Konuya bir anekdot ile başlayıp, devamını asıl konuya vurgu yaparak getireyim.
CHP Milletvekili danışmanı bir arkadaşım benim telefonla arayıp şunları söylemişti; CHP Spor Kurulu kurulacak, senin de ilk toplantı da orada olmanı istiyorum zira bu yapılanmada sana ihtiyacımız var, hatta seni başkan yardımcısı olman için önerdim!
Bu arkadaşa dedimki; bak gidip toplantıya iştirak ederim ama başka konuda söz veremem.
O gün gelip çattığında CHP Genel Merkezine gittim, toplantının yapıldığı salona girdim, bırakın oturacak yer bulmayı iğne atsan iğnenin düşeceği alan yok..!
Tanıdık simalar var mı diye etrafa bakınırken bir beyefendi hemen yanıma gelip Mehmet Bey ayakta kalmayın diyerek biraz da zorla, bana kendi oturduğu koltuğu verdi! Tabi bu sırada ayağa kalkıp ismimle hitap ederek hoş geldiniz diyenler…
Kendi adıma utandım doğrusu çünkü, nezaket gösteren isimleri tanımıyorum ama çoğunluk yazılarımı takip eden kesim.
Asıl konuya bağlanalım;
Sevgili Cengiz Yağız hocam…
Kendisi Taekwondo federasyonu Başkanı iken, ben spor salonlarında yeşil kemer için hazırlık yapan tıfıllardan biriydim.
Benim dönemimin ilk kahramanı da Yılmaz Helvacıoğlu’dur. Tennur Yerlisu ve diğer isimleri yazmaya kalkarsam konu dağılacak!
Bugün ben maç izlerken Yılmaz Hoca ya da Tennur hoca gelecek, bırakın oturduğum koltuğu vermeyi üzerine kalkıp ellerini öperim net. Bunun adı NEZAKET’tir.
Cengiz Yağız Başkan’a da yapılan nezaketsizliktir.
Bilmeyenler için yazayım…
Türkiye Taekwon do Federasyonu, Federasyon Eski Başkanı Cengiz Yağız’ı onursal başkan olarak ilan eder! Buraya kadar hiçbir sorun yok ve hatta onur verici bir karar. Hatta bu kararı alan federasyon yönetimi kendisini haber vermeden sürpriz yaparak kendisini onursal başkan ilan etmiştir.
Buraya kadar sorun yok ve hatta WhatsApp üzerinden yazılı davetle Türkiye Şampiyonasına davet edilmiş olmasını da yoğunluğa bağlamış olalım…
Nasılki, evinize davet ettiğiniz misafiri ayakta dikmez, gereken misafirperverliği gösterirsiniz, aynı şekilde ve daha fazlasını onursal başkan ilan ettiğiniz kişiye de göstermeniz gerekir…
Türkiye Taekwondo federasyonunun bir kamu kurumu olması nedeniyle ciddiyet anlamında ve artısı nezaket kuralları gereği olmazsa olmaz prensiplerinin başına not edin bunu!
Zaten protokol kuralları gereği yapılması gereken de bellidir.
Sevgili Bahri Tanrıkulu kardeşim,
Seninle ilk ciddi konuşmamız ne zaman oldu hatırlarsın, sonrasında Sn. Osman Aşkın Bak’ın ilk bakan olduğu gün bakanlık makamında yanında durduğumu da unutmuş olduğunu sanmıyorum ki; federasyon başkanı seçildiğin gün ve sonrasında bile bu konuyla alakalı paylaşım dahi yapmadım çünkü buna ihtiyacım yok, senin de bana geçmişten bugüne vefa da dahil herhangi bir borcun da yok. Birbirimize olan tek borcumuz nezaket borcudur, gerisi lafügüzaftır!
Yazdıklarım sana bir fikir verebilir ya da aman sende diyebilirsin. Ancak ben yine de bu yaşanan nahoş olayın istemsiz bir gelişme olduğunu düşünmek istiyorum.
Allah yolunu açık etsin, kal sağlıcakla.

