MHP lideri Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle;
Bugünleri aşacağız, virüse asla teslim olmayacağız.
Kirli hesap yapanların mahcup olmaları yakın. Her gecenin bir sabahı vardır ve o sabah yaklaşmıştır. Eğer başkalarının oyunlarına gelirsek, estirilen işbirlikçi rüzgara kapılırsak kaybederiz. Fakat biz teslimiyetçi değil Türk Milliyetçisiyiz. Biz Türkiye sevdalısıyız. Çok şükür ferasetimizi de kaybetmiş değiliz. Çok şükür basiretimiz bağlı değil, vicdanımız nasırlı değildir.
MHP, dünyayı başkent Ankara vizyonuyla kavramaktadır. Muhatap olduğumuz her tehdidin dış bağlantısı var. Hem ülkemizde hem uluslararası arenada ne olduğunu idrak etmekteyiz. Çelik ve çevik bir dirayetin tarafıyız. Doğudan batıya, kuzeyden güneye var olan istikrarsızlık sarmalının neye tekabül ettiğini bilmekteyiz. Bu okuma sonucunda tehditlerin seyri defterini analiz etmek, ak ile karayı tefrik etmek zor değildir.
Durduğumuz yer savunduğumuz fikir karmaşık meselelerin düğümünü çözecektir.
(Emekli amirallerin gece yarısı bildirisi)
Türkiye önce 126 büyükelçinin bildirisi yayınlanmıştır. İçlerinde bulunan üyemizi kesin ihraç talebiyle disipline sevk ettik. Sonrasında 104 amiralin Montrö bahanesiyle yaptığı bir nevi muhtırasıyla sarsılmıştır.
Kaldı ki kimsenin Montrö’yü tartışmaya açtığı falan da yoktur. Bunlar herkesi kendileri gibi aptal ve ahmak mı zannediyor. Bu 104 amiral Türk demokrasi tarihinin kara bir lekesidir. Bu lekeyi temizlemek namus borcudur. Bu cezasız kalamaz. Bu 104 emekli amiral bozuntusunu bir araya getiren, gece yarısı muhtıra içtimasına sokan asıl motivasyon nedir? Arkasında kim vardır? Üzerinde durulması ve sorgulanması gereken bir diğer muamma ise şudur: Bu kokuşmuş bildiri lokal ve günübirlik bir bildiri mi? Yoksa zincirleme bir reaksiyonun ilk etabı mıdır?
Bu çürüklere bu aklı veren sağır oda amirleri kimlerdir? Madem bir dertleri vardı siyaset hevesleri vardı 106 partiye üye olmalarının önünde bir engel yoktur. Fikirlerini açıklamalarının önünde bir engel yoktur. Akşamları TV’lerde 3-4 emekli askeri görmek alışkanlık haline gelmiştir. Bunlara eklenebilirlerdi. Bazıları diyor ki “Bu bir darbe çağrısı değil, demokrasi çağrısıymış. Bu çağrı bal gibi darbe çağrısıdır. Bu bildiri milli iradeye doğrultulmuş silahtır. Amiraller aynen şöyle tehdit etmişlerdir “Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti bunalım, en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir”
Aksi halde diye başlayan muhtıra bildirisinin neresi demokrasi çağrısı?
Kimse sinir uçlarımızla oynamasın. Darbeler dönemi kapanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi kimse karanlık yerlere sürükleyemeyecek. Darbe demek, kan, gözyaşı, gerileme, mağduriyet ve ihanet demektir.
“ŞEREFSİZLERİ BİRER BİRER TOPRAĞA GÖMERİZ”
Elindeki silahı millete çevirmeyi aklından geçiren vatansızlar önce bizim bedenimizi çiğnemek mecburiyetindedir. Böylesi bir an geldiğinde ya şerefimizle şehit olur ya da şerefsizleri birer birer toprağa gömeriz.
Bu bildiriye imza atanların hesap verme zamanı gelmiştir. İbreti alem için rütbeleri sökülmeli, emeklilik hakları elinden alınmalı, maaşları kesilmelidir. Soruşturma derinleştirilerek tekamül ettirilmelidir. Arkasında kimler var, önünde kimler duruyor hepsi alayı çıkarılmalı. Bizi dehşete düşüren başka nokta da muhalefet partilerinin aldığı sakat pozisyondur. CHP geçmişiyle müsemma tavrını yine sürdürmüştür. İsmet İnönü yabancı gazetecilere verdiği demeçte şunları söylemişti: Siyasi rejim baskıya yönelirse ordu mensupları vaziyeti incelerler ve sonucunda ne olacağını kimse bilemez.
Bu beyanattan 20 gün sonra 27 Mayıs darbesi yaşanmıştır. Şartlar tamam olduğunda ihtilal meşru haktır sözü, CHP’nin tarihinin tarihi yanılgısı ve yozlaşmış düşüncesidir. Darbeler tarihi bir nevi CHP tarihidir. Darbe ile yüzleşmek CHP ile yüzleşmek demektir.
Darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım diyen Kılıçdaroğlu 15 Temmuz’da Bakırköy Belediye Başkanının evine nasıl saklandı hepimiz biliyoruz. Çıkmış sahte gündemdir. Ekonomik sorunlar var diyor. 4 nisan bildirisinin neresi sahte gündemdir? Sahte olan gündem mi yoksa sen misin? Domates patlıcan kadar bu ülkenin bağımsızlığının demokrasisinin onuru hatırı yok mu? “Amirallerin açıklamasından darbe çıkarmak sivil darbecilerin işi” diyorlar. Bu dil kepaze bir dildir.
AKŞENER’E “ZEVZEKLİK” YANITI
İP’in hali içler acısıdır. İmzacıların içinde İYİ Partilinin olması, İYİ Partili vekilin bildirinin altına imzamı atarım demesi tam bir suçüstü halidir. 104 şuursuz İP’in başkanı için zevzektir. Bu bildiriye zevzeklik demek su katılmamış zevzekliktir. Zevzek arıyorsa önce etrafına baksın.
Demokrasi onurumuzdur, milletin emaneti baş tacımızdır.
AYM’NİN HDP KARARI
Anayasa Mahkemesi adil karar vermemiştir. Bu aziz vatanda bulunmanız usul eksiklikleri var mıdır? Bugün HDP’nin iddianamesini gerisin geriye Yargıtay’a iade edenler 1 saatliğine de olsa dağda, ovada hainlerin karşısına çıkabilecek yüzlerini gösterebilecekler midir?
Bunu gidin de şehit analarına anlatın. Biz millet ne diyorsa ona göre hareket ediyoruz.
Bu mahkemenin kapısına kilit vurulmalıdır. AYM’nin tutumu hükümsüzdür. Mahkeme başkanının tarafsızlığı söz konusu değildir.