Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kabine Toplantısı’na başkanlık etti. Yaklaşık 3 saat 10 dakika süren toplantının ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ŞANTAJA MARUZ KALDIK: Yıllarca dünya ortalamalarının çok üzerinde oranlarla borçlanan, borçlanmak zorunda bırakılan bir ülke olduk. Bu yüksek maliyetin karşılığını da yatırıma, üretime, istihdama kavuşarak değil, kendi siyasi ve güvenlik politikalarımızı izlemeye kalktığımızda şantaja maruz kalarak aldık. Parlamenter sistemde hiçbir hükümetin bu şantaja karşı durabilecek gücü olamadığı için ülkemiz siyasi istikrarsızlık batağına mahkum edildi. Son 19 yıldaki güçlü siyasi irade, bilhassa da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi verebilecek dirayete, imkana kavuştuk.
FİYAT ARTIŞI: Ülkemizde kurdaki hareketlerin de etkisiyle yükselen enflasyonla veya fiyat artışı ile sonuçlanan ekonomik sıkıntılar elbette vardır. Ama öncelikle sorunun adını doğru koymamız gerekir. Fiyatlardaki düzenli artışı ifade eden enflasyonun olduğu yerde yatırım olmayacağı, üretim azalacağı, istihdam düşeceği için dengeler bozulur. Buna karşılık sadece kurdaki yükselişe bağlı olarak kimi ürünlerde ortaya çıkan fiyat artışı ise yatırımı, üretimi ve istihdamı doğrudan etkilemez. Tam tersine kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar. Ülkemizde yaşanan durum tam da budur. Yani fiyat artışıdır. Velev ki bunun adı enflasyon olsa bile dünyada ülkelerin enflasyonu yenmek için farklı politikalar izlediğini görüyoruz.
BOCALAMA İÇİNDE: Küresel ekonomi, yeni sınamalar karşısında ciddi bir bocalama içindedir. Düşük faiz ve ucuz dolar çılgınlığının Amerika başta olmak üzere gelişmiş ülkeler ekonomisindeki sonucu 2008 kriziyle ortaya çıktı. Salgın sürecinde izlenen politikalarla birlikte FED’in 2008 öncesi 750 milyar dolar olan bilanço büyüklüğü bugün 8,5 trilyon dolara ulaştı Buna rağmen küresel ekonomideki handikaplar aşılamadı. Gelişmiş ülkelerin parasal genişleme ve negatif faiz uygulamaları ise küresel ekonominin işleyişini daha da bozdu. Araştırmalar, Amerika’daki şirketlerin yüzde 17’sinin aldıkları kredilerin bırakın anaparasını, faizini bile ödeyemeyecek durumda olduklarını gösteriyor. Dünya borsalarındaki şişkinlik, basılan fazla paranın kendisine gidecek yer bulamamasından kaynaklanıyor. Fazla paranın yol açtığı bir başka sorun da gelişmiş ülke ekonomilerinin ciddi enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya kalmasıdır. Üretici fiyatları enflasyonu, Amerika’da yüzde 9’u, Almanya’da yüzde 18,4’ü, Çin’de yüzde 13,5’i, Avrupa Birliği ortalamasında da yüzde 16,2’yi gördü.
FAİZ ARTTIRIMINA GİDEMEZ: Gelişmiş ülkelerin, küresel ekonominin mevcut işleyişinde radikal değişiklikler olmadığı sürece faiz artırımına gitmeleri veya parasal daralmaya yönelmeleri zor gözüküyor. ABD’nin aylık 15 milyar dolarlık parasal daralma politikası açıklarken diğer yandan 1,5 trilyon dolarlık altyapı yatırımına izin vererek bu politikayı fiilen ortadan kaldırmasının sebebi de işte bu durumdur. AB’de parasal genişlemeye devam etme ve faiz arttırımından uzak durma yaklaşımı hakim. Çin’in de ciddi bir finansal genişleme politikasıyla parasının değerini düşük tutmayı sürdüreceği anlaşılıyor.
TERCİHE ZORLADI: Karşımızdaki bu tablo bizi bir tercihe zorlamıştır. Ya ülkemizde eskiden beri hakim olan anlayışı sürdürerek yatırımdan, üretimden, büyümeden, istihdamdan vazgeçecektik ya da kendi önceliklerimize göre yolumuza devam ederek tarihi bir mücadeleyi göze alacaktık. Her zamanki gibi biz mücadeleyi tercih ettik.
OYUNU GÖRÜYORUZ: Bu kritik dönemin önümüze açtığı fırsatları değerlendirmekte kararlıyız. Ülkemizi, eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyor, kendi oyun planımızla devam etme irademizi ortaya koyuyoruz. Aynı oyunu vesayetle mücadele gördük. Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelemizde gördük, karşı atağımızı yaptık ve başardık. Biz aynı oyunu darbe girişimlerinde gördük, milletimizle birlikte direndik ve başardık. Biz aynı oyunu uluslararası nice hadisede, nice platformda gördük, güçlü bir duruş sergileyerek girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Ülkemizi bunca tuzaktan, bunca badireden nasıl çıkardıysak, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız.
