Günümüzde uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden gelişmelerin merkezinde ABD, İsrail ve destekçileri olan diğer emperyalist batılı ülkeler vardır.
İsrail’in işgal, saldırı, katliam ve soykırım politikaları, ABD’nin siyasi, askeri ve her türlü sınırsız desteğiyle meşrulaştırılmakta ve her gün daha da genişlemektedir.
Son olarak ABD’nin, savaş suçlusu ve soykırımcı ortağı İsrail’i korumak için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görev yapan dört yargıcı yaptırım listesine alması, adaletin cellatlığına soyunmaktır; bu uluslararası hukukun bağımsızlığına ve evrensel adalet ilkesine yönelik açık bir savaş ilanıdır.”
Bu karar, uluslararası kurumlara hukuk, adalet ve tarafsızlık yerine güç siyasetinin öncelendiğini bir kez daha göstermektedir.
Uluslararası toplum, mevcut Birleşmiş Milletler yapılanmasının yetersizliğini uzun süredir tartışmaktadır.
Mevcut yapının adalet üretmediği, zulmü engellemediği gibi taraf olduğu her geçen gün daha net ortaya çıkmaktadır.
Dünya barışı için yeni bir yol haritası şarttır. Bu yol, emperyalizmin ve işgalin değil, insanlığın yoludur.
Artık insan haklarından, barıştan ve adaletten yana olan ülkelerin bir araya gelerek, D-8 ilkeleri ışığında yeni küresel bir örgütlenme üzerinde çalışması gerekmektedir. Bu bir tercih değil, mecburidir.
D-8’in kurucusu Prof. Dr. Necmettin Erbakanı rahmetle anarak D-8’in 6 ilkesini hatırlatacak olursak;
1) Savaş değil, barış,
2) Çatışma değil, diyalog,
3) Çifte standart değil, adalet,
4) Üstünlük değil, eşitlik.
5) Sömürü değil, âdil düzen,
6) Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi.
Ancak böyle bir adım, uluslararası düzenin hukuk, adalet, insan hakları, eşitlik ve barış temelinde yeniden inşasına katkı sunabilir.




