Close Menu
Türkiye ve Dünya’dan Son Dakika Haberleri | MedyaPress
  • Dünya
    • Almanca Aktüel
  • Yaşam
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Sağlık
  • Magazin
    • Aşk ve İlişkiler
  • Teknoloji
  • Bilim
  • Otomobil
  • Kültür Sanat
    • Sinema
    • Konser
  • Röportajlar
    • Biyografi
  • Seyahat
  • Mekan
    • Gurme
  • Moda
  • Güzellik
  • Yazarlar
Facebook X (Twitter) Instagram Threads
Türkiye ve Dünya’dan Son Dakika Haberleri | MedyaPressTürkiye ve Dünya’dan Son Dakika Haberleri | MedyaPress
  • Röportajlar
  • Moda
  • Mekan
  • Seyahat
  • Gurme
  • Güzellik
  • Aşk ve İlişkiler
  • Kültür Sanat
  • Sinema
    • Konser
      • Kitaplar
  • Biyografi
    • Ne Nasıl?
Konuk Yazar Başvuru
  • Gündem
  • Dünya
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Spor
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Bilim
  • Otomobil
  • Yazarlar
  • Hızlı Akış
Türkiye ve Dünya’dan Son Dakika Haberleri | MedyaPress
Home»Yazarlar»Çin-Suudi-İran Üçgeni: Pasifik Dengelerinde Değişim
Yazarlar

Çin-Suudi-İran Üçgeni: Pasifik Dengelerinde Değişim

Eylül 8, 2025Sümeyra UlusBy Sümeyra Ulus
Sümeyra Ulus_yazar

Asya-Pasifik coğrafyası, uzun yıllardır ABD merkezli güvenlik düzeninin gölgesinde şekillendi. Ancak son beş yılda bu düzeni sarsan sessiz bir devrim gerçekleşti: Çin’in Orta Doğu’da hızla artan nüfuzu. 2023 yılında Pekin’in arabuluculuğunda Suudi Arabistan ile İran arasında sağlanan diplomatik yakınlaşma, sadece Körfez’in güvenlik dinamiklerini değil; Hint Okyanusu’ndan Güney Çin Denizi’ne, Japon Denizi’nden Pasifik Adaları’na kadar geniş bir coğrafyanın dengelerini değiştirdi.

Bugün artık herkes şu gerçeği konuşuyor: Çin, Orta Doğu’daki enerji diplomasisini Asya-Pasifik’e uzanan daha büyük bir satranç tahtasında stratejik avantaja dönüştürüyor.

Çin’in Orta Doğu’daki Yeni Stratejik Konumu

Çin’in Orta Doğu’daki yükselişi, askeri değil, ekonomik temeller üzerine kuruldu. Kuşak-Yol Girişimi (BRI) çerçevesinde, son 10 yılda Orta Doğu’ya yapılan Çin yatırımlarının hacmi 300 milyar doları geçti [1]. Limanlar, demiryolları, enerji altyapıları… Pekin, sadece ticaret hatlarını değil, aynı zamanda siyasi nüfuz alanlarını da inşa etti.

Enerji bu stratejinin merkezinde durmaktadır. Çin, günlük petrol ihtiyacının yaklaşık %50’sini Orta Doğu’dan karşılıyor [2]. Suudi Arabistan, Çin’in en büyük petrol tedarikçisi haline gelirken, İran yaptırımlar nedeniyle Batı’ya kapalı olduğu dönemde Pekin’e daha da bağımlı hale geldi. Bu karşılıklı bağımlılık, Çin’in Orta Doğu’da daha güçlü bir söz hakkı elde etmesini sağladı.

Pekin’in Suudi Arabistan-İran yakınlaşmasına aracılık etmesi ise bu etkinin zirve noktası oldu. Batı’nın onlarca yıldır çözemediği sorunlara Çin’in arabulucu rolüyle yaklaşması, bölgedeki aktörlere “artık sadece Washington’a mahkûm olmadıkları” mesajını verdi. Bu, Çin’in yumuşak gücünün sert bir jeopolitik avantaja dönüşmesinin en net göstergesi.

