Saç dökülmesine karşı kullanılan biberiye yağı ya da kırmızı ışık terapisi bir yana, çözüm vücudumuzda doğal olarak bulunan bir şekerde olabilir.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 2-deoksi-D-riboz adı verilen bu şeker, erkek tipi kellikle oluşturulan farelerde saçların yeniden çıkmasını sağladı.
Üstelik etkisi, halihazırda kullanılan minoksidil kadar güçlü oldu. Minoksidil, dünya genelinde reçetesiz satılan saç dökülmesine karşı satılan Rogaine adlı ilacın da etken maddesi.
SAÇ DÖKÜLMESİNE ÇARE
Erkek tipi kellik olarak bilinen ve kafanın üstünde ve alın bölgesine yakın bölgede saç dökülmesi yaratan durum, kadınlarda da görülebiliyor.
Genetik, hormonlar ve yaşlanmanın birleşimiyle ortaya çıkan bu durum, saç dökülmesinin en yaygın nedeni.
Semptomlar genellikle 20’li veya 30’lu yaşlarda başlıyor. Kadınlarda ise menopoz sonrası görülüyor.
Sheffield Üniversitesi’nden doku mühendisliği profesörü Sheila MacNeil, “Bu durum dünya çapında milyonlarca erkeği etkiliyor. Ancak tedavi için hükümet onaylı yalnızca iki ilaç var. Bizim araştırmamız, saç dökülmesini tedavi etmenin yolunun bu doğal şekerle saç köklerine kan akışını artırmak” dedi.
Sheffield, bu şekilde saçların yeniden çıkmasının sağlanabileceğini belirtiyor.
YÜZDE 90 BAŞARI ORANI
Araştırmacılar, başlangıçta bu şekeri yara iyileşmesini hızlandırmak için inceliyordu. Vücudumuzun doğal olarak ürettiği bu şekerin damar oluşumunu desteklediğini fark eden ekip, bu özelliğin saç uzamasına da katkı sunduğunu gördü.
Farelerin kelleşmiş bölgelerine jel formunda şeker sürüldü. Bazı farelere yalnızca minoksidil, bazılarına yalnızca şeker, bazılarına ise her ikisi uygulandı.
Sonuçlar çarpıcıydı. İki madde de yüzde 80 ila 90 oranında saç çıkmasını sağladı. Fakat birlikte kullanıldıklarında ekstra bir fayda görülmedi.
Bu şekerin tam olarak nasıl daha uzun ve kalın saçların çıkmasına yol açtığı henüz anlaşılabilmiş değil. Ancak saç köklerindeki kan dolaşımını artırdığı düşünülüyor.
Bu nedenle, kemoterapi sonrası görülen saç dökülmesi gibi başka nedenlere bağlı saç kayıplarında da etkili olabilir.
Uzmanlar araştırmanın henüz erken aşamada olduğunu kabul ediyor. Fakat sonuçlar umut verici.
