Milli Takımımız, milli araya Bulgaristan galibiyetiyle başladı. Bulgaristan karşısında alınan 6-1’lik skor ve sergilenen oyun, çoğu kesim tarafından olumlu karşılanırken; bazı kesimler ise teknik direktör Vincenzo Montella’nın oyuncu tercihlerini eleştirdi. Bu yazımda, Bulgaristan galibiyetini bir kenara bırakarak, söz konusu eleştirileri ve Montella’nın oyuncu seçimlerine dair tartışılan noktaları ele alacağım.
Daha Ne Yapsınlar?
Bulgaristan maçı özelinde baktığımızda, neredeyse hepimiz Can Uzun’un ileri uçta başlamasını bekliyorduk. Ancak beklediğimiz gibi olmadı. Montella, 4-6-0’lık formasyonundan vazgeçmedi ve Can Uzun’u karşılaşmaya yedek kulübesinde başlattı.
Montella’nın bu anlayışı, golcü sıkıntısı çektiğimiz dönemlerde anlaşılır bir tercihti. Nitekim son karşılaşmalarda Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz’ı sık sık ileri uçta izledik.
Tabii “ileri uç” dediğime bakmayın, 9 numara olarak tabir edilen santrfor pozisyonuyla pek ilgisi yok. Montella’nın amacı, savunma arkasına atılan toplarda hızlı oyuncuların avantajını kullanmaktı.
Ancak Can Uzun’un, Eintracht Frankfurt formasıyla Almanya Bundesliga’ya ve UEFA Şampiyonlar Ligi’ne yaptığı flaş girişten sonra ilk 11’i hak ettiği kuşkusuzdu. 19 yaşındaki Can’ın istatistiklerine baktığımızda; 9 maçta 6 gol ve 4 asistlik performans görüyoruz ki, bunu 19 yaşında bir futbolcu Bundesliga ve Şampiyonlar Ligi seviyesinde yapıyor.
Oyuna sonradan dahil olan Can Uzun, oldukça istekliydi. Adeta “Ben buradayım” dedi ve hocaya yönelik eleştirileri haklı çıkarır bir performans sergiledi. Bir golü iptal edilmesine rağmen etkili oyunuyla dikkat çekti. Bana göre Can’ın, Gürcistan karşılaşmasında mutlaka ilk 11’de başlaması gerekiyor.
Seçilmeyen Yerli Futbolcular
Samsunsporlu Zeki Yavru, Trabzonsporlu Mustafa Eskihellaç, Konyasporlu Umut Nayir ve Göztepeli Arda Okan Kurtulan…
Zeki Yavru ile başlayalım. Bir türlü istenilen seviyeye ulaşamayan Zeki, bu sezon Samsunspor’da adeta ikinci baharını yaşıyor. 34 yaşındaki tecrübeli kaptan, ilerleyen yaşına rağmen takımının hemen her maçında 90 dakika sahada kalıyor. Yaşı ilerledikçe oyun istikrarı da artan Yavru, Zeki Çelik’in yerine düşünülemez miydi?
Zeki Çelik, her ne kadar golünü atmış olsa da sahada zaman zaman aksayan bir görüntü sergiledi. Şimdi soruyorum: Zeki Yavru Roma’da, Zeki Çelik Samsunspor’da oynasaydı Montella hangisini tercih ederdi?
Gelelim Mustafa Eskihellaç’a… Bu sezon yükselişe geçen Trabzonspor’da dikkat çeken isimlerden biri oldu. Montella’nın bu formda oyuncuları kadroya almaması, ister istemez oyuncuların motivasyonunu kırıyor.
Umut Nayir’e gelirsek… Evet, bu sezon skora üst düzey bir katkı veremedi belki ama en azından “takımda bir forvet var” diyebileceğimiz bir isimdi. Neden değerlendirilmedi, anlamak güç.