Suudi Arabistan ve İran’ın Stratejik Kayması

Suudi Arabistan’ın Çin’e yakınlaşmasının ardında birkaç temel motivasyon var. Birincisi, ABD’nin bölgedeki güvenlik taahhütlerinin giderek zayıflaması. Örneğin, ABD eski Devlet Başkanı Joe Biden yönetiminin, Cemal Kaşıkçı cinayetinden Yemen savaşına kadar pek çok konuda Riyad’a yönelttiği eleştiriler, iki müttefik arasındaki güven krizini derinleştirmişti. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Batı’yla gerilen ilişkilerin boşluğunu dolduracak yeni bir stratejik ortak arayışında Çin’e yöneldi.

Riyad, yalnızca Çin’e değil, aynı zamanda ABD, Rusya ve Avrupa ülkelerine yönelik diplomatik ve ekonomik açılımlar yapıyor. Bu çok eksenli yaklaşım sayesinde Suudi Arabistan, enerji yatırımlarında piyasa esnekliği kazanmakta. Örneğin Japonya ve Güney Kore gibi yüksek enerji tüketen Asya ülkeleriyle alternatif enerji anlaşmaları imzalarken, kırılganlığını azaltarak stratejik manevra kabiliyetini artırıyor. Bu çeşitlilik, Pasifik adımları üzerinde daha dengeli bir enerji arz güvenliği sağlama arayışı içine giren aktörler için yeni fırsatlar yaratıyor.

İran cephesinde ise tablo daha farklı. Yaptırımlar nedeniyle Batı’dan izole edilmiş bir ekonomi, Çin’in sunduğu yatırım ve ticaret fırsatlarına büyük ihtiyaç duyuyor. Enerji, savunma ve teknoloji alanlarında derinleşen İran-Çin iş birliği, Tahran’ın Batı karşısındaki diplomatik kozunu da güçlendirdi.

İran, Çin ile ilişkilerini derinleştirirken yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda askeri stratejisini de genişletiyor. Tahran’ın Hint Okyanusu yakınlarındaki Adalar (örneğin Celebi ve Büyük Tunb) üzerindeki etkisi, bölgedeki petrol ve ticaret koridorlarını kontrol etme potansiyeline sahip. Çin’le savunma iş birliği sayesinde İran, deniz gücünü bölgesel caydırıcılık aracı olarak kullanabilir. Bu gelişme, Hindistan’ın savunma stratejisini yeniden değerlendirmesine yol açabilir. Özellikle Umman Körfezi ve Basra’dan Hint Okyanusu’na uzanan deniz koridorlarında yeni denge arayışları yoğunlaşacak.

Bu iki aktörün stratejik kayması, Orta Doğu’daki eski kutuplaşmaları yumuşatırken, Asya-Pasifik’te de yeni bir etki alanı oluşturdu. Körfez’den Pasifik’e uzanan bu yeni eksen, enerji güvenliği, ticaret yolları ve askeri stratejiler üzerinde derin bir etki yaratıyor.

Asya-Pasifik Aktörlerine Yansımalar

Hindistan için Çin’in Körfez’deki yükselişi stratejik bir alarm zili niteliğinde. Hindistan, enerji ihtiyacının %60’ını Körfez ülkelerinden karşılıyor. Suudi Arabistan ve İran’ın Çin ile daha yakın ilişkiler kurması, Yeni Delhi’nin enerji arz güvenliği açısından kırılganlığını artırıyor. Bu nedenle Hindistan, bir yandan Çin ile ekonomik bağlarını koparmadan korurken, diğer yandan ABD ve Japonya ile stratejik ortaklıklarını derinleştiriyor. QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ve Hint Okyanusu’ndaki liman projeleri, Hindistan’ın bu stratejik dengeleme çabalarının somut yansımaları. Ancak Pekin’in hızla güç kazandığı bu ortamda Hindistan, enerji kaynakları üzerindeki rekabetin gölgesinde daha saldırgan bir dış politika izlemek zorunda kalabilir.

