Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, ani ölüm sebepleri hakkında açıklamalarda bulundu. Ani ölümün tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Daha önceden bilinen ölümcül bir hastalığı olmayan bireyin beklenmedik bir şekilde, şikâyetleri başladıktan 1-2 saat içerisinde hayatını kaybetmesi ani ölüm olarak adlandırılır. Ani ölümler, toplumda ölümcül olarak bilinen kanser türlerinden bile daha fazla insanın ölümüne yol açmaktadır. Kişinin şikâyetleri başladıktan sonra genellikle sağlık kuruluşuna başvuracak kadar vakti olmadığından, dünya çapında ani ölüm halen ciddi bir sağlık problemidir. ABD’de sağlık kayıtlarına göre yılda ortalama 400 bin kişi ani ölüm sebebi ile kaybedilmektedir” diye konuştu.
ANİ ÖLÜM NEDENLERİ
Ani ölümlerin nedenlerini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Ani ölümlerin başlıca nedeni kalp damar tıkanıklığına bağlı gelişen kalp krizi ve ölümcül ritim bozukluklarıdır. 35 yaş altında genç popülasyonda ani ölüm sebebi ile yapılan otopsilerde ölüm nedeninin üçte ikisi kalp hastalıkları kaynaklıdır. Toplumda genel kanaat kalp hastalıklarının orta ve ileri yaş grubuna ait bir hastalık olduğu yönünde olsa da, gelişen teknoloji sanayileşen toplum ile birlikte genç bireylerde yoğun sigara tüketimi, sentetik madde kullanımı, hareketsiz hayat tarzı, yoğun stres ve kaygı, hazır ve ambalajlı gıdalar ile beslenme kalp hastalıklarının görünme yaşını oldukça erkene çekmiştir” ifadelerini kullandı.
NEFES DARLIĞI, ÇARPINTI, MORARMA GÖRÜLEBİLİR
Ani kardiyak ölümün genellikle bulgu vermeden ortaya çıktığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Okşen, şunları kaydetti:
“Nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı, bayılma, morarma, çabuk yorulma gibi bulgular verebilir. Bu şikâyetlerden herhangi birini yaşayan bireylerin, ailede 50 yaş altı ani ölüm öyküsü olanların bazı tetkikler ile birlikte incelenmesi önerilir. Ani kardiyak ölümlerin 50 binde 1’i genç sporcularda görülmektedir. Sporcuların yıllık kardiyolojik kontrolleri yapılarak bu riskin en aza indirilmesi öngörülmektedir.”
KALP KRİZİ VE ANİ KARDİYAK ÖLÜM BİRBİRİNDEN FARKLI
Kalp krizi ve ani kardiyak ölüm arasındaki farklardan da bahseden Dr. Öğr. Üyesi Okşen, şu bilgileri paylaştı:
“Toplumda genellikle bu iki terim birbirleri yerine kullanılsa da farklı kavramlardır. Kalp krizi, kalbe giden kan akışının kısmı veya tamamen durması ile gelişir. Ölüm ile sonlanma ihtimali vardır fakat günümüz şartları ile sağ kalım oranları oldukça yüksektir. Ani kardiyak ölüm ise kalbin aniden atmayı bıraktığı pompa gücü yapamadığı bir durumu ifade eder. Genellikle elektriksel bir problem neticesinde meydana gelir. Elektriksel aktivitedeki bir aksaklık düzenli kalp atışını sekteye uğratır ve pompalama eylemi bozulur. Sonuç olarak beyin, akciğer aynı zamanda kalbin kendisinin kanlanması bozularak hızlı bir şekilde bilinç kaybolur, nabız atımı hissedilmez ve kişi tıbbi tedavi alamazsa ölüm gerçekleşir.”
ERKEN MÜDAHALE HAYAT KURTARIR
Birey fenalaştığı zaman nasıl müdahale edilmesi gerektiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi, “Kişinin yanıt verip vermediği kontrol edilin ve hızlıca etraftan yardım isteyin. Eğer etrafta size yardım edecek biri yok ise öncelikle 112 acil servis hizmetlerine durumu bildirin. Havalimanı, metro, alışveriş merkezi gibi toplumsal mekanlarda kalp şok cihazları (otomatik harici defibrilatörler- OED) mevcuttur. Eğer OED’ye ulaşabilirseniz, üzerindeki talimatları izleyerek kullanın. OED kullanımı için vakit kaybetmek yerine etkili göğüs masajı (CPR) yapılması daha faydalıdır. Yalnızca göğse bası uygulanarak yapılacak bir CPR ile kişinin hayatta kalma şansı 2, hatta 3 kat artmaktadır” açıklamasında bulundu.
ZAMANINDA YAPILAN KONTROLLERLE ANİ ÖLÜMLER AZALTILABİLİR
Kalp sağlığı açısından kontrollerin aksatılmamasına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Okşen, şunları söyledi:
“Kalp sağlığı açısından kişilerin belirli aralıklarla kontrollerinin yaptırılması, hem kalp hastalıklarının gelişmesi ve ilerlemesini hem de ani ölümleri önlemenin ilk basamağıdır. Genetik geçişi olan ailesel hastalıkların bir kısmı ani ölüme sebep verebilmektedir. Ailenizde, yakın akrabalarınızda beklenmedik ani gelişen bir ölüm ile karşılaşmanız durumunda mutlaka bir kardiyoloji uzmanı tarafından kontrolden geçmelisiniz. Ciddi rahatsızlıklar, kardiyoloji uzmanı tarafından yapılan basit bir elektrokardiyografi ve ekokardiyografi ile kolayca tanı alabilmektedir. Hekiminizin şüphesi olması durumunda sizden ritim holter, efor testi, koroner BT anjiyografi, eğik masa testi gibi daha ileri testler isteyebilir. Özellikle yarışmalı spor ve ağır egzersiz yapan bireylerin belirli aralıklar ile kardiyovasküler muayene olmaları önemlidir.”
2 YILDA BİR KAN BASINCINIZA, 5 YILDA BİR KOLESTEROLÜNÜZE BAKTIRIN
Kardiyoloji muayenesinin hangi aralıklarla yapılması gerektiğini anlatan Okşen, “Amerikan Kalp Cemiyeti 20 yaşından sonra her bireyin 2 yılda bir kan basıncı kontrolü, her 5 yılda bir kolesterol testi yaptırmasını önermektedir. 40 yaşından sonra her birey en az 3 yılda bir kan şekeri kontrolü yaptırmalıdır. Yüksek tansiyon, kolesterol veya kan şekeri saptanması, sigara, obezite ve ailede kalp damar hastalıkları olması durumunda hekiminiz sizden daha sık kardiyoloji kontrolü isteyebilir” dedi.
KALP SAĞLIĞINI KORUYACAK TÜYOLAR
Dr. Öğr. Üyesi Okşen, kalp sağlığını koruyacak önerilerini şu şekilde sıraladı:
- “Sigara içmekten kaçının.
- Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapın.
- Meyve, sebze ve kepekli tahıllar dâhil olmak üzere besin açısından zengin yiyecekler yiyin.
- Trans yağ, doymuş yağ ve şekerle tatlandırılmış yiyecek ve içecek tüketiminizi sınırlayın.
- Kilonuzu yönetmek için adımlar atın.
- Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, insülin direnci, diyabet veya diğer sağlık sorunlarınız varsa, doktorunuzun önerdiği tedavi planını uygulayın.”