Uzun süre hareketsiz kalınan otobüs, tren veya uçak yolculuğu tıbbi adı venöz tromboembolizm olan ‘pıhtı atma‘ sorununa yol açabiliyor.
Yaz mevsimine sayılı günler kala turizm bölgelerinde tatil hareketliği yaşanırken, baldır kaslarının uzun süre hareketsiz kalması kaynaklı ölümcül sonuçlara varan ‘pıhtı atma‘ riskine dikkati çeken uzmanlar, uzun soluklu yolculukların kabusa dönmemesi için uyarılarda bulunuyor.
Seyahat öncesinde hazırlıkların yapılmasını tavsiye eden uzmanlar, yol boyunca bol sıvı tüketmek, alkolden uzak durmanın yanı sıra dar ve sıkan giysiler yerine rahat kıyafetlerin tercih edilip, önlem alınmasını öneriyor.
4 SAATİ AŞKIN YOLCULUKLARDA RİSK ARTIYOR
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, 4 saatten uzun, ayakları sarkıtarak hareketsiz kalınan seyahatlere ilişkin oluşabilecek riskler ile alınması gereken tedbirleri anlattı. Risk grubundakilerin, uzun seyahat öncesi kendilerine dikkat etmelerinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “İnsanın dik pozisyonuna, yer çekimine ve toplardamarlarımızın yapısına bağlı olarak oturur vaziyette ayaklarımızı sarkıttığımızda, toplardamarlarımızda kan birikir ve bu kanın kalbe dönüşünde bir gecikme olur. Buna bağlı olarak da orada pıhtı oluşumu meydana gelebilir. Özellikle 4 saatten daha uzun süren uçak seyahatlerinde sürekli oturmaya bağlı olarak bu risk daha da artmaktadır. Onun için akciğer pıhtısıyla gelen hastaların bir kısmından uzun bir uçak yolculuğu hikayesi alırız. Bu özellikle yaşlı ve kilolu kişilerde, birtakım ilaçlar almakta olan kişilerde ya da bazı hastalıklar, kanser gibi hastalığı olan, kemoterapi alan kişilerde çok daha fazladır” dedi.
“DAR GİYSİLER, SIKI ÇORAPLAR GİYİNİLMEMELİ”
Bacaklardaki hareketsizliğe bağlı olarak ayak toplardamarlarında pıhtı oluşabileceğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Uzayan uçak seyahatleri hatta bazen otobüsle yapılan seyahatlerde sürekli oturmaya ve hareketsizliğe bağlı olarak ve bacakların sarkıtılmasına bağlı olarak ayak toplardamarlarında pıhtı oluşabilir. Bu pıhtı, akciğer damarlarına taşınarak orada tıkanmaya ve nefes darlığına neden olabilir. Hayati tehditlere yol açabilir. Bu açıdan uzun süren uçak ve otobüs yolculuğu öncesinde bu kişilerin özetle risk grubu olan kişilerin kendilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Normal sağlıklı kişilerin de bu tür uzayan yolculuklarda bol sıvı almaları, alkol ve uyku ilaçları kullanmamaları, zaman zaman oturma biçimlerini, değiştirmeleri, fırsat bulduğunda kalkıp, uçak içinde koridorda hareket etmeleri veya otobüs durduğu zaman mola yerlerinde mutlaka ihtiyacı olmasa bile inip, biraz dolaşmaları ve bol su içmelerinde fayda var. Dar giysiler, sıkı çorapların da giyilmemesi gerekiyor. Bunlar sağlıklı kişilerde yeterli olabilir. Kanser gibi bir hastalık, gebelik gibi bir durum, gebeliği önlemek için kullanılan doğum kontrol hapları, kemoterapi ilaçları kullanım gibi durumlar varsa; o zaman bunlar yeterli olmayabilir. O zaman da kan sulandırıcı bazı ilaçların uçuş öncesinde önleyici olarak kullanılması kompresörlü, varis çoraplarının giyilmesinde yarar var. Bu risk, önemli ve uçak yolculuğundan önce mutlaka dikkate alınması gerekiyor” diye konuştu.
“UZUN SÜRE AYAK SARKITARAK OTURMAK SAĞLIKLI DEĞİL”
Uzun süre hareketsiz oturmak, koltukta veya sandalyede ayakları sarkıtarak oturmanın sağlıklı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Sadece yolculuk sırasında değil, sürekli masada, oturur vaziyette, ‘home ofis‘ kalkmadan çalışan kişilerde, memurlarda hatta ders çalışırken sabahlayan öğrencilerde de bu olgular olabiliyor. Öğrenciler arasında ‘sabahlamak’ diye bir tabir vardır; sabaha kadar ders çalışır ama sınava gitmeden bir pıhtı atar. Hastaneye yatar vesaire. Böyle olgular var. Onun için uzun süre hareketsiz oturmak, koltukta veya sandalyede ayaklarınızı sarkıtarak oturmak sağlıklı değil. Mutlaka 1 saat oturduğunuzda kalkıp, bir 5-10 dakika bile olsa hareket etmekte fayda var. Özellikle de oturuş pozisyonunuzu zaman zaman değiştirmek bacaklardaki kanın dolaşımı için fayda sağlayabilir. Gerek uçuş sırasında gerek bu tür ofiste oturarak çalışanlar, oturduğu yerden kalkmasa bile bulunduğu yerde bacaklarını hareket ettirip, germe, bükme egzersizleri yapabilirler. Bu da bacak toplardamarlarındaki kanın geri dönüşünü artırarak pıhtı oluşumunu engeller. Hareket sırasında bacak kaslarımız pompa gibi çalışır ve toplardamarlardaki kanı kalbe doğru iletirler” dedi.