Katılımcılar, günlük hareket miktarını ve temposunu ölçen aktivite takip cihazları taktı. Araştırmacılar, bu kişileri ortalama altı yıl boyunca takip etti ve açık bir model tespit etti.
Ne kadar çok adım atılırsa, kanser riski o kadar azalıyor. Üstelik bu düşüş, adımların hızlı ya da yavaş olmasından bağımsız.
Koruyucu etki yaklaşık 5 bin adımda görülmeye başlıyor. 7 bin adımda kanser riski yüzde 11 azalırken, 9 bin adımda bu oran yüzde 16’ya çıkıyor. Ancak bu noktadan sonra risk azalması yavaşlıyor. Farklılıklar kadın ve erkeklerde değişkenlik gösterebiliyor.
Bu sonuçlar, günde 10 bin adım atma tavsiyesinin yalnızca genel sağlık için değil, kanserin önlenmesinde de etkili olabileceğini gösteriyor. Bulgular, demografik bilgiler, vücut kitle indeksi ve sigara içme gibi yaşam tarzı faktörlerine göre ayarlandığında da geçerliliğini koruyor.
YÜRÜYÜŞ TEMPOSU ÖNEMLİ Mİ?
Araştırmada yürüyüş temposu da analiz edildi. Daha hızlı adımlar daha düşük riskle bağlantılıydı. Ancak genel fiziksel aktivite miktarı hesaba katıldığında, hızın istatistiksel anlamı ortadan kalktı. Yani esas önemli olan, toplam hareket miktarı.
Aynı şekilde, oturarak geçirilen zamanı hafif veya orta düzeyde aktiviteyle değiştirmek kanser riskini azaltıyor. Ancak hafif aktiviteyi orta tempoyla değiştirmek ek bir fayda sağlamıyor. Bu da “hareket etmenin” kendisinin en kritik faktör olduğunu gösteriyor.
13 KANSER TÜRÜNDE ETKİLİ
Araştırmacılar, özofagus, karaciğer, akciğer, böbrek, mide, endometrium, miyeloid lösemi, miyelom, kolon, baş ve boyun, rektal, mesane ve meme kanseri olmak üzere toplam 13 türü inceledi. En güçlü koruyucu etkiler mide, mesane, karaciğer, endometrium, akciğer ve baş-boyun kanserlerinde gözlendi.
Çalışma, geçmişte yoğun egzersizin faydalarını ortaya koyan araştırmalardan farklı olarak, yalnızca yürüyüş gibi hafif aktivitelerin de ciddi sağlık katkısı sağlayabileceğini gösteriyor. Üstelik yürüyüşler gün içine yayılabilir: asansör yerine merdiven, telefonla konuşurken adımlama, öğle arası kısa yürüyüş gibi.
