Newcastle Üniversitesi ve RMIT Üniversitesi araştırmacıları tarafından yayımlanan makaleye göre, iyot, çinko, manganez ve bazı vitaminler gibi temel besin maddeleri solunum yoluyla vücuda alınabiliyor. Bu durum, özellikle deniz kenarı gibi iyot bakımından zengin bölgelerde yaşayan bireylerin besin düzeylerinde görülen farklarla destekleniyor.
Araştırmacılar, insanların gün boyunca yaklaşık 9 bin litre hava soluduğunu ve bu sürekliliğin, besin alımını tamamlayıcı bir mekanizma sağlayabileceğini belirtiyor. Solunum sistemi, vücuda oksijen sağlamanın ötesinde, mikro besinlerin emilimi için de bir kapı aralıyor. Örneğin, 1960’larda yapılan bir araştırma, çamaşırhanelerde çalışanların havadaki iyotu absorbe ederek kan ve idrar iyot seviyelerini artırdığını gösterdi.
Havadan alınan bu besinler, burun ve akciğerlerdeki minik kan damarları ve koku algılama hücreleri aracılığıyla doğrudan kan dolaşımına karışıyor. Araştırmalara göre, akciğerler bağırsaklardan 260 kat daha büyük molekülleri emebiliyor. Bu, solunum yoluyla alınan besinlerin etkili bir şekilde vücuda giriş yapmasını sağlıyor.
Özellikle aerosol formundaki B12 vitamini, geçmişte B12 eksikliği tedavisinde başarıyla kullanılmış. Bu, veganlar, yaşlı bireyler ve bazı kronik hastalıklarla mücadele edenler için önemli bir umut ışığı olabilir. Araştırmacılar, diğer mikro besinlerin de aerosolize edilip sağlık sektöründe kullanılabileceğini öne sürüyor.
Aeronutrientlerin potansiyeli yalnızca besin takviyesiyle sınırlı değil. Bu keşif, şehirleşmenin getirdiği modern hastalıkların önlenmesinde de rol oynayabilir. Örneğin, doğada daha fazla zaman geçirerek bu aeronutrientlerden faydalanmak, sağlık açısından uzun vadeli etkiler yaratabilir.
Bununla birlikte, henüz aeronutrientlerin tam etkileri ve potansiyel riskleri net değil. Araştırmacılar, kontrollü deneylerle hangi havadaki bileşenlerin sağlık açısından yararlı olduğunu, hangi dozda alınması gerektiğini ve güvenlik sınırlarını belirlemek için çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak, gelecekte beslenme kılavuzları yalnızca yediklerimize değil, aynı zamanda soluduğumuz havaya da odaklanabilir. Araştırmacılar, dengeli bir diyetin yanı sıra doğada yeterli zaman geçirmenin, sağlıklı bir yaşam için daha da önemli hale gelebileceğini söylüyor.