Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Nihat Okçu, Türkiye’de son 10-15 yılda obezite artışının yüzde 60 olduğunu belirterek obezitenin ciddi bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekti. Ülkede yaklaşık 20 milyon kişide fazla kilo veya obezite bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Okçu, dünyada obeziteye bağlı hastalıklarla ilişkili ölüm hızının tüm ölüm sebepleri arasında 5. sırada olduğunu, Türkiye’de ise 3. sırada yer aldığını söyledi.
Obezitenin gelişmesinde birçok risk faktörü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Okçu, obezitenin genetik yatkınlık, yaş, cinsiyet, ırk, eğitim düzeyi, beslenme alışkanlıkları, gebelik, sigara/alkol alışkanlığı, hareketsizlik, psikolojik faktörler gibi etkenlerle ilişkili olduğunu ifade etti. Ayrıca, ailevi yatkınlığın obezite gelişmesinde önemli bir faktör olduğunu belirtti.
Obezitenin birçok sağlık sorununa yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Okçu, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, karaciğer yağlanması, pıhtılaşma bozuklukları, akciğer hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar, uyku problemleri ve bazı kanser türlerinin obeziteyle ilişkilendirildiğini dile getirdi.
Obezitenin tedavisinde temel ilkelerin diyet, egzersiz, ilaç tedavisi ve mide hacmini küçültme işlemleri olduğunu belirten Prof. Dr. Okçu, öncelikle kilo verme ve egzersizin uygulanması gerektiğini vurguladı. İlaç tedavisinin yan etkileri olduğunu ve her hastada aynı oranda etkili olmadığını belirten Okçu, cerrahi müdahalelerin ise en son başvurulması gereken yöntemler olduğunu ifade etti. Mide balonu, tüp mide oluşturma teknikleri ve mideye kelepçe takma yöntemlerinin de bu cerrahi müdahaleler arasında yer aldığını söyledi. Obezitenin tedavisinde multidisipliner bir yaklaşımın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Okçu, bu süreçte diyetisyen, psikolog ve fizyoterapist gibi uzmanların da işin içine dahil edilmesinin başarı şansını artırabileceğini belirtti.