Japonya, Pasifik’te ABD ile olan ittifakını derinleştirirken, enerji alanındaki bağımlılığı nedeniyle Orta Doğu’daki gelişmeleri yakından izlemek zorunda. Japonya’nın petrol ithalatının %90’ı Orta Doğu’dan geliyor. Çin’in Körfez’deki etkinliği arttıkça, Tokyo’nun enerji güvenliği üzerindeki belirsizlik de artıyor. Bu nedenle Japonya, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırırken, bir yandan da Avustralya, Hindistan ve ASEAN ülkeleriyle daha sıkı ekonomik ve diplomatik iş birlikleri kuruyor. Ancak tüm bu çabalara rağmen Japonya, Çin’in nüfuzunun yarattığı stratejik baskıyı hafifletmekte zorlanıyor.

Avustralya ise Çin’in artan küresel etkisini sınırlamak amacıyla AUKUS güvenlik paktına ağırlık veriyor. Canberra yönetimi, Pasifik’teki Çin etkisini kırmak için ABD ve İngiltere ile savunma sanayi iş birliğini derinleştiriyor. Körfez’deki Çin nüfuzunun artması, Avustralya’nın enerji piyasasındaki hassasiyetini de artırıyor. Bu nedenle Avustralya, enerji arz çeşitliliğini artırma ve Çin’e olan ekonomik bağımlılığını azaltma çabasını hızlandırıyor.

Avustralya’nın yanı sıra Endonezya, Vietnam ve Filipinler gibi ASEAN ülkeleri de Çin’in genişleyen nüfuzunu sınırlandırma arayışında. Bu ülkeler, deniz yolları üzerinden gelişen enerji ve ticaret güvenliğini sağlamak adına ABD ve Japonya ile savunma iş birliklerini artırıyor. Aynı zamanda Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarına karşı uluslararası hukuk ve ASEAN içi iş birliği çabaları da yoğunlaştı. Bu politikalar, Çin’in stratejik derinlik kazanma hedefini lokal dirençle karşı karşıya bırakıyor ve Pasifik güvenlik denklemine çeşitlilik katıyor.

Washington’ın Tepkisi ve Pasifik Dengeleri

ABD için Çin’in Orta Doğu’daki yükselişi, küresel güç rekabetinde kritik bir meydan okumadır. Washington, Pasifik’te zaten zorlanan denge politikasını, Körfez’deki yeni dinamiklere göre revize etmek zorunda kaldı.

Trump yönetimi, Çin’e karşı daha sert, tek taraflı ve agresif bir strateji izledi. QUAD ve AUKUS gibi güvenlik platformlarını yalnızca güçlendirmekle kalmadı; aynı zamanda Asya-Pasifik ülkelerine askeri ve ekonomik baskıyı artırdı. Trump döneminde “Önce Amerika” politikası, Çin’in enerji ve teknoloji alanlarındaki ilerlemesini frenlemeye odaklanırken, Pekin’in Orta Doğu’daki hamleleri Washington’da daha fazla alarma yol açtı.

Bununla birlikte, Çin’in hem ekonomik hem de diplomatik kanalları aynı anda kullanması, ABD’nin klasik stratejik hamlelerini etkisiz hale getiriyor. Trump’ın konvansiyonel müttefiklik mekanizmalarını zayıflatması ise, Asya-Pasifik bölgesinde güç boşlukları yaratarak Pekin’in elini daha da güçlendirdi.

Sonuç: Çok Kutuplu Yeni Düzen

Çin-Suudi Arabistan-İran üçgeni, çok kutuplu dünya düzeninin en somut göstergelerinden biri haline geldi. Körfez’de başlayan bu yakınlaşma, Asya-Pasifik coğrafyasında daha karmaşık, çok katmanlı bir jeopolitik tablo yarattı.

