F1 liderleri, 2026 yılına kadar F1 otomobillerinde yalnızca sürdürülebilir yakıtları kullanmayı hedefliyor. Yine de yarış arabaları yapbozun sadece küçük bir parçası. Dünya çapında iki düzine Grand Prix düzenlemek, daha fazla karbon emisyonu üreten pistler arasında otomobillerin, parçaların ve diğer malzemelerin değiştirilmesini gerektiriyor.
Ancak Mercedes-AMG F1 ekibi, yük emisyonlarını azaltmanın bir yolunu denedi. Sezonun son üç Avrupa Grand Prix’si için Spa, Zandvoort ve Monza arasındaki operasyonları taşırken 16 kamyonda hidro-işlenmiş bitkisel yağ (HVO 100) biyoyakıt kullandı. Bu devreler birbirine nispeten yakın olduğundan, Mercedes’in arabaları ve bileşenleri sevk etmek için örneğin hava taşımacılığına güvenmesine gerek yoktu. Bu, yaklaşık 1.400 kilometre toplam sürüş mesafesi göz önüne alındığında, ekibe biyoyakıtı test etmek için iyi bir fırsat verdi. Ancak ekip, tedarik sorunları nedeniyle son 20 km’de dizel yakıt kullanılması gerektiğini kaydetti.
Formula 1’de biyoyakıt devrimi!
Bir analiz, HVO 100 kullanmanın navlun emisyonlarını %89 oranında azalttığını buldu. Genel olarak Mercedes, her iki yolculukta da yalnızca dizel kullanmaya kıyasla 44.091 kg karbondioksit emisyonu tasarrufu sağladı. HVO 100’ün bitkisel yağlardan, atık yağlardan ve katı yağlardan elde edildiğini ve tamamen fosil yakıt içermediğini kaydetti. Yakıt ayrıca daha az Nox ve partikül emisyonu üretiyor.
Mercedes F1 takım patronu Toto Wolff “Sürdürülebilirlik, operasyonlarımızın merkezinde yer alıyor. Kara taşımacılığımız için biyoyakıt kullanımını denemek, aldığımız her karara ve aldığımız her eyleme sürdürülebilirliği dahil etme taahhüdümüzün bir başka örneğidir. Değişimin ve umudun en ileri noktasında olmayı hedefliyoruz. Hepimiz sürdürülebilir bir yarın için yarışta olduğumuz için sürdürülebilir teknolojinin benimsenmesini mümkün kılabiliriz.” dedi.
Diğer biyoyakıtlar da Formula 1’de kullanım için test ediliyor. Takımlar, tamamen sürdürülebilir yakıtlara geçişin bir parçası olarak bu sezon F1 otomobillerinde E10 biyoyakıtları (%10 yenilenebilir etanol içeren) kullanmaya başladı. Bu, tamamen sürdürülebilir yakıtların kullanılmasından biraz uzak olsa da, E10 ve HVO 100 kullanımı, motor sporlarını çevre için çok daha sağlıklı hale getirmeye yönelik olumlu adımlar.