Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Levent Konur, gebelikte aerobik, kuvvetlendirme ve esneklik olmak üzere üç tip egzersiz yapılabileceğini belirterek, anne adaylarına önemli bilgiler verdi.
Dr. Konur, egzersiz çeşitlerinin yararları hakkında, “Yüzme, bisiklet ve zemin hareketleri gibi aerobik egzersizler kondisyonu artırır. Kuvvetlendirme egzersizleri kas ve kemikleri güçlendirip, yaralanmalardan korur. Esneklik egzersizleri ise hareket etmeyi kolaylaştırır, vücut duruşunu iyileştirir, dolaşımı artırıp kas ve omurga ağrılarını azaltır. Genel olarak tüm egzersizler endorfin salgılanmasını sağlayarak mutluluk hissi verir” diye konuştu.
“KİLOYA GÖRE EGZERSİZ PLANI YAPILMALI”
“Gebelik egzersize başlama dönemi değildir. Daha önce hiç spor yapmamış gebe için egzersize başlamak daha çok dikkat gerektirir” diyen Dr. Konur, anne adayının doktorunun görüşünü alarak ve gerekirse başka dal uzmanlarının da planıyla egzersiz yapabileceğini vurguladı.
Dr. Konur, gebelikte egzersiz planı yapılırken önceden yapılan egzersizlerin, o sırada gebeliğe eşlik eden başka hastalıklar olup olmadığının, gebeliğe başlangıç kilosunun, gebenin çalışıp çalışmadığının göz önüne alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Daha önce çok yüklenmediği kas, eklem ve kemiklere yüklenmek sorunlar doğurabilir. Başlangıç kilosu da önemlidir. 50 kilo ile gebeliğe başlayan gebe ile 80 kilo ile başlangıç yapan gebe arasında mutlaka fark olacaktır. Fazla kilolu, obez veya morbid obez olarak tanı alan gebelerde mutlaka kalp ve solunum sistemleri iyi değerlendirilmelidir. Ayrıca gebelikte alınan kilo da önemlidir. 20 kilogram almış gebe harekete zorlanırsa diz eklemine gelen yük 10 kat artacağından menisküs zedelenmelerine yol açabilir” dedi.
“EMBOLİYİ ÖNLEMEK İÇİN HAREKET ŞART”
Dr. Konur, gebenin çok sakin, hareketsiz bir yaşam sürmesinin sakıncalar doğurabileceğine değinerek, “Gebelikte en önemli komplikasyonlardan biri olan emboli riskini azaltabilmek için hareketsiz yaşam önlenmelidir. Gebeliğe başlangıç kilosu da günlük aktivite de embolinin önlenmesinde önemli etkenlerdendir” ifadelerini kullandı.
“UYKUDA SOL YANA YATMA YARARLIDIR”
Gebenin ani ve sert hareketlerden kaçınması gerektiğinin altını çizen Dr. Konur, “Çalışan gebe çoğunlukla gebe olduğunu unutarak hızlı hareketler yapabilir. Tüm aktivitelerde olduğu gibi oturma, yatma, kalkma durumunda da başlangıç kilosu ve gebelikte alınan kilo önemlidir. Gebeliğin son 3 aylık döneminde sırt üstü yatan gebede tansiyon düşüklüğü olabileceğinden öncelikle sol yana yatması önerilir. Bununla beraber gece uyku sırasında defalarca yön değiştirebilir. Bu durum çok büyük sorun oluşturmaz” diye konuştu.
Egzersiz ve spor kavramlarını karıştırmamak gerektiğine dikkat çeken Dr. Konur, “Gebe üçüncü 3 ayda karın içi basıncını arttıracak, ıkınmaya zorlayacak aktiviteden kaçınmalıdır. Gebe bu dönemde ağırlık kaldırırken veya iterken dikkatli olmalı ve limitlerini zorlamamalıdır” dedi.
“ANNENİN YORGUNLUĞU BEBEĞİ HAREKETSİZ BIRAKABİLİR”
Annenin kalbi ve akciğerlerinin hem anne hem bebek için hayati önem taşıdığından bahseden Dr. Konur, şunları söyledi:
“Gebenin vücut ağırlığı ve haftasına bağlı olarak önemli solunum kası olan diyaframın hareketi sınırlanır. Solunum zorlaşır. Büyüyen bebek derin nefes almayı zorlaştırır. Akciğerin üst parçaları açığı kapatmaya çalışır ve gebe adeta sürekli nefes nefese yaşar. Bu yedek kapasite yeterli olmazsa oksijen alımındaki zorluk hem anneyi hem bebeğini olumsuz etkileyebilir. Annede aşırı yorgunluk belirtileri, anne karnındaki bebeğin hareketsizleşmesi ile kendisini gösterir. Gebe için tıbbi sonuçlar fetus için tehlikeler oluşturabilir. Bu nedenle gebe egzersiz yaparken kendi maksimum kalp atım sayısının yüzde 70’ini geçmemeli, gün içerisinde fetus 10 ayrı zamanda hareket etmelidir. Uzun dönemli yorgunluk fetusun ağırlık artışında durmaya yol açabilir.”
“SON ÜÇ AYDA YAVAŞLANMALI”
Dr. Konur, anne adayının tıbbi sorunu yoksa ilk üç ayda rahat davranıp spor yapabileceğini, kanama ve ağrı durumunda sakinleşmesi gerektiğini ancak bunun her zaman ‘yatak istirahati’ anlamına gelmediğini dile getirdi. İkinci üç ayda rakip sporcuyla temas olmadan spora devam edebileceğini, son üç ayda ise hem bebeğini hem kendisini düşünerek sakinleşmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Konur, “Anne bebeğine yeterli oksijen bırakmalıdır. Günlük aktivitelerine devam etmeli ama aşırılıktan kaçınmalıdır” dedi.
Dr. Konur, son olarak nefes çalışmasının ve doğru nefes almanın oksijenlenmenin temeli olduğu için doğum öncesi ve doğum sonrası her şartta faydalı olduğunu sözlerine ekledi.