Parkinson hastalığı beynin hareketleri kontrol etmekle yükümlü bölgesindeki hücrelerin çalışmaması ile ortaya çıkan ilerleyici bir hastalık olarak görülüyor.
Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, parkinson hastalığında ellerde titreme ya da başka hareket bozuklukları görüldüğünü, kesin olarak sebebi bilinmemekle birlikte bazı toksinlere maruz kalma ya da genlerin bu konuda etkin olduğunun düşünüldüğünü ancak genetik olarak geçişin de çok ender olduğunu dile getirdi.
“ERKEKLERDE 1,5 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR”
Parkinsonun, hastaların yüzde 96’sının 50 yaş üstü olan, erkeklerde kadınlara göre 1,5 kat fazla görülen ve dünyada 10 milyon üstünde insanı etkilediği tahmin edilen sistemik bir hastalık olduğunu aktaran Onultan, şunları kaydetti:
“Vücuttaki diğer organları da etkiler. Depresyon ve psikolojik değişiklikler, çiğneme, yutma ve konuşmada zorluklar, uykuya dalamama ve kabızlık dikkati çekmelidir. Parkinson hastalığının bulguları çok fazla değişiklik gösterir ve başka hastalıkların bulgularıyla da karışabilir. Tanı koyduracak tek bir test yoktur. Beyin MR görüntülemesi diğer hastalıkları ayırt etmek için istenebilir. Bunun yanı sıra kullanmış ya da kullanmakta olduğunuz ilaçlar da öğrenilmek istenecektir. Bazı ilaçların Parkinson yapıcı yan etkileri vardır. Ancak tanı doktorun muayenesi ile konulur. Ellerdeki her titreme Parkinson değildir. Hareketlerde yavaşlama, mimiklerde azalma, yürüyüşün küçük adımlı ve hafif öne eğik olması ilk belirtiler olabilir.“
“BEYİN PİLİ DENENEBİLİR”
Parkinsonun ilerleme hızının kişiden kişiye değiştiğini bildiren Onultan, “Erken dönemlerdeki bulguları dikkatten kaçabilir. Titreme gibi bulguları vücutta tek taraflı başlayıp, hastalık ilerledikçe vücudun diğer yarısına da geçebilir. Parkinson hastalığında beyindeki dopamin denen maddenin seviyesi düşer. Doktorunuz ilaçlarla beyin dopamini oluşturacak tedavinize başlar. Eğer ilaçlar yetersiz kalırsa, özellikle titremeler için işe yarayan ‘DBS’ ( Derin Beyin Stimülasyonu) denen beyine pil takılması yöntemi denenebilir. Beynin dopamin üreten kısmına konuşlandırılan bir kablo ve pil ile elektrik uyarılarla titremenin azaltılması sağlanır” ifadelerini kullandı.
“FİZİK TEDAVİ HASTALIĞIN HER EVRESİNDE DESTEK OLUYOR”
Parkinson hastalığında fizik tedavinin hastanın kas kuvvetini artırarak ve dengesini sağlamasını sağlayarak günlük yaşamlarında bağımsız olmalarını sağladığını da belirten Onultan, “Ayrıca meşguliyet terapisi denen gündelik hayattaki işlerini görebilme ya da yeni hobiler yaratmaya yönelik eğitimler de fizik tedavi programları kapsamında hastalara yardımcı olmaktadır. Parkinson hastalığında ortaya çıkan alçak sesle konuşma ya da dilin dolanır gibi konuşma hali için de konuşma terapisi yine fizik tedavi programları içinde uygulanmaktadır” bilgisini paylaştı.
Onultan, Akdeniz diyeti olarak tariflenen yeşillik ve sebzeden zengin diyet parkinson hastalığında ortaya çıkabilecek kabızlığın da önüne geçeceğini ve ambalajlı gıdalardan da uzak durulması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Ayrıca yapılacak fiziksel aktivite, yürüyüş de hem kabızlığın önüne geçmek hem de kas kuvveti ve dengenin korunması için önemli olmaktadır. Parkinson hastalarında aldıkları ilaçların kana geçişlerinin azalmaması için proteinli gıdaları ilaç saatlerinden bir saat önce ya da sonra almaları önerilmektedir. Parkinson hastalarının ilaçlarını düzgün bir şekilde ve saatlerinde almalarının yanı sıra masaj, tai chi sporu, yoga ve meditasyondan da fayda gördükleri görülmüştür.“