Olay, geçen yıl 17 Ağustos’ta saat 02.00 sıralarında Fatih Mahallesi Gaziosmanpaşa Ortaokulu’nun bahçesinde meydana geldi. Okul bahçesinde oturan 5 kişilik arkadaş grubundan K.C.A., yanında getirdiği tabancayı çıkardı. K.C.A., tabancayı arkadaşlarına gösterip oynamaya başladı. Bu sırada ateş alan tabancadan çıkan kurşun, Duru Pakarda’nın göğsüne isabet etti.
Pakarda, kanlar içinde yere yığılırken arkadaşlarının ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ambulansla Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Duru Pakarda, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis, lise öğrencisi K.C.A.’yı gözaltına alırken olay yerinde bulunanların da ifadesine başvurdu. Şüpheli K.C.A., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine konuldu.
32 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, olaya ilişkin 9 sayfalık iddianame hazırlandı. Edirne 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, cinayet sanığı K.C.A. hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi. K.C.A.’nın suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle cezasının 18 ila 24 yıla indirilmesi talep edilen iddianamede, ‘ruhsatsız silah bulundurması’ nedeniyle de 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olmak üzere toplam 23 yıldan 32 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istendi.
Tutuklu sanık K.C.A.’nın yargılanmasına Edirne 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlandı. Duruşmaya Duru Pakarda’nın babası babası Cem ve annesi Sıla Pakarda ve taraf avukatları katıldı. Sanık K.C.A., duruşmaya tutuklu bulunduğu Tekirdağ 1 nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen davada mahkeme sanık K.C.A.’nın tutuklunun halinin devamına karar vererek, duruşmayı 16 Ekim saat 13.30’a erteledi.
“PLANLI BİR CİNAYET OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Duruşmanın ardından açıklama yapan Pakarda ailesinin avukatı Süleyman Eren, “Kasıtlı öldürmenin yanında planlı bir cinayet olduğunu düşünüyoruz ki, bu da ekstra bir ağırlaştırıcı sebeptir. Bu plana dayanak olarak da özellikle silahta ve telefonlarda parmak izlerinin olmaması, hepsinin silinmiş olması şüphesi, sanığın kaçmaya çalışıyor olduğuna yönelik tanık ifadelerinin olması planlamaya yönelik kanaatimizi güçlendiriyor. Biz bu planlama üzerinde yargılama boyunca da duracağız. Sonrasını da hep birlikte göreceğiz” dedi.
“İBRETLİK CEZALAR VERİLMELİ”
Ailenin avukatlarından Mertcan Yassıtepe de benzer olayların tekrar yaşanmaması için ibretlik cezalar verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Asıl amacımız kimseyi, kişileri töhmet altında bırakmadan, gençlerimizin ve çocuklarımızın Edirne gibi küçük bir ilde, huzurlu bir kentte, huzurun tekrar sağlanabilmesi, ibretlik cezaların verilmesi ve olayların tekrarlanmamasıdır. Burada gencecik evlatlarını toprağa vermiş insanlar var. Hiç kimsenin içerisinde bir kin, nefret ya da bir savaş duygusu hakim değil. Aksine geride kalanlar için, eğitim-öğretim faaliyetlerine devam eden okullarda bu tip olayların yaşanmaması için mücadele etmektedirler. Bizler yargılamaların sağlıklı bir biçimde devam etmesinin, kolluk kuvvetlerinin görevlerini yerine getirebilecek nitelikte ve kalifiyede olabilmesine ilişkin çalışmaların yapılmasını, toplumda bir duyarlılık oluşmasını talep ediyoruz. Mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Bizim için önemli bir karardı” diye konuştu.
“BU SADECE BİR KAZA DEĞİL”
Durunun babası Cem Pakarda, “Bu sadece bir kaza veya cinayet değil, aynı zamanda bir suç örgütü, çete tarafından işlenmiş bir suçtur, cinayettir. İnşallah önümüzdeki mahkemelerde de devletimiz bunu ortaya çıkaracak” dedi.
“ADALET İSTİYORUM”
Anne Sıla Pakarda da adalet istediğini söyleyerek, “İnşallah bir daha bu şekilde başka Durular ölmez, çocuklar vurulmaz. Kız çocukları, kadınlar çok zor durumda. Edirne çok ufak bir yer. Yuvaların yıkılması, kadınların katledilmesi hep uyuşturucu yüzünden. Bunun için devletimden adalet istiyorum, kadınların ve çocukların yanında olsunlar. Duru’nun hayali benim gibi olmaktı. Çok özgüvenli, çok cesaretliydi. Özgüvenli bir çocuktu, yanlışı yoktu, arkadaşları sahip çıkardı. Ben öyle bir evlat yetiştirdim, ben evladımla da gurur duyuyorum, arkasındayım sonuna kadar” ifadelerini kullandı.
