Uzun yaşamın sırrı genellikle sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarıyla ilişkilendirilir.
İşte bazı önemli faktörler:
Dengeli ve çeşitli besinler tüketmek, sağlıklı yaşamın temelidir. Bol miktarda sebze, meyve, tam tahıllar ve protein kaynaklarına odaklanmak önemlidir.
Düzenli egzersiz yapmak, fiziksel sağlığı korur ve genel refahı artırır. Haftada en az 150 dakika orta şiddetli egzersiz veya 75 dakika yoğun egzersiz önerilir.
Stresle başa çıkmak için teknikler öğrenmek (meditasyon, yoga, derin nefes alma gibi), sağlığı olumlu yönde etkiler ve uzun yaşamı destekler.
Yeterli ve kaliteli uyku almak önemlidir. Günlük 7-9 saat uyku, vücudun dinlenmesi ve yenilenmesi için gereklidir.
Sigara kullanmamak ve alkolü sınırlı miktarda tüketmek uzun yaşam için önemlidir.
Sosyal ilişkileri güçlendirmek, mental sağlığı korur ve yaşam kalitesini artırır.
Zihinsel sağlığı korumak için yeni şeyler öğrenmek, bulmaca çözmek, kitap okumak gibi aktiviteler önerilir.
Düzenli sağlık kontrolleri ve gerekli aşılar, hastalıkların erken teşhis edilmesine ve tedavi edilmesine yardımcı olabilir.
Uzun yaşamın sırrı, bu sağlıklı yaşam tarzı faktörlerini bir araya getirmek ve düzenli olarak uygulamaktır. Herkes için uygun olanı bulmak ve hayatınıza entegre etmek, uzun ve sağlıklı bir yaşam için önemlidir.
Journal of the American Medical Association’da yayınlanan bir araştırmada uzmanlar ömrü uzatan besinlerin listesini paylaştı. Araştırmacılara göre bu besinleri düzenli olarak tüketmek 100-200 yaşına kadar yaşamanıza destek olabilir.
SARIMSAK
Sarımsak dooğal antibiyotiktir. Vücut sağlığını korur ve bağışıklığı güçlü hale getirir. Kansere yol açan madderlerin parçalanmasını destekler. Bağışıklığı artırıcı bileşikler de içerir.
Sarımsağın içerisinde bulunan sülfür, vücuttaki kanserojenleri parçalar. Araştırmalara göre düzenli olarak sarımsak tüketen kişiler, az yiyenlere veya hiç yemeyenlere göre mide kanseri yakalanma bakımından yüzde 50 daha şanslı.
YEŞİL ÇAY
Sağlığına dikkat edenlerin ve kilo vermek isteyenlerin olmazsa olmazı olan yeşil çay, kalp-damar sağlığını iyileştirmeue yardımcı olur.
Japon mutfağının vazgeçilmezi olan yeşil çay tansiyonu düzenler, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Ayrıca kolestrolü dengeler.
Bu sebeple herhangi bir sağlık probleminiz yoksa her gün 1 fincan yeşil çay içmeniz önerilir. Yeşil çay ayrıca metabolizmanın dostudur ve bağırsak hareketlerini düzenler. Araştırmalar, sağlığı artıran flavonoidler açısından zengin olan yeşil çayın, kanser riskini azaltmaya da yardımcı olabileceğini söylüyor.
Journal of the American Medical Association’da yayınlanan araştırma sonuçları da bu sağlık iddialarını destekliyor gibi görünüyor. 40 binden fazla katılımcıyla yapılan araştırmada, günde 3-4 bardak yeşil çay içenlerin ölüm riskinin yüzde 16 azaldığı görüldü.
ZEYTİNYAĞI
Zeytinyağı muhteşem bir antioksidan kaynağıdır. Araştırmalar, zeytinyağının antienflamatuar ve antioksidan özelliklere sahip fenollere sahip olduğunu ortaya çıkardır.
Zeytinyağı bu özelliği ile kalp-damar hastalıklarına karşı direnç kazanmanıza yardımcı oluyor. Zeytinyağı sindirim sistemini de düzenkiyor ve kabızlığı önlüyor
. Zeytinyağı aynı zamanda dünyanın en sağlıklı beslenme biçimi olarak kabul edilen Akdeniz diyetinin de temelini oluşturuyor. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için zeytinyağını tüketebilir ve yemeklerde kullanabilirsiniz.
YAĞLI BALIKLAR
Japonlar genellikle dünyanın en uzun ömürlü insanları olarak bilinir. Dolayısıyla Japonların beslenme biçimleri de herkes tarafından çok merak edilir.
Pek çok araştırmacı bunu balık içeriği yüksek beslenme biçimlerine bağlıyor. Kırmızı et yerine balığı tercih etmek, kalp hastalığı gibi kırmızı etle ilişkili birçok sağlık sorunu yaşama riskinizi azaltmakla kalmaz.
Aynı zamanda somon, uskumru, sardalya ve alabalık gibi yağlı balıklar sağlık üzerinde farklı birçok yarara da sahiptir.
Yağlı balıklar, bağışıklık sistemini güçlendiren iyi bir A ve D vitamini kaynağıdır.
KIZILCIK
Kızılcık; antioksidan, antienflamatuar, antibakteriyel ve bağışıklık artırıcı bitkisel özlerle doludur. Özellikle kırmızı meyvelerde bulunan fitokimyasallar kansere neden olan moleküllerle savaşır.
Cornell Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada, araştırmacılar kızılcık özlerini insanlardaki meme kanseri hücreleri üzerinde test ettiler ve 4 saat içinde kanserli hücrelerin çoğunun yok olduğunu gördüler.