Kansere ait belirtilerin ortaya çıkış sürecinin zaman içinde yavaş yavaş ilerlediğini ve bu sebeple hastaların kansere dair belirtileri zamanla normalleştirdiğini ifade eden Üroloji Uzmanı Op. Dr. Aydın Erkul, hastaların bu belirtilerle ilgili daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
ERKEN TANI HAYAT KURTARIR
Günümüzde ilerlemiş teknoloji sayesinde laboratuvar ve radyolojik tetkiklerle kansere erken tanı koyabiliyoruz. Maalesef ileri evrede tanı konulan kanser vakalarında yeterli donanıma sahip tecrübeli doktorların bile yetersiz kalabileceğini söyleyen Dr. Erkul, şöyle konuştu:
“Hasta kendisinde gördüğü belirtileri önemseyip hemen hekime başvurduğunda erken tanı koyabiliyoruz. Bu sayede hastanın kansere bağlı yaşayabileceği kötü, olumsuz olayları erken tanı ile önleyebiliyoruz. Dolayısıyla en büyük iş hastanın kendisine kalıyor. Yaşadığı belirtileri önemseyecek.
Örneğin, idrarında olan küçük bir kanama olabilir, vücudunun herhangi bir yerinde daha önce olmayan ağrı olabilir veya vücudunda daha öncesinde fark etmediği bir sertlik, şişlik olabilir. Bu belirtilere karşı hassas olacağız.”
YILDA BİR KEZ CHECK -UP
Op. Dr. Erkul, “Biz hekim olarak tanı ve tedavisini yaptığımız hastayı belirli aralıklarla kontrole çağırırız. Fakat bazen hastalar; ‘Ben tedavi oldum ve her şeyim düzeldi’ yanılgısına düşebiliyorlar. Kanser hastalığı ömür boyu takip gerektiren bir hastalık. Bu yüzden hekimin söylediği zamanlarda hastanın başvurması ve hekimin önerilerine ayak uydurması, kontrole gelmesi önemli” dedi.
Kansere neden olabilecek faktörlerin günümüzde sayılamayacak kadar çok fazla olduğunu belirten Dr. Erkul, “Kansere başlıca; çevre kirliliği, tükettiğimiz gdo’lu besinler, paketli gıda ürünleri, deri-boya-petrol sanayiinde karşılaşılan kanserojen kimyasal maddeler; sigara kullanımı ve aile öyküsü gibi faktörlerin yolaçar” dedi.
TEKNOLOJİ İLE BİRLİKTE İLERLİYORUZ
Tedavi seçeneklerinin de tanıda olduğu gibi her geçen gün geliştiğini söyleyen Dr. Erkul, bunları şöyle açıkladı:
“Kanser tedavisinde en büyük silahımız cerrahi. Çünkü burada amaçlanan şey; kanser dokusunun ameliyat ile vücut dışına alınması. Cerrahi tedavide, hastanın kanserinin evresine göre kapalı veya açık cerrahi teknikler ile kanser dokusunun alınmasını sağlıyoruz. Bazen cerrahi tek başına yeterli kalmıyor. Bu durumlarda kemoterapi, hormonoterapi ve radyoterapiye başvurabiliyoruz.”
Kaynak: Cumhuriyet