Tıbbi cihaz sektörünün durumu, sorunları ve talepleriyle ilgili açıklamada bulunan Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, tüm dünyada toplum sağlığını ve birçok sektörü olumsuz etkileyen COVID-19 salgının tıbbi cihaz sektörünü hareketlendirdiğini, özellikle maske, tulum ve önlük gibi koruyucu ürünlere talebin arttığını söyledi.
Türkiye’nin koruyucu ürünlerin üretimi konusunda dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğunu belirten Demir, sektörün salgın döneminde bu avantajı iyi kullanıldığını vurguladı.
Tıbbi cihaz sektörünün 2019’da 600 milyon dolar olan ihracatının 2020’de 5 milyar dolara çıktığına dikkat çeken Demir, “Geçen yılki ihracatımızın yaklaşık 4 milyar doları maske, tulum ve önlük gibi koruyucu ürünlerden elde edildi. Önceki yıllara kıyasla ihracatta büyük bir atılım yaptık. Çin, salgının başında oyun dışına çıkmıştı bu avantajı kullandık. 2020’nin sonuna doğru Çin oyuna tekrar girdi. Geçen yıl koruyucu ürünlerde alıcı fiyat sormuyordu ama şimdi rekabetle satıyoruz. Tahminlerimiz 2021 yılında sektörümüzün ihracatının 2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi yönünde.” ifadelerini kullandı.
Alacakların yüzde 25’i ‘fergat’ ile ödendi
Tıbbi cihaz sektörünün üniversite ve devlet hastanelerindeki alacak sorunun sürdüğünü söyleyen Demir, şunları kaydetti: “Bu sorun, 2013-2018 arasında sadece üniversite hastanelerinden vardı. 2018’in ocak ayından 2020’nin ağustos ayına kadar olan dönemde üniversitelerin yanında devlet hastanelerine de eklendi. 2020’nin Ağustos ayında kadar ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün devletten alacağı toplam 19 milyar lira civarındaydı. Alacakların büyük bir kısmı, üreticilerin alacaklarının yüzde 25 feragat etmesiyle ödendi. Büyük ve uluslararası firmalar alacaklarından feragat etti ama KOBİ ölçeğindeki işletmeler kısıtlı imkanları nedeniyle feragat edemedi. Bugün güncel rakamla sektörün devletten 3 milyar lira civarında alacağı bulunuyor.”
İhracat bölümünde alacak sorununun bulunmadığını, ancak iç piyasaya ürün veren firmaların zor durumda olduğunu belirten Demir, alacakların ödenmemesinin işletmelerin sürdürülebilirliği tehlikeye attığını söyledi.
“Sağlık Endüstrileri Başkanlığı, sektörü ileri seviyeye ulaştıracak”
Tıbbi cihaz sektörünün Türkiye’nin gelecek vadeden sektörlerinin başında geldiğini belirten Demiz, Sağlık Endüstrileri Başkanlığı’nın kurulmasıyla sektörün ileri bir seviyeye ulaşacağını söyledi. Türkiye’nin savunma sanayiindeki atılımda Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın kurulmasının kırılma noktası olduğunu ifade eden Demir, “Sağlık Endüstrileri Başkanlığı’nın da sektörümüzde bu etkiyi yapacağına inanıyoruz. Bu yıl sonuna kadar kurulması planlanan bu yapının, AB mevzuatına yönelik regülasyonu yapacak, sektörler eş güdümlü projeler yürütecek ve koordinasyonu sağlayacak nitelikte olmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
“Risk altındaki mensuplarımızın hızla aşılanması gerekiyor”
Tıbbi cihaz sektörünün öncelikli aşılama kapsamı dışında kaldığını belirten Demir, “Ameliyathanelere giren, yoğun bakımlarda kullanılan cihazların bakım-onarımını yapan, bakım onarım elemanları ve klinik destek elemanları yoğun risk altında. Sayıları 8 bini bulan bu çalışanların bir kısmı COVID-19 enfeksiyonuna yakalandı. Sağlık hizmetinin sürdürülebilir olması için başta klinik destek elemanları ve bakım onarım elemanları olmak üzere risk altındaki mensuplarımızın hızla aşılanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.