Rusya’dan İran’a dikkat çeken ABD çağrısı

İran medyasına göre, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçtiğimiz hafta Tahran’a yaptığı ziyarette İran’ın nükleer programı üzerine ABD ve İran arasında arabuluculuk yapma teklifinde bulundu. Lavrov’un bu önerisi, son dönemdeki bölgesel diplomatik temaslarının bir parçası olarak gündeme geldi.

Lavrov, Suudi Arabistan’da ABD’li yetkili Marco Rubio ile görüşmeler yaptıktan sonra, Türkiye, İran ve Katar’ı ziyaret etti. Tahran’da İranlı yetkililere, ABD yönetiminin nükleer anlaşma müzakerelerine yeniden başlamaya yönelik şartlarını ilettiği iddia ediliyor.

ABD ŞARTLARI VE LAVROV’UN KONUMU

Kuveyt merkezli Al-Jarida gazetesinin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Lavrov’un Tahran’da ABD’nin müzakerelere başlaması için sunduğu şartlardan biri, İran’ın balistik füze ve insansız hava aracı programlarına sıkı kısıtlamalar getirilmesi. Gazeteye göre, eğer İran bu şartları kabul ederse, müzakereler uzman seviyesinde başlatılacak ve bu süreçte somut bir ilerleme kaydedilirse, görüşmeler dışişleri bakanları seviyesine taşınarak, nihayetinde ABD Başkanı Donald Trump ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan arasında doğrudan bir anlaşma yapılacak.

İRAN’IN MÜZAKERE KOŞULLARI

İddiaya göre, Lavrov’un Tahran’daki görüşmesinde İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, nükleer müzakerelerde ciddiyetin sağlanabilmesi için üç koşul öne sürdü. Bu koşullar arasında, müzakerelere başlamadan önce hiçbir ön koşulun getirilmemesi, müzakereler sırasında İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının askıya alınması ve İran’ın nükleer tesislerine yönelik İsrail’in devam eden tehditlerinin durdurulması bulunuyor.

“GERÇEKLER GİZLENİYOR”

İran’ın önde gelen gazetelerinden Cumhuri İslami, Lavrov’un Tahran ziyareti sonrası Dışişleri Bakanı Arakçi ve Bakanlık hakkında sert eleştirilerde bulundu. Gazetede yer alan bir eleştiride, “Lavrov ile görüşmenin gerçeklerini neden gizliyorsunuz?” şeklinde bir ifade kullanılarak, görüşmenin içeriğine dair şüpheler gündeme getirildi. Bu durum, İran içindeki siyasi tartışmaları ve dış politika stratejilerine ilişkin eleştirilerin arttığını gösteriyor.