Suriye, uzun yıllar süren iç savaşın ardından uluslararası sistemde yeniden konumlanma çabası içinde. Son haftalarda yaşanan diplomatik gelişmeler, bu arayışın hız kazandığını gösteriyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şaraa ve İçişleri Bakanı Anas Khatta’ya yönelik yaptırımları kaldırması, bu sürecin en belirgin adımlarından biri olarak yorumlanıyor. Kararın, Şaraa’nın Washington ziyareti öncesi alınması ise dikkat çekici başka bir nokta. ABD Başkanı Donald Trump’ın Şaraa’yı “sert ama etkili bir lider” olarak tanımlaması da iki ülke arasında yeni bir temas zemininin oluştuğuna işaret ediyor.
Şaraa’nın geçmişi, bu dönüşümün karmaşıklığını hatırlatıyor. Bir dönem El Kaide bağlantılı bir örgütün başında yer alan isim, bugün BM Genel Kurulu’na hitap eden bir devlet başkanı konumunda. Bu durum, sadece kişisel bir dönüşüm değil, Suriye’nin uluslararası sistemle yeniden temas kurma çabasının sembolü olarak okunabilir.
Suriye’nin iç sahasında da hareketlilik söz konusu olmaktadır. Güvenlik güçleri, son günlerde Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD/DAEŞ) yapılanmasına yönelik 61 operasyon düzenleyerek 71 kişiyi tutukladı. Bu müdahaleler, Şam yönetiminin ABD öncülüğündeki güvenlik mimarisine dahil olma niyetinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Suriye, kendisini artık yalnızca iç savaşın ve yıkımın tarafı değil, bölgesel güvenliğe katkı sağlayabilecek bir aktör olarak sunmaya çalışıyor.
BM Güvenlik Konseyi’nde yaptırımların kaldırılmasına; ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Konseydeki geçici üyelerin büyük çoğunluğu ‘evet’ dedi. Ancak bu gelişmeler uluslararası alanda aynı ölçüde cevap bulmuş değil. Çin’in Güvenlik Konseyi oylamasında çekimser kalması, Şaraa’nın geçmişteki bağlantılarına dair ihtiyatlı yaklaşımın sürdüğünü gösteriyor. Yine de uluslararası ilişkilerde pragmatizmin zaman zaman geçmiş kaygıların önüne geçtiği zaten biliniyor. Öte yandan Pekin, bu tür radikal anlarda Orta Doğu’da hızlı pozisyon almak yerine zaman kazanmayı ve gelişmeleri gözlemlemeyi tercih eder. Çin, uzun vadeli ekonomik projeler için istikrarı garanti edilmemiş aktörlerle erken angajmandan kaçınır.
Washington’daki görüşmenin gündeminde güvenlik iş birliği, IŞİD/DAEŞ’e karşı ortak mücadele ve bölgesel istikrar yer alacak. ABD açısından Şam ile kontrollü bir temas, İran’ın nüfuzunu sınırlama ve İsrail-Arap ilişkilerinde yeni bir denge oluşturma hedefiyle bağlantılı olmaktadır. Suriye için ise bu görüşme, ekonomik toparlanma sürecinin kapısını aralayabilir. Yeniden inşa maliyeti Dünya Bankası tarafından 216 milyar doların üzerinde tahmin ediliyor. Bu nedenle uluslararası fonlar, Körfez ülkeleriyle ekonomik ilişkiler ve dış yatırımlar Suriye’nin öncelikli gündem başlıkları olacak gibi görünüyor.
Son dönemde medyaya yansıyan, Şaraa’nın ABD’li yetkililerle gayriresmî temasları ve sembolik görüntüleri, bu diplomatik açılımın toplumsal algı boyutunun da gözetildiğini gösteriyor.
10 Kasım Pazartesi günü gerçekleşecek görüşme, savaş sonrası Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği konusunda ilk ciddi sınav niteliği taşıyor. Suriye, artık yalnızca geçmişiyle anılmak istemiyor ve kendisini yeniden tanımlama iddiasını uluslararası alanda görünür kılmaya çalışıyor.
Kaynaklar
[1] Sharma, Shweta. “UN Security Council Lifts Sanctions on Syrian President Ahead of Trump Meet.” The Independent, 7 Nov. 2025, www.independent.co.uk/news/world/middle-east/syria-president-ahmed-al-sharaa-unsc-sanctions-trump-b2860491.html. Erişim: 9 Kasım 2025.
[2] Toutate, Issam. “Syria’s Al Sharaa Embarks on Historic First Visit to White House.” Morocco World News, 9 Nov. 2025, www.moroccoworldnews.com/2025/11/267146/syrias-al-sharaa-embarks-on-historic-first-visit-to-white-house/. Erişim: 9 Kasım 2025.
[3] Reuters and Agence France-Presse. “Syria Carries Out Preemptive Raids Against Islamic State.” The Guardian, 8 Nov. 2025, www.theguardian.com/world/2025/nov/08/syria-carries-out-preemptive-strikes-against-islamic-state. Erişim: 9 Kasım 2025.
