Son yılların en çok konuşulan cilt bakım trendi olan retinol, güzellik dünyasında neredeyse “sihirli bir değnek” muamelesi görüyor. İnce çizgileri yumuşatıyor, cilt tonunu eşitliyor, akne izlerini hafifletiyor ve cildi daha aydınlık bir görünüme taşıyor. Sosyal medyanın gücüyle de retinol artık sadece dermatoloji kliniklerinin değil, milyonlarca kişinin banyo dolaplarının vazgeçilmezi. Ancak bu yükselişin gölgesinde çoğu kişinin bilmediği önemli bir gerçek var: Retinol mucizevi olduğu kadar disiplin isteyen bir içerik. Cildi adım adım yenileyen bu aktif, aynı zamanda yanlış kullanıldığında cilt bariyerini yoran, kızarıklığa ve yoğun hassasiyete neden olabilen etkili bir molekül. Üstelik dermatologlar son dönemde, sosyal medyada önerilen yüksek konsantrasyonlu retinol ürünleri nedeniyle retinol kaynaklı tahrişlerin arttığını söylüyor. Kısacası her retinol rutini aynı sonucu vermiyor çünkü her cilt aynı hikayeyi yazmıyor. Tam da bu noktada devreye doğru bilgi, sabır ve doğru adımlarla ilerleyen bir bakım anlayışı giriyor. Retinolün gücünü cildi hırpalamadan kullanabilmek için hem uzman görüşüne hem de bilinçli bir rutine ihtiyaç var.
Laneige
Retinolün Gücü Nereden Geliyor?
Retinol aslında dermatologların uzun zamandır güvendiği aktiflerden biri. “Fotoaging” tedavisinde, aknede, lekelerde… Yani cildin pek çok farklı ihtiyacına cevap veriyor. Etki mekanizması da oldukça net: Hücre döngüsünü hızlandırıyor, böylece cilt daha pürüzsüz, daha canlı ve daha eşit tonlu görünmeye başlıyor. Ancak bu hızlı yenilenme aynı zamanda cildi savunmasız da bırakabiliyor. Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Özlem Vayvada retinolün etkilerinin tartışmasız olduğunu ancak her güçlü içerik gibi doğru adımlarla kullanılmadığında problem yaratabileceği konusunda uyarıyor ve bakın ne diyor: “Retinol A vitamininin güçlü bir türevi. Hücre yenilenmesini hızlandırdığı için yaşlanma karşıtı etkisi çok belirgin. Fakat yüksek konsantrasyonlar veya hızlı kullanım cilt bariyerinin zayıflamasına neden olup retinol hasarı dediğimiz tabloyu yaratabiliyor. Retinol kontrollü bir soyulma etkisi yaratır fakat bu etki doğru şekilde yönetilmezse kızarıklık, yanma ve yoğun hassasiyetle sonuçlanabilir.” Retinol, yanlış kullanımda cildin alarm verdiği birkaç net belirtiyle kendini belli ediyor, hatta bunun bir adı da var: Retinoid dermatit, yani “retinol yanığı”. Aniden ortaya çıkan kızarıklık, ciltte kabuklanma ve soyulma, uygulamadan sonra yanma ve batma gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
Laneige
Retinolü Cildi Ürkütmeden Nasıl Kullanabiliriz?
Retinol deneyimi olmayan veya hassas cilt yapısına sahip kullanıcıların düşük bir oranla başlaması şart! İlk ay haftada 1–2 kez, yalnızca bezelye tanesi kadar ürün uygulanması öneriliyor; cilt toleransı arttıkça kullanım sıklığı yavaşça artırılabilir. Bu güçlü içerik, cildi UV ışınlarına karşı çok daha hassas hale getiriyor. Bu nedenle hava kapalı olsa bile gündüz mutlaka SPF 30–50 arası geniş spektrumlu koruyucu kullanılması, güneş kreminin gün içinde yenilenmesi gerekiyor. Güneş koruması retinolün yarattığı yenilenme sürecini desteklerken oluşabilecek leke ve hassasiyet riskini de azaltıyor. Retinol uygulanan gecelerin ertesi sabahı cilt mutlaka bariyer onarıcı ve yatıştırıcı içeriklerle desteklenmeli. Hyalüronik asit, seramid ve niasinamid gibi içerikler bu süreçte oldukça etkili. Dr. Vayvada hassas ciltler için “sandwich method” olarak bilinen tekniği öneriyor: “Çok hassas ciltlerde retinol öncesi ve sonrası nemlendirici uygulamak, kuruluk ve tahrişi önemli ölçüde azaltır.” En çok dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise retinolün AHA / BHA asitleri, glikolik asit, benzoil peroksit gibi güçlü asitlerle birlikte kullanılmaması gerektiği. Bu aktiflerle retinolün aynı akşam kullanılması egzama benzeri reaksiyonlara ve yoğun bariyer hasarına sebep olabilir. En güvenli yöntem farklı günlerde veya mutlaka dermatolog tavsiyesiyle dönüşümlü kullanım. Dr. Vayvada her cilt tipinin farklı ihtiyaçları olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sosyal medyada önerilen ürünlerin herkes için uygun olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Cilt bakımı kişiye özeldir. Retinol gibi güçlü içerikler mutlaka dermatoloji uzmanı kontrolünde kullanılmalıdır.”
Kaynak: Elle Kadın Dergisi

