Nadir görülen Multipl Skleroz’un (MS) tedavi edilemediği dönemlerde, hastaların 15-20 yıl içerisinde, yüzde 50 oranında tekerlekli sandalye ya da bastona ihtiyaç duyması beklenirken yeni çıkan tedaviler sayesinde bu oranın yüzde 5-7’ye düştüğü bildirildi.
Merkezi bir sinir sistemi hastalığı olan MS, özellikle 20-40 yaş aralığında, erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla tespit edildi. Dünyada görülme oranı enlemlere göre değişkenlik gösterebilen MS’in ekvator ve çevresinde görülme sıklığı 100 binde 10’lara kadar düşüyor. Kuzey ülkeleri ile sosyoekonomik ve kültürel düzeyi yüksek ülkelere gidildikçe bunun 100 binde 1000’e kadar çıktığı belirlendi.
Türkiye’de yapılan çalışmalarda ise MS’in görülme sıklığının 100 binde 50 ile 100 binde 100 olduğu saptanırken, şu anda yurtta yaklaşık 75 bin MS hastası olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tütüncü, “30 Mayıs Dünya MS Günü” kapsamında soruları yanıtladı.
Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi-Cerrahpa?a (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi olan Tütüncü, MS’in bağışıklık sisteminin yanlış çalışması sonucu gelişen otoimmün bir rahatsızlık olduğunu, insanı virüs ve mikroplara karşı koruyan bağışıklık sisteminin, nedeni bilinmeden, kendi kendine vücudun beyin, omurilik ve göz sinirlerine saldırarak, atak oluşturduğunu, sonrasında bunu tamir etmeye çalıştığını söyledi.
Tütüncü, ataklar sırasında tutulum göz sinirindeyse görme, omurilik ya da beyindeyse vücudun bir tarafında uyuşma, karıncalanma, hissizlik, güçsüzlük ve dengesizlik gibi durumların ortaya çıkabileceğini, bu semptomlara “MS atağı” denebilmesi için atakların en az 24 saat sürmesi gerektiğini kaydetti.
Sebebi henüz bilinmeyen MS’in genetik yatkınlık zemininde, beslenme tarzı, D vitamini eksikliği ve birtakım enfeksiyonlar gibi çevresel faktörlerin tetiklemesiyle gerçekleştiğini aktaran Tütüncü, bu hastalık şüphesiyle gelen kişinin hikayesinin dinlendiğini bildirdi.
Tütüncü, muayene sonrasında ilaçlı MR çekildiğini, bel sıvısı alımı ya da elektrofizyolojik tetkikler ile kan tahlilleri yapıldığını, bu aşamalar sonucunda tanıya ulaşıldığını ifade etti.
Hastalığın türlerine göre değişkenlik gösteren tedavi sürecine ilişkin bilgiler veren Tütüncü, “Yurt dışındaki ilaçların birçoğu Türkiye’de mevcut. Yeni çıkan ilaçlar, Hükümetin ve Sağlık Bakanlığının desteğiyle özel izinle de gelebiliyor. Çoğu ilacı en kısa zamanda, bir ya da birkaç sene içerisinde Türkiye’de temin ediyoruz. Eğer hastanın sağlık sigortası varsa bütün MS ilaçları geri ödeme kapsamında. Bu yüzden, ilaç konusunda zorluk yaşamıyoruz. Fakat ilerleyici tip MS’te atakları durdurma oranı çok daha düşük ve elimizdeki ilaç sayısı da az.” diye konuştu.
“MS HASTAMIZA ‘MUTLAKA AŞINIZI OLUN’ DİYORUZ”
Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tütüncü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde hastalar için bazı çalışmalar yaptıklarını belirtti.
Tütüncü, Türkiye’de salgın başladıktan sonra üyesi olduğu Türk Nöroloji Derneği MS Çalışma Grubu’nun Kovid-19 geçiren 300 MS’li hastaya yönelik anket çalışması gerçekleştirdiğini, bu hastalıkların ve tedavisinde kullanılan ilaçların tek başına Kovid-19 için risk teşkil etmediğinin ortaya konduğunu anlattı.
Türkiye’de Kovid-19 geçiren MS hastalarının bilgisini toplamaya devam ettiklerine dikkati çeken Tütüncü, “Tahminimce şu ana kadar 1500-2 bin arasında MS olup Kovid-19 geçirenlerin bilgisini toparladık. Tekrar bir analiz ve değerlendirme yapacağız. (Kovid-19’dan vefat eden MS hastası) 300 kişilik çalışmamızda 4’tü. Şu an 13 ya da 15 kişi arasında olması lazım.” değerlendirmesini yaptı.
Dr. Öğretim Üyesi Tütüncü, riskli grupta yer alan MS hastalarının martta aşılanmaya başladıklarını kaydederek, şöyle devam etti:
“MS hastamıza ‘Mutlaka aşınızı olun’ diyoruz. (Tedavide) Kullanılan çoğu ilaç için aşının sakıncası yok. Birkaç özel ilacımız var, serum uygulanan ya da kuvvetli tedaviler. Bunlar açısından dernek olarak, ‘Bu ilaçları kullanıyorsanız hekiminizle irtibata geçin. Hekiminiz size olabileceğiniz zamanı belirtir.’ diyoruz. Çoğu MS hastamız, Sinovac ve BionTech aşısı oldu. ‘İkisi de bizim için uygundur’ diye söyledik.”
ATAKLI MS, İLAÇLARLA YÜZDE 80-85 ORANINDA KONTROL ALTINA ALINABİLİYOR
Melih Tütüncü, yaklaşık 20 yıl önce asistan olduğu dönemde, MS ile ilgili ellerinde 2 ilacın bulunduğunu, hastalığı durdurma oranların ise yüzde 30-40’larda olduğunu söyledi.
10 yıl önce yeni hap tedavilerinin çıkmaya başladığını, hastalığı koruyuculuk oranlarının yüzde 50’lilere çıktığını dile getiren Tütüncü, şunları kaydetti:
“Son 5-6 senede çok daha kuvvetli ilaçlarımız devreye girdi ve yüzde 80-85 oranında, ataklı MS’i kontrol edebiliyoruz. İlerleyici tip MS üzerinde çalışmalar var ama yavaş ilerliyor. Bunun nedeni, MS’in sebebini değil sonucunu biliyor olmamız. Sebebini bilmeden sonucuyla uğraştığımız bir hastalık üzerinde tedavi yapmaya çalışıyoruz. Ama çok da gelişme var. Farklı tedavi yöntemleri geliştirmeye başladık. Eskiden, hiçbir tedavi yokken, MS hastalarına söylenen, ‘MS tanısı konduysa 15-20 yıl sonra yüzde 50 oranında ya tekerlekli sandalyeye ya da bastona ihtiyacınız olur.’ şeklindeydi. En son çıkan tedavilerle birlikte günümüzde bu oran yüzde 5-7’lere düşmüş durumda. 20 yılda buraya geldiğimizi düşünürsek bundan sonrası bence çok daha parlak duruyor. 10 seneye kadar MS’in her şeyini çözeriz gibi hissediyorum.”