Aşk her zaman güven, bağlılık ve huzur getirmez. Bazı ilişkiler, insanın benliğini yok eden birer psikolojik savaş alanına dönüşebilir. Sinema da zaman zaman bu karanlık gerçekliği cesurca ele alır. Bu listedeki filmler, romantizmi idealize etmektense, ilişkilerdeki manipülasyon, kontrol ve duygusal şiddet gibi toksik dinamikleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
1. REVOLUTIONARY ROAD (2008) – SAM MENDES
Başroller: Leonardo DiCaprio, Kate Winslet
1950’lerin banliyö hayatında sıkışıp kalmış bir çiftin giderek çürüyen evliliği… Frank ve April Wheeler’ın başta masum gibi görünen ilişkisi, zamanla hayal kırıklıkları, iletişimsizlik ve duygusal şiddete evrilir. Aşk yerini bencilce hayallere ve suçlamalara bırakır.
2. GONE GİRL (2014) – DAVID FINCHER
Başroller: Ben Affleck, Rosamund Pike
Evlilik dışarıdan mükemmel görünse de içten içe çürüyorsa? “Gone Girl”, manipülasyonun, yalanların ve intikamın hüküm sürdüğü bir evliliği gözler önüne seriyor. Amy ve Nick’in ilişkisi, psikolojik gerilimle birleşince izleyicinin içini ürpertiyor.
3. CLOSER (2004) – MIKE NICHOLS
Başroller: Julia Roberts, Jude Law, Natalie Portman, Clive Owen
Dört kişinin iç içe geçmiş ilişkileri ve karmaşık duygusal oyunları… “Closer”, dürüstlük, sadakat ve aşkın sınırlarını sorgularken, ilişkilerin nasıl kolayca zehirlenebileceğini çarpıcı biçimde yansıtıyor.
4. BLUE VALENTINE (2010) – DEREK CIANFRANCE
Başroller: Ryan Gosling, Michelle Williams
Geçmişin romantizmi ile şimdinin hayal kırıklığı arasında sıkışmış bir çiftin inişli çıkışlı ilişkisi… Sevginin zamanla nasıl tükenebileceğini ve duygusal şiddetin ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne seriyor.
5. WHO’S AFRAID OF VIRGINIA WOOLF? (1966) – MIKE NICHOLS
Başroller: Elizabeth Taylor, Richard Burton
Bir evli çiftin acımasız söz düelloları, küçümsemeleri ve psikolojik savaşları… George ve Martha’nın ilişkisi, izleyenleri adeta boğarcasına toksiktir. Film, ilişkilerdeki güç oyunlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini çarpıcı bir şekilde anlatır.
