OXFORD Sözlüğü her yıl, gündemi ve toplumu en çok etkileyen “yılın kelimesini” seçiyor. Bu yıl bu unvan “beyin çürümesi” (brain rot) ifadesine verildi. Hızlı dijitalleşmenin ve ciddi bir bağımlılığa dönüşen sosyal medyanın beyin sağlığımız üzerinde yol açabileceği tehlikeye dikkat çekiyor bu ifade… ‘’Oxford Sözlüğü’nün bu kelimeleri seçmesi, dijitalleşme tehdidine karşı ciddi bir uyarı olarak algılanmalıdır’’ diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, beyin çürümesinin etkilerini ve bu sorundan korunma yollarını şöyle açıkladı:
BU İFADENİN ANLAMI
‘Beyin çürümesi’ sosyal medyanın, aşırı kullanılması nedeniyle sürekli uyarılma ve bilgi bombardımanına maruz kalan beynimizde yol açtığı tehlikeye dikkat çeken bir ifadedir. Sosyal medyanın; beynin algılama, berrak düşünme, odaklanma gibi zihinsel becerilerinin, dikkat kapasitesinin, hafıza ve problem çözme gibi temel işlevlerinin zarar gördüğünü ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Sosyal medyanın etkileri
Günümüzde bir bağımlılığa dönüşen sosyal medya hayatımızı şu etkilere neden olur:
Zihinsel sağlığımız alarm verir:
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dijital bağımlılığın etkileri özellikle gençlerde alarm veriyor. Araştırmalara göre, sosyal medya kullanımı ergenlerde anksiyete, depresyon ve yalnızlık hissini tetikliyor. Özellikle beğeni sayıları, kusursuz fotoğraf kareleri ve popülerlik yarışı günümüz ergenlerinin özgüvenini alt üst ediyor. Gözlerini ekrandan ayıramayan, yüz yüze iletişim kuramayan ve odaklanma süreleri saniyelerle sınırlı bir nesil yetişiyor. Bir kitabın son sayfasına kadar okumak ya da ciddi bir konu üzerine düşünmek, giderek zorlaşıyor.
Yönlendirmeler bizi tüketiciye dönüştürür:
Sosyal medya platformlarının yönlendirmeleri, önümüzdeki içerikleri bize özelleştirerek sunar. Bir kaydırma hareketi, “bir saniyelik” video izlemek bile, platformların bizden veri toplaması için yeterlidir. Ancak sürekli tüketici olma durumu, zihnimizin yaratıcılığını ve üretkenliğini baltalar.
Dopamin patlamaları yaşanır:
Bir bildirim sesi, beğeni sayısı ya da kaydırılan yeni içerik… Beynimiz her birinde dopamin salgılıyor. Ödül hissini sürekli yaşamak isteyen beyin “anlık hazlara” odaklanır. Sosyal medya, dopamin patlamalarıyla beyni bağımlı hale getiriyor. Ancak bu mutluluk hissi sık tekrarlandıkça yoksunluk yaratır.
Psikolojik sorunlar artar:
Sosyal medyada sürekli başkalarıyla kıyaslama yapmak, zihinsel sağlığı olumsuz etkiliyor. Beğeni sayıları ve kusursuz görünen fotoğraflar “ben neden onlar gibi değilim?” sorusunu akıllara getiriyor. Bu sürekli kıyaslama hali, yetersizlik duygularına ve özgüven eksikliğine yol açıyor. Bir zaman sonra kişilerde kendi hayatlarından tatmin olmamam ve depresyon-anksiyete yakınmaları başlıyor.
Gerçek ilişkiler zayıflar:
Sosyal medya, gerçek hayattaki ilişkileri de zayıflatıyor. Bir masada buluşan kişilerin telefonuna gömüldüğü günler yaşıyoruz. Yüz yüze iletişim azaldıkça, insanlar birbirlerine empati kurma yeteneğini kaybediyor. Ekranlar üzerinden kurulan “sahte sosyalleşme” gerçek bağların yerini alamıyor. Bu durum, yalnızlık hissini daha da derinleştiriyor ve insanları izole hale getiriyor.
KORUNMA YOLLARI
Beyin çürümesine karşı önlem almak mümkün. Ancak bunu başarmak için şu önerilerimi hayata geçirmeniz şart:
1. Odaklanma alışkanlıkları geliştirin: Her gün belirli bir süre beyni derin düşünmeye adapte edin. Kitap okumak, müzik dinlemek, resim yapmak, gözlerinizi kapatıp hayallerinizi beyninizde gerçekleştirmek, gündelik yazılar yazmak bu alışkanlığı geliştirmenizi sağlar.
2.Dijital molalar verin: Haftanın bir gününü dijital detoks olarak belirleyin. İlk başta çok zor gelse de telefonu ve bilgisayarı bir köşeye bırakıp sadece gerçek hayatı yaşamayı deneyin. Teknolojiyle aramıza mesafe koyduğumuzda, hem zihinsel hem de fiziksel anlamda dinleniriz. Herkesin dönem dönem böyle bir kopuşa ihtiyacı var. Hayatımızın hızı içinde kaybolduğumuzda, basit bir sessizlik bize rehberlik edebilir.
3. Gerçek ilişkiler kurun: Arkadaşlarınızla, ailenizle yüz yüze vakit geçir in. Gerçek bağlar kurmak, beynin empati yeteneğini ve mutluluk hormonlarını destekler.
4. Çocuklarınıza sınır koyun: Çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandırmak, onları spora, sanata yönlendirmek zihinsel ve duygusal sağlıklarının korunması için kritik bir öneme sahiptir.
5. Sosyal medya yönlendirmelerine direnin: Kağıt kalemle plan yapın, telefon bildirimlerini kısın, bazen dijital çöplüğü kendinizden uzak tutmaya çalışın.