ise demografik ve siyasi anlamda büyük kayıplar yaratmıştı. Buna rağmen Türkmenler, özellikle Kerkük’te siyasi kimliklerini koruma konusunda dikkat çekici bir direnç gösterdi.

Bugün ortaya çıkan seçim sonuçları, bu tarihsel direnç çizgisinin hem devam ettiğini hem de yeniden şekillendiğini gösteriyor. Türkmenler parlamentoda ve yerel meclislerde sembolik olmanın ötesine geçen bir varlık gösterebilmiş olsalar da bu varlık hâlâ kırılgandır. Zira Kerkük gibi ihtilaflı bölgelerde kazananın yalnızca sandıktan çıkan oy değil, aynı zamanda bölgesel masalarda verilen siyasi sözler, merkezi hükümetle kurulan ilişkiler ve etnik bloklar arasındaki pazarlık gücü olduğu bilinen bir gerçektir.

Türkmenlerin bu dönemde karşı karşıya olduğu temel sorun, temsilin parçalı bir siyasi yapıya sıkışmış olmasıdır. Farklı Türkmen partilerinin tek bir çatı altında birleşmek yerine koalisyonlar arasında dağılması, pazarlık gücünü zayıflatmakta ve bu durum özellikle vilayet meclisi ve Ankara–Bağdat denklemlerinde Türkmenlerin etkisini sınırlamaktadır. Buna karşın, Türkmenlerin bugün sahip olduğu sandalye sayısı -eğer doğru bir stratejiyle yönetilirse- koalisyonlar arası “anahtar aktör” rolüne dönüşebilir.

Bunun için üç kritik eşik bulunuyor. Birincisi, Türkmenlerin geçmişte sıkça yaşadığı temsil parçalanmasının bu dönemde tekrar edilmemesi gerekiyor. İkinci kritik eşik, merkezi hükümetle kurulacak ilişkinin niteliği: Irak siyasetinde hiçbir etnik veya mezhepsel grubun tek başına kalıcı güç oluşturamadığı gerçeği, Türkmenler için de geçerli. Bu nedenle geniş tabanlı koalisyonlarda etkin pozisyon alma zorunluluğu devam ediyor. Üçüncü eşik ise yerel yönetimler: Kerkük gibi bölgelerde valilik, güvenlik, bütçe ve kaynak yönetimi gibi alanlarda etkili olabilmek, Türkmenlerin uzun vadeli varlığının temel koşulu olmaktadır.

Geleceğe dair senaryolar da bu üç eşiğin başarılmasıyla yakından bağlantılıdır. İyimser senaryoda, Türkmen temsilinin koalisyon masalarında akılcı kullanılması Kerkük’te daha adil bir güç paylaşımına kapı aralayabilir. Orta senaryoda, Türkmenler temsil düzeyini korur ancak karar mekanizmalarında sınırlı kalır. Bu, bugünkü durumun sürmesi anlamına gelir. Kötümser senaryoda ise, etnik bloklar arası rekabetin keskinleşmesi Türkmenlerin pazarlık gücünü zayıflatabilir, bu da özellikle ihtilaflı bölgelerdeki nüfuzlarının daha da erimesi riskini doğurur.

Son tahlilde, 2025 seçimleri Türkmenler için bir bitiş değil yeni bir denemedir. Bu deneme, geçmiş yıllarda yaşanan kayıpların tekrarını değil, deneyimlerin siyasi akla dönüştürüldüğü bir dönemi gerektiriyor. Türkmenler, tarih boyunca olduğu gibi bugün de Irak’ın çoğulcu yapısının asli unsurudur. Ancak bu kimliğin siyasette karşılık bulabilmesi, sadece sandıktan çıkan oylarla değil; stratejik birlik, kurumsal ısrar ve ihtilaflı bölgelerdeki toplumsal varlığı sürdürebilme kapasitesiyle mümkün olacaktır.

[1] Karaalp, Haydar, ve Haydar Şahin. “Irak genel seçimlerinde neler oldu?” Anadolu Ajansı, 13 Kasım 2025, www.aa.com.tr/tr/dunya/irak-genel-secimlerinde-neler-oldu/3743057. Erişim: 16 Kasım 2025.

Sümeyra Ulus

Sümeyra Ulus

Lisans eğitimini Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında tamamlayan yazar, yüksek lisans eğitimini de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ABD alanında tamamladı. Yazar, Bilim Uzmanı olarak aktif yayın yapmaya devam etmektedir.

Dünyayı Sizin İçin Takip Ediyoruz!

Sadece Haber...

Bize katılın
Talepler
Kurumsal
  • Künye
  • Uluslararası Yayın İlkeleri
  • Erişilebilirlik Politikamız
  • STDGD Yayın politikası
  • Öneri ve Bilgi Formu
Kurumsal
  • Tekzip
  • Gizlilik Politikası
  • Çerez politikası
  • İçerik Kullanım Şartları
About
  • Stories
  • Community
  • Blog
  • Careers
  • Brand Assets
Downloads
  • Web UI Kit
  • Mobile UI Kit
  • Mockups
  • Icons
  • PSD Files

© 2025 MedyaPress – Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

🔊 Makale okunuyor...