Masumiyet, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Filler ve Çimen, Barda, Kabadayı, Yeraltı, Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi ve Hekimoğlu gibi birçok projede rol alan Güven Kıraç, kariyer yolculuğunu anlattı.
Son olarak İnci Taneleri’nde rol alan ve Erkan Can, Bahtiyar Engin ve Levent Ülgen’le Alevli Günler adlı tiyatro oyununda sahneye çıkan Kıraç, kendisini en çok etkileyen projenin Masumiyet olduğunu söyledi.
65 yaşındaki oyuncu, “İlk filmim, ilk göz ağrım Masumiyet filmdeki ‘Yusuf’ karakteri, beni sinemaya girdirmedi, dürttü. O yüzden Zeki Demirkubuz’a müteşekkirim her zaman. Yani ‘Yusuf’, benim sinema yolculuğumun ilk kahramanı, onu hayata geçirmekte gösterdiğim özeni bütün sinema yolculuğum boyunca kendime bir şiar edindim. Hep kendimi Masumiyet’in bir oyuncusu olarak görüp, ‘Bir sonraki filmi kabul etmeli miyim?’ penceresinden bakarak bir yol haritası çıkarma gayreti gösterdim. Zaman zaman sinemanın sanat filmleri kulvarından dışarı çıkıp, başka mahallelerin üretiminde, komedi filmlerinin içinde de yer aldım. Ama kendimi her zaman bağımsız bir sinemacı olarak hissettim ve addettim” dedi.
“TİYATRO HAYATIMDA HER ŞEYİN ÖNÜNE GEÇTİ”
“Oyuncu olmaya lisedeyken karar verdim” diyen Güven Kıraç, o yılları şu sözlerle anlattı:
“Lisede okurken tiyatroyla tanıştım. Tiyatroyla tanışınca benim bütün düşünce yapım değişti. Aslında Zincirlikuyu İnşaat Teknik ve Meslek Lisesi’nde eğitim alırken mimar olmayı düşünüyordum. Fakat lisede tanıştığım tiyatro kolları, hayatımda büyük bir rol çaldı ve her şeyin önüne geçti. O sahne, alkış, çalışma periyotundan çok hoşnut kaldım. İlk defa oyuncu arkadaşlarımla seyirciye selam verip sahnede oyunu bitirip kulise girince, ‘Bu şahane bir şey, ben bunu bırakmak istemem’ dedim ve hala da tiyatronun peşinden gidiyorum.”
Tiyatroya devam ettiğini ifade eden Güven Kıraç, “Kariyeri sinema ağırlıklı bir oyuncuyum. 2026, kariyerimde 40’ıncı yılım. 1986’dan beri bu işi yapıyorum. Kariyerimde sinema filmleri çok ama tiyatronun hayatımda olmasına da hep özen gösterdim” dedi.
“Bir tiyatro oyununda sizi yönetmen olarak perde arkasında görür müyüz?” sorusuna da yanıt veren Güven Kıraç, “Ne sinemada ne de tiyatroda yönetmenlik kısmına pek girmedim. Ama bu, bütün bunlara kapalı olduğum sonucunu çıkarmaz. Oyunculuğu çok ciddiye aldığım için uzun yılları bunu tesis etmekle geçirdim. Belki buradan sonra anlatmaktan heyecan duyacağım bir filmi, yönetmek isteyeceğim bir oyunu eğer içimde bir dürtü olarak hissedersem yaparım” diye konuştu.
Kariyerindeki kırılma noktasının Masumiyet filmi olduğunu belirten usta isim, “Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girmem de bir kırılma noktasıydı. Çünkü daha önce üç kere deneyip 1988’de konservatuvara girdim” dedi.
Kıraç, o üç yılın kendisi için çok zorlu geçtiğini söyleyen ve ailesinden de ‘Hani sen mimar olacaktın?’ baskısı gördüğünü belirtti.
Güven Kıraç, “Yapmak istediğiniz projeler var mı?” sorusuna da “Bizde projeler Erkan abiyle (Kıraç) biraz kendi işlerimizi yapmak üzere ağırlık kazanıyor. Hayal ettiğimiz, uzun süreler demleyip, çalıştığımız hem tiyatro hem sinema hem de platformlar için bazı projelerimiz var. Bunları toparlayıp yapma arifesinde bulunuyoruz. Ama bunların hangisi önce hayata geçer. Onları çok kestiremiyoruz” diye yanıt verdi.
“KEŞKE PEDRO ALMODOVAR İLE YOLUMUZ KEŞİSSEYDİ”
Kariyerinde Şener Şen, Uğur Yücel gibi isimlerle birlikte rol aldığını ve birçok iyi yönetmenle çalıştığını ifade eden Kıraç, “Keşke Pedro Almodovar’la yolumuz kesişseydi. Bir filminde olsaydım” dedi.
15 senedir resim de yapan Güven Kıraç, “Sağlığım el verdiği sürece de resme devam etmek istiyorum. Sergi fikrim de hazır resimlerim de var. Ama dünyanın her yerinde savaşlar varken o moral içinde değilim” diye konuştu.

