Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Ülkemizin eşi benzeri bulunmayan kültürel zenginliğine bir kez daha şahit oluyoruz. Müzik alanında Ajda Pekkan sanat dünyamızın çınarlarından birisidir. Sayın Pekkan, ‘Kimler geldi kimler geçti’ ve ‘Petrol’ gibi şarkılarıyla sanat tarihimize adını altın harflerle yazdırmıştır.
Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, 60 yılı aşkın sanat hayatında resim alanında ülkemizde ilk sıralarda yer alıyor. Hocamız gerek resim, özgün baskı ve heykel gibi geniş yelpazeye yayan eserleriyle müstesna bir. Yılmaz Erdoğan, Türk sinemasına yönetmen, yapımcı, oyuncu olarak yıllarını vermiş, her kesimden seyircinin gönlünde taht kurmuş bir sanatçıdır.
Tiyatro alanında Ayla Algan, gerek yurt içinde gerek yurt dışında sergilediği sahne performansıyla milyonları kendisine hayran bırakan bir değerimizdir.
1973 yılında ebedi aleme irtikal eden Aşık Veysel Şatıroğlu da, Anadolu Halk ozanlarının yakın tarihimizdeki en önemli temsilcilerindendir. Aşık Veysel’in Sivas ellerinden söylediği türküler bütün gönül coğrafyamızda yankılanmıştır.
Hakkı ve yetişmez hakikati söyleyen böyle bir değerin yaşadığı dönemde sıfr kılık kıyafetii sebebiyle ulus2tan dışarı atılması milletimizin hafızasında onulmaz yaralar açmıştır. Gazi’yi görmek için Sivas’ten Ankara’ya 3 ay yol yürüyen Aşık Veysel’e yapılan bu kötülük insanımıza yönelik çarpıkbakış açısıının da ifadesidir. Aynı zihniyet Türk müziğini tezek kokuyor diyerek tahkir etmiş yasaklamış, radyolarda çalınmasına engel çıkarmıştır. Millete ait ne varsa hepsini birden gerilik emaresi olarak yaftalayan faşizm heveslilerinin kültür sanat hayatımızda yol açtığı tahribatın izlerini ortadan kaldırmak kolay olmadı. Bu yılki vefa ödülümüzü büyük usta Aşık Veysel’e vererek bir ayıbı temizliyor, devlet olarak kendisine şükran borcumuzu da ifa ediyoruz.
Hangi inanca, kökene, meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’ye ve Türk kültürüne hizmet eden, katkı sunan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Sanatçıları arasında ayrım yapan değil sanatçılarını bağrına basan bir Türkiye anlayışıyla hareket ediyoruz. Boynunda mahkumiyet kararıyla ebediyete irtihal eden üstad Necip Fazıl’a nasıl hürmet gösteriyorsa tek parti döneminde hapislerde sürünen Nazım Hikmet’e de sahip çıkıyoruz.
AHMET KAYA AÇIKLAMASI
Yaşadığı dönemde sırf Kürtçe şarkı söylemek istedi diye adeta linç edilen Ahmet Kaya’nın mezarını ülkemize getirme teklifinde yine biz bulunduk. Eski Türkiye’de ötelenmiş, hor görülmüş hangi fikir, sanat ve spor insanımız varsa hiçbir ayrım yapmadan hepsine kucak açtık. Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sadece 42 iken toplam sayıyı 122’ye çıkardık.