Son olarak, basına yansıyan haberlere göre Göztepeli Arda Okan Kurtulan’ın hâlâ Türkiye Milli Takımı’nı seçme hakkı bulunuyor ve oyuncu tarafı da Türkiye’yi istiyor. Peki neden çağrılmadı? Neden bu oyuncuyu elimizden kaçırma riskini göze alıyoruz?
Can Uzun gibi gurbetçi futbolcular, önlerinde Can Uzun örneği varken neden Türkiye’yi seçsin? Milli Takım bir “kariyer basamağı” olmalı. Gösterdiği performansla seçilmeyi hak eden oyuncular kadroya alınmıyorsa, o zaman milli takımda olmanın anlamı ne?
U21’de Durum Farksız
Gelelim en üst seviye alt yaş kategorisine, yani 21 yaş altı Milli Takımımıza.
Teknik direktörlüğünü Egemen Korkmaz’ın yaptığı U21 Milli Takımımız, Litvanya karşısında 2-0 galip gelerek grubunda ikinci sıraya yükseldi.
Karşılaşmaya baktığımda ilk dikkatimi çeken şey, takımın sahaya dizilişi oldu. Çünkü kulüp ya da milli takım fark etmeksizin, alt yaş kategorileri genelde A takıma hazırlık niteliği taşır. Yani A takım hangi oyun stiliyle oynuyorsa, alt yaş takımları da aynı anlayışla sahaya çıkar. Gerçi bizde teknik direktör değişiklikleri o kadar sık yaşanıyor ki, bu düzenin oturması pek kolay olmuyor.
Tıpkı Bulgaristan maçında olduğu gibi yine santrfor bölgesinden başlamak istiyorum. Nasıl olur da Bodrum FK forması giyen 21 yaşındaki Ali Habeşoğlu, santrfor pozisyonunda oynayan Semih Kılıçsoy yerine ilk 11’de başlamaz?
Burada küçük bir parantez açmak istiyorum:
Milli takımlarda, özellikle alt yaş kategorilerinde, genellikle devamlılığı yüksek oyuncular tercih edilir. Bu da bir anlamda futbolcular için ödül niteliğindedir.
Semih, Beşiktaş’ta forma giymeye başladığı dönemlerde hepimizin büyük potansiyel beklediği bir isimdi. Ancak gelinen noktada, kiralık olarak gittiği Cagliari’de Serie A’da sadece 2 maçta toplam 26 dakika süre alabildi.
Ali Habeşoğlu’na geri dönersek… Evet, belki Serie A gibi üst düzey bir ligde oynamıyor ama 3. Lig’den gelip bugün 1. Lig’de düzenli forma giyiyor. Yani kariyer basamaklarını olması gerektiği gibi, adım adım çıkıyor.
Kadroyu tekrar incelediğimde bir diğer dikkatimi çeken nokta orta saha üçlüsü oldu. Orta saha hattımız Emirhan İlkhan, İzzet Çelik ve Eyüp Aydın’dan oluşuyordu. Bu üçlünün ligde aldığı toplam süre ise sadece 126 dakika.
Bu üçlünün bu sezonki toplam potansiyel maç sayısının 30 olduğunu düşünürsek, bu rakam gerçekten alarm verici. Üç oyuncunun toplamda sadece 126 dakika süre bulması, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Hak Eden de Formayı Aldı
Oyuncu tercihlerini bu kadar eleştirdikten sonra, artık övmenin vakti geldiğini düşünüyorum. Nitekim U21 özelinde konuşacak olursak; Deniz Ertaş, Ayberk Karapo, Berkay Yılmaz ve Başar Önal, form grafiği en yüksek futbolcularımızdı.
Teknik direktörümüz Egemen Korkmaz da bu isimleri sahaya sürerek doğru bir tercih yaptı.
Özellikle Manisa FK forması giyen Ayberk Karapo’nun performansı, maçın en dikkat çeken noktalarından biriydi. Sahadaki oyunuyla hem istikrarını hem de gelişimini net biçimde gösterdi ve alkışları topladı.
Konuk Yazar
Yiğit Aldoğan
