Lübnan’dan başlayan, Suriye sınırını aşarak Türkiye’ye ulaşan ve ters akmasıyla bilinen Asi Nehri’nde yıllardır mücadelesi verilen su sümbülleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce BM Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği içinde yürütülen ‘Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi’ (MARIAS) kapsamında masaya yatırıldı.
Suda yetişerek gelişen, suyun oksijen ve ışık almasını engellemesiyle balıklar ile diğer su canlılarının ölümüne neden olduğu belirlenen, ‘istilacı’ olarak nitelendirilen su sümbülleri, hasat teşviki ve ekonomiye kazandırılması için değerlendirildi.
2 günlük çalışma ve araştırmaların ardından dünyanın en kötü sucul otu olarak bilinen su sümbülü ile ilgili uyarıda bulunan İSTE Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, bu otun yayılımının büyük tehlike arz ettiğini söyledi.
‘DENİZ KAPLUMBAĞALARINI TEHDİT EDİYOR’
Su sümbülünün 12 yıldır Asi Nehri’nde bulunan istilacı tür olduğunu anlatan Turan, “Su sümbülü, büyük felaketlere yol açan bir türdür. Bu tür, hem tatlı suyun kalitesini bozmakta hem de nehrin içerisinde bulunan birçok biyoçeşitliliği yok etme düzeyine kadar gelebilmektedir. Balık ve birçok canlının ölümüne sebep olmasının yanı sıra yağmur yağdığında akıntıyla sürüklenip denize ulaşmakta ve dalgalarla beraber sahil şeridine vurarak burada nesli tehdit altında olan deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanlarını kaplamaktadır. Sahildeki yumurtanda çıkan o deniz kaplumbağalarının denize ulaşmasını engellemekte hatta onların ölümüne sebep olmaktadır. Bu türle mücadele etmemiz gerekiyor. Bunun bir şekilde yok edilmesi veya azaltılması gerekiyor” dedi.
Yayılımına engel olunması konusuna dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Turan, “Ekonomiye dönüştürürken, su sümbülün yayılımı artan bir ot haline dönüşmemesi gerekiyor. Ekonomiye dönüştürürken bunun yayılımını da teşvik etmiş oluruz. Bunun yayılımını sağladığımız zaman Asi Nehri’nin problemi; belki Ceyhan, Seyhan veya Aksu gibi birçok nehrin problemi, ilin problemi, ilçenin problemine dönüşebilir. Zaten burada oluşturduğu ekonomik ve biyolojik kayıp çok büyük. Biraz ekonomik gelir gelecek diye diğer illere de yayılması Türkiye genelinde milli gelir anlamında milyon dolarlık, milyar dolarlık büyük kayba da sebep olabilir. Bu konuda hassas olmamız gerekiyor. Yayılımı ile ilgili bilinçli olmamız gerekiyor” diye konuştu.