Hindistan, artan stratejik baskı nedeniyle daha agresif bir dengeleme politikası izlemek zorunda kalacak. Japonya, enerji güvenliği alanında ciddi risklerle karşı karşıya kalacak. Avustralya ise Pasifik’te Çin’in yükselişini dengelemek için savunma yatırımlarını artıracak.

Sonuç olarak, Çin’in çok yönlü stratejisi sadece Orta Doğu’yu değil, Asya-Pasifik’in geleceğini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynaklar

[1] McBride, James, Noah Berman, and Andrew Chatzky. “China’s Massive Belt and Road Initiative.” Council on Foreign Relations, 2 Feb. 2023, https://www.cfr.org/backgrounder/chinas-massive-belt-and-road-initiative. Erişim: 7 Eylül 2025.

[2] Chen, Laurie, and Ethan Wang. “What Are China’s Economic Interests in Iran?” Reuters, 24 June 2025, https://www.reuters.com/world/middle-east/what-are-chinas-economic-interests-iran-2025-06-24. Erişim: 7 Eylül 2025.

Sümeyra Ulus – Diğer Yazıları
  • Ukrayna’nın Karadeniz Operasyonları Ne Anlama Geliyor?
  • İznik’e Gelen Papa, Neyin Kapısını Aralıyor?
  • Irak Seçimleri: İhtilaflı Bölgelerde Türkmen Dengesi
  • Suriye’nin Müzakere Gündemi Ne?
  • Wilders’a Fren: Hollanda’da Seçmen Ne Diyor?
  • Yemen’de İnsanî Yardım mı Yoksa Pazarlık Aracı mı?
Share. Facebook Twitter LinkedIn Telegram WhatsApp
Avatar photo
Sümeyra Ulus
  • Website

Lisans eğitimini Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında tamamlayan yazar, yüksek lisans eğitimini de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ABD alanında tamamladı. Yazar, Bilim Uzmanı olarak aktif yayın yapmaya devam etmektedir.

Meteorolojiden 48 kente saganak ve kar uyarisi fLUnkl64.jpg
Gündem

Meteorolojiden 48 kente sağanak ve kar uyarısı

Aralık 11, 2025
Fed faiz indirince hong kong da harekete gecti iP7VGgWZ.jpg
Ekonomi

FED faiz indirince Hong Kong da harekete geçti

Aralık 11, 2025
En kalabalik ortamlarda bile sadece istediginiz kisinin sesini duymanizi saglayan kulaklik gelistirildi KBH5msy9.jpg
Teknoloji

En Kalabalık Ortamlarda Bile Sadece İstediğiniz Kişinin Sesini Duymanızı Sağlayan Kulaklık Geliştirildi

Aralık 11, 2025
Prime videoda mutlaka izlemeniz gereken en iyi filmler MGgJDvfQ.jpg
Sinema

Prime Video’da Mutlaka İzlemeniz Gereken En İyi Filmler

Aralık 11, 2025

Dünyayı Sizin İçin Takip Ediyoruz!

Tarafsız, Küresel Habercilik
Bize katılın
Talepler
Kurumsal
  • Künye
  • Uluslararası Yayın İlkeleri
  • Erişilebilirlik Politikamız
  • STDGD Yayın politikası
  • Öneri ve Bilgi Formu
Kurumsal
  • Tekzip
  • Gizlilik Politikası
  • Çerez politikası
  • İçerik Kullanım Şartları
  • Editoryal İlkeler
Kurumsal
  • Sponsorluklar
  • STDGD
  • Yazarlarımız
  • Konuk Yazarlarımız
Biz Kimiz?
  • Hakkımızda
  • Yayınlarımız
  • Tv
  • Radyo
  • Podcast

© 2025 MedyaPress – Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

🔊 Makale okunuyor...