Üniversitenin ülke genelinde görevi, eğitim ve öğretim, araştırmaya dayalı bilgi üretme, yeni buluşlar yapma, üretilen bilgiyi yaygınlaştırma ve insanlığa hizmet etme şeklinde kısaca tarif edilebilir. Tüm ülkelerde devrim gibi çığır açan bilgiler daha çok üniversiteler tarafından bulunmaktadır.
İstatistikler göre dünyada yaklaşık olarak 50 bin üniversite bulunmaktadır. Üniversite sayısı farklı ülkeler ve bölgeler arasında eşitsiz bir şekilde dağılmıştır. Ülkemizde ise 129 devlet üniversitesi, 11 teknik üniversite, 2 güzel sanatlar üniversitesi, 1 yüksek teknoloji enstitüsü, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi, Polis Akademisi ve Milli Savunma Üniversitesi. 75 vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Yüksek öğretim; Milli Eğitim sistemi içinde, orta öğretime dayalı en az dört yılı kapsayan her kademedeki eğitim ve öğretimin tümüdür.Üniversitelerde gençler açısından öğrenim yapan 18/24 yaş grubunu kapsamakta. Üniversiteler ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren kurum olmanın dışında birer araştırma merkezleridir. Bu özelliklerinden dolayı yüksek öğrenim kurumları ülke kalkınması ile doğrudan ilgilidir.
Üniversitelerin ülke kalkınma çabasında üstün nitelikli insanlar yetiştirmek suretiyle katkıları inkâr edilemez. Nitelikli insan gücü yetiştirmek sorumluluğunu üzerine alan üniversiteler, öğrencilerine bilgi, beceri, ideal ve iyi alışkanlıklar kazandırmanın yanı sıra, onların kişiliklerinin gelişmesi için problemlerinin kaynağını bulup çareler aramalıdır.
Üniversite öğrencilerinin ve mezunlarının sorunlarına gelecek olursak; Öğrenciler barınma, beslenme, geçim sorunları yaşıyor. Gençler üniversite eğitimlerine devam etmeye, yaşadığı sıkıntılarını aşmaya ve bu sıkıntılara karşı mücadele etmeye çalışmaktadır. Mezun olduktan sonra aldığı eğitime paralel olarak toplumsal konuma sahip olma garantisinin bulunmaması, gençliği olumsuz yönde etkilemekte ve onlarda ciddi gelecek endişesi oluşturmakta. İş bulmakta çaresizlik, uzun süre işsiz kalmak. İş ararken yeni mezun olanların iş yerinin tecrübesiz oldukları için iş vermemeleri. Çok zor şartlar altında iş bulanlar ise düşük ücretler ile çalışmaya mecbur bırakılmaları vs. Tüm bu sorunlar üst üste gelince gençlerimizin üniversiteden soğumaları ve geleceğe umutsuz bakmalarına çok önemli bir etken oluyor.
Günümüzde binlerce işsiz üniversite mezunu vardır. Yılın ilk çeyreğinde bu sayı 930 bin olarak kayıtlara geçmiştir. Binlerce genç alanının dışında düz çalışan olarak iş bulabildi. Aklın yolu birdir. Üniversite sayısını çoğaltalım derken gereksiz fakülteler açılmamalı. Hatta ülke genelinde sayısı fazla olan gereksiz fakülteler kapatılmalı ve yerlerine erken uyarı sistemi gibi meslek liseleri çoğaltılır. Yetenekli gençler lise çağında meslek sahibi olup geleceğini kurtarmalı ve ülkesine alanlarında hizmet etmeli. Daha zeki olup yüksek puan alan gençler ise her alanda kariyerlerini geliştirerek ülkelerine hizmet etmeli. Popülist davranış ve yatırımlardan uzak durmalı. Gençlerin barınma sorununu çözmek yurt sayılarını artırmak ile mümkün olur. İstihdam ve fakülte mezunu oranları birbirlerine yakın olmalıdır. Bu sistemi oturtmaya çalıştığımızda gençler üniversitenin önemini daha iyi anlayacak ve geleceğe umutla bakarlar.
Hava ÇAKIR
