Mevsimsel geçişler bazı hastalıkların ortaya çıkmasına yol açarken; kronik hastalıkların da alevlenmesine neden olabiliyor. Uzmanlara göre ilkbahar aylarında alerjilerden üst solunum yolu enfeksiyonlarına, kalp krizinden mide bağırsak rahatsızlıklarına, kurdeşenden depresyona kadar birçok sağlık sorunu yaygın görülüyor. Metabolizmadaki değişiklikler de bahar yorgunluğuna yol açabiliyor. Bahar aylarında özellikle polen alerjisinin yaygın bir sorun olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bu sorunu ve kalbe etkilerini şöyle anlattı:
Alerji mevsimi artık erken başlıyor
Bahar aylarında alerjik sorunlar artış gösterir. Bunun nedeni sadece polenler değil; polenlerden daha fazla havaya yayılan küf mantarlarıdır. İlkbaharda çiçeklerin açmasıyla birlikte ortaya çıkan polenler insan sağlığını olumsuz etkiler. Polenler aslında zararsız olsa da vücudumuzun bağışıklık sistemi bazen onları zararlı kabul ederek anormal bir cevap verir. Böylece alerjik hastalıklara zemin hazırlanır. Ağaçlardan, çimenlerden ve çiçeklerden kaynaklanan polenler alerjik astım, alerjik rinit (saman nezlesi), sinüzit ve egzama gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Sürekli hapşırık; burun tıkanıklığı; gözlerde sulanma, yanma, batma, kızarma gibi şikayetler ve nefes darlığı polen alerjilerinde sık rastlanılan belirtilerdir. Bu alerjik reaksiyonlar vücutta sistemik yangı durumu oluşturur ve bazı hastalıklara zemin hazırlar. Enfeksiyon hastalıkları, kalp krizi bu komplikasyonlardan bazılarıdır. Polen ve küf mantarı alerjileri büyük kentlerde daha yaygındır. Bunda hava kirliliği önemli bir etken olarak gösterilmektedir. Ayrıca küresel ısınmayla birlikte bahar ayları erken gelmeye başladığı için de alerjilere neden olan polenlerle küf mantarlarının havada kaldığı süreler çok daha uzun olmaktadır.
Kalp-damar sistemi nasıl etkileniyor?
Polenlere bağlı alerjik reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan bünyedeki yangı durumu kalbi olumsuz etkiler. Polenlerin havada en yoğun olduğu Mayıs ayı kalp krizinin en sık olduğu aylardan biridir. Bu dönem damar sistemini ve tansiyon hastalarını da olumsuz etkilemektedir. Tansiyon şikayetleri ve migren tipi baş ağrıları bu dönemde sıktır.
İŞTE DİĞER SORUNLAR
Bahar aylarında bazı ruhsal ve fiziksel olarak başka sorunlar da yaşanır. Onları şöyle sıralayabiliriz:
YORGUNLUK: Metabolizmadaki değişiklikler bahar yorgunluğuna yol açabilir. Bahar yorgunluğunun belirtileri arasında eklem ve baş ağrılarına hatta sürekli uyuma isteğine kadar birçok faktör bulunurken, bu belirtilerin bahar yorgunluğuna bağlanması için önce gerekirse tetkikler yaptırılarak olası fiziksel rahatsızlıklar saptanmalıdır. Bahar yorgunluğuna karşı; düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek, vitamin ve mineral eksikliklerini gidermek, alkol ve sigaradan uzak durmak, bol su tüketmek ve uyku ritmine dikkat etmek gerekir. Metabolizmanın hızlanmasıyla birlikte Omega 3’ten zengin; yeterli vitamin, mineral ve antioksidan içeren bir diyet programı vücudu zinde tutar. Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, günde 5-6 porsiyon meyve, ve az miktarda tam tahıl tüketmek de sağlığı olumlu etkiler.
MİDE-BAĞIRSAK ŞİKAYETLERİ: İlkbahar aylarında mide-bağırsak sistemine ait hastalıklarda belirgin olarak şiddetlenir. Ülserin yanı sıra gastrit ve reflüde şikayetler belirginleşir. Mide ve on iki parmak bağırsağı ülserlerine ait karın ağrısı, ağıza ekşi su gelmesi, karında rahatsızlık hissi gibi şikayetler artar. Yine aynı şekilde sinirsel bağırsak sendromu olarak adlandırılan hastalıkta alevlenmeler olur. Bu hastalıkta zaman zaman ishal ve kabız dönemleri şiddetlenerek birbirini takip eder. Sinirsel kökenli olan bu hastalık bünyeyi yorgun düşürür.
GRİP-NEZLE-SİNÜZİT VE FARENJİT: İlkbaharda ani ısınma ve soğumaların olması, yağmur rüzgar ve bu gibi durumlara tedbirli davranmayıp kendimizi koruyacak basit ama etkili önlemleri ihmal etmek üst solunum yolu hastalıklarında artışa neden olur. Bu hastalıklar grip, nezle, bademcik iltihabı, sinüzit ve orta kulak enfeksiyonu olarak karşımıza çıkar. Viral üst solunum yolu hastalıkları ile polen alerjileri aynı belirti ve bulgularla seyrettiği için ayırıcı tanı dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.