Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümünden Doç. Dr. Sena Tolu, her yıl dünya genelinde yaklaşık 17 milyon kişinin inme geçirdiğini belirtti. Doç. Dr. Tolu, sigara, sedanter yaşam, obezite ve sağlıksız beslenmenin yanında kontrolsüz hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, yüksek kolesterol düzeyi ve Covid-19 enfeksiyonunun inmeye sebebiyet verebilecek risk faktörleri olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Tolu, felcin yani inmenin beyine giden kan akımının azalması ya da kesintiye uğraması ile beyin dokusunun oksijen ve besin alamaması sonucunda meydana geldiğini ifade ederek “Normal bir yetişkinin beyin fonksiyonlarını sürdürebilmesi için dakikada 75-100 mg glikoz ve 500-600 ml oksijene ihtiyacı vardır. Bu nedenle beyin kan dolaşımındaki duraksamanın 2 dakika sürmesi beynin tüm aktivitelerini durdurur, 5 dakika sonra geri dönüşsüz değişiklikler meydana gelir. Bu nedenle kanın ulaşamadığı beyin hücreleri dakikalar içinde ölmeye başlar ve beynin etkilenen bölgesinin fonksiyonlarına göre kişide geçici ya da kalıcı kayıplar gelişir” diye konuştu.
COVID-19 İNMEYE NEDEN OLABİLİR
İnmenin, yetişkinlerde kardiyovasküler hastalıklar ve kanserden sonra üçüncü sıklıkta gelen ölüm nedeni olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Tolu, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçirmekte, 6 milyon kişi ise inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de inme toplam ölümler içinde yüzde 15 sıklığı ile iskemik kalp hastalığından sonra ikinci sırada; sakatlığa neden olan ilk on hastalık içerisinde ise yüzde 6 ile üçüncü sırada yer alır. Türkiye’de yılda 80 bin ila 100 bin akut inme vakası ile karşılaşılabileceği düşünülüyor. Sigara, sedanter yaşam, obezite ve sağlıksız beslenmenin yanında kontrolsüz hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, yüksek kolesterol düzeyi ve Covid-19 enfeksiyonu inmeye sebebiyet verebilecek risk faktörleridir. Bu faktörlerin önüne geçilmesi inme insidansının azalmasını sağlamaktadır. Hastaların yüzde 70’i 65 yaşın üstündedir ve erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür.”
UYUŞUKLUK VE DENGE BOZUKLUĞUNA DİKKAT
Tedavi edilebilir bir hastalık olan inmede acil müdahalenin önemine işaret eden Tolu, “İnme sonrasında hastaların yüzde 50 ila 70’i fonksiyonel olarak bağımsızlık kazanırken yüzde 15 ila 30’u kalıcı sekel ile yaşamakta, yüzde 20’si ise bakıma muhtaç hale gelmektedir. İnmenin sık görülen belirtileri vücudun bir yarısında yüz, kol veya bacakta oluşan uyuşukluk, kuvvetsizlik, konuşma veya anlama sorunu, denge bozukluğu, yürüyememe, görme sorunu, baş dönmesi, bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı ve ani bilinç kaybıdır. Bu belirtiler kısa süreli olsa bile hasta en uygun şekilde ve kısa zamanda bir sağlık birimine başvurmalı, nöroloji hekimi tarafından değerlendirilmelidir” diye konuştu.
İnme tedavisinde en önemli faktörün tedaviye en kısa sürede ulaşabilmesi olduğunu ifade eden Tolu, “Kaybedilen her dakika beyindeki milyonlarca hücrenin ölümü demektir. Erken müdahale ile durumu stabil hale gelen her hastaya en kısa sürede rehabilitasyon programı planlanmalıdır. İnmede rehabilitasyonu programlarının hedefi fonksiyonel bağımsızlığı en yüksek seviyeye taşımak, özürlülük durumunu minimale indirmek; ev, aile ve toplum yaşamına başarılı bir geri dönüş sağlamak; yaşanabilir, anlamlı ve tatmin edici bir hayatı yeniden inşa etmektir” ifadelerini kullandı.
“ROBOTLAR HASTA MOTİVASYONUNU ARTIRIYOR”
Gelişen teknoloji ile robotların da rehabilitasyon programları içinde yer aldığını söyleyen Doç. Dr. Sena Tolu, robotik sistemlerin inme sonrası dönemde hastanın motivasyonunu artırdığını, hareketleri bol tekrarlı, yoğun ve güvenli bir şekilde yapma imkânı sunduğunu belirtti.
Doç. Dr. Tolu inmeden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle açıkladı:
“Özellikle daha önce inme geçirmemiş ancak risk faktörlerini taşıyan kişilerde tansiyon, kan şekeri ve yağlar kontrol altında tutulmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı, düzenli egzersiz yapmaya dikkat edilmelidir. Sonuç olarak inmeden korunmanın esası tüm risk faktörlerinin giderilmesi oluşturur.”