TEPESİNE TEPESİNE: Biz geçmişte uzunca bir süre denenmiş ama bir türlü sonuç alınamamış yüksek faiz-düşük kur kısır döngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız. Politika faizinin düşük tutulmasını, bunun için memnuniyetle karşılıyoruz. Kurun piyasadaki hareketlerini bunun için takipte özellikle kararlıyız. Yatırımı, üretimi ve ihracatı bunun için teşvik ediyoruz. İstihdamı bunun için gözümüz gibi koruyoruz. Büyümeyi bunun için önemsiyoruz. Felaket tellallarının gürültülerini bunun için dikkate almıyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz. Tüm bunlarla beraber kurdaki yükselişi bahane ederek, hiçbir mantıklı izahı olmayan fahiş fiyat artışları yapan fırsatçılara da göz açtırmayacağız, hepsinin de tepesine tepesine bineceğiz.
OLUMLU YANSIMALARI GÖRECEĞİZ: Ülkemizi mandacı iktisatçıların arzuladığı şekilde küçültecek, zayıflatacak, insanlarımızı işsizliğe, açlığa, yoksulluğa mahkum edecek politikaları reddediyoruz. Üstelik bu reddimizi yeni de değil, uzunca bir süredir ortaya koyuyoruz. Bunun yerine sorunlarımızı kendi çözümlerimizle aşacak adımları atıyoruz. İnşallah önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayatlarındaki olumlu yansımalarını görmeye başlayacağız.
Depremzedeye müjde verdi
Erdoğan, şunları ifade etti: “Elazığ ve Malatya’da olduğu gibi İzmir’de de deprem sonrası hasar tespit çalışmalarını tamamladık. İzmir’de tarihinin en büyük kentsel dönüşüm, deprem dönüşüm çalışmalarını yürüttük. Toplam büyüklüğü 75 bin metrekareyi bulan 7 ayrı bölgede yatırım bedeli 750 milyon lira olan 1391 konut ve 302 dükkan inşa ettik. Bunlardan 596’sı konut ve 145’i dükkan olmak üzere toplam 741 bağımsız bölümün yapımını tamamladık. İnşallah bu konut ve dükkanları 26 Kasım’da, vatandaşlarımıza bizzat teslim edeceğiz. İzmir’de inşa ettiğimiz konutlarımızı ilk 24 ayı ödemesiz, 216 ayı ödemeli olmak üzere 20 yıla yayılan bir vade ile vatandaşlarımıza takdim edeceğiz. Aylık ödemeler 2 artı 1 konutlarda 740 liradan, 3 artı 1 konutlarda ise 1020 liradan başlayacak. Bir başka ifade ile İzmirli depremzede vatandaşlarımızı, 2 artı 1 konutları 160 bin lira ile 180 bin lira, 3 artı 1 konutları 220 bin lira ile 260 bin lira arasında maliyetinin çok altında fiyatlarla ev sahibi yapıyoruz.”
Asgari ücret mesajı
Erdoğan, “Kamu işçileri ve memurlarının ücretlerindeki artışlarla başlattığımız çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücretle de sürdüreceğiz. Kapsamını ve miktarını oldukça yükselttiğimiz sosyal yardımlarımızın yelpazesini hiçbir ihtiyaç sahibi vatandaşımızı dışarıda bırakmayacak şekilde genişletiyoruz” dedi.
‘2023 yeni bir zafer yılı olacak’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kuruluştan Bugüne İl Kadın Kolları Başkanları Vefa Programı”na telefonla bağlanarak konuştu. Partililere hitap eden Erdoğan, 2023’ü işaret ederek yapılması gereken çalışmalara vurgu yaptı. Erdoğan, şunları söyledi: “Biliyorsunuz; kuruluşumuzdan bu yana kadın kollarımızın önemini sürekli gündemde tutmuş ve ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları olarak Türkiye’deki siyasetin gidişatını farklı bir konuma oturttuk. Kadınlar, bizim hareketimizin özellikle en önemli köşe taşlarından bir tanesidir. Önümüzde 1.5 yılımız var. 1.5 yıl içerisinde atacağınız adımlarla, yapacağınız çalışmalarla inşallah 2023’ün haziranı bizim için yeni bir zafer yılı olacaktır. Rehavete kapılmadan, gayretle çalışmalarımızı sürdürmemiz ve çalmadık kapı, ulaşılmadık ev bırakmamak gerekiyor.”
‘Coşkunuzu görüyorum’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telefon bağlantısıyla Londra Yunus Emre Enstitüsü’nde (YEE) bir araya gelen Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) yöneticilerine seslendi. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “İnşallah 2023 için çok farklı adımların atılacağı bir dönem içerisinde olacağız. Ben sizin heyecanınızı, coşkunuzu bu şekilde görüyorum ve bunun neticesini de alacağımıza inanıyorum. Gerek ana kademe, gerek kadın kolları, gerek gençlik kolları olarak, UID’nin bu performansını bu şekilde devam ettirmesi halinde neticeyi muhakkak alacağız.”