‘RAPEL DOZUN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖRDÜK’
Çalışma sonucunda daha önceden hastalık geçiren ve artı olarak aşılı olan kişilerde ise antikor oranında çok az bir düşüşün yaşandığını gözlemlediklerini söyleyen Tanır, “Yani hastalık geçirenlerin adeta bir defa daha aşılanmış gibi antikor düzeyleri yüksek kaldı. Bu da bize üçüncü yani rapel dozun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Antikor düzeyindeki düşmeyi durdurmada, özellikle varyantlara karşı etkili olma açısından pekiştirme dozunun yapılması gerektiği ortaya konuldu. Varyantlar da ortada olduğu için bunun şimdiden yapılmasının koruma açısından önemli olduğu düşüncesindeyiz” dedi.
‘SİNOVAC YA DA BIONTECH FARK ETMEZ’
Virüs hastalıklarında rapel dozun her daim önemli olduğunu anlatan Tanır, aşı dozlarının hangi aralıklarla yapılması gerektiğinin şu aşamada netleşmediğini dile getirdi. Pandemi sürecinde erken davranmanın hayati olduğunu kaydeden Tanır, “Zaman kaybetmeden aşılanma şart. ‘İki doz şundan oldum üçüncü dozu farklı olsam ne olur?” gibi düşünceler var. Bu aşıların hepsinin amacı antikor oluşturmaktır. Birbirlerini negatif yönde etkilediklerine dair bir bulgu yok şu an için. Pekiştirme dozları bir süredir ülkemizde uygulanıyor. Hangi aşıyı tekrar ederseniz edin antikor düzeyi yükseliyor. Yani iki doz Sinovac aldınız, ardından Biontech oldunuz. Üçüncü doz aşıda Sinovac ya da BionTech tercihİ fark etmiyor. Bunun bir zararı yok. Çalışmamızda 5 hastamız aşılarını olmasına rağmen hastalığa tekrar yakalandı. Ama hepsi de hastalığı ayakta geçirdi. Hastaneye hiç yatmadılar. Şimdi buna bakacak olursanız aşının ne kadar önemli, rapel dozun ne kadar elzem olduğunu görebilirsiniz. Bu yüzden toplum ne kadar kısa sürede aşılanırsa korumamız o kadar yüksek olur. Buradan aşıyı karşıtlarına seslenmek lazım. Bırakın reddetmeyi, en kısa zamanda birinci, ikinci hatta rapel dozunuzu tamamlayın” diye konuştu.