Bahar Öztan, 1979 yılında “Şaşkın Milyoner” filmiyle adım attığı Yeşilçam’da “gamzeli güzel” olarak adını duyurdu. Bodrum’da kendisine ait otelin içindeki evinde yaşamını sürdüren oyuncu, üç kez kanseri yenmeyi başardı.
Öztan, hayatıyla ilgili samimi açıklamaları Hürriyet’ten Eda Solmaz’a anlattı. Öztan’ın setlerle tanışması ise bir reklam filmiyle başlıyor: “İlk bu işlere adım atmam şampuan reklamıyla oldu. Orada çok dikkat çektim, sonra Başak Gürsoy’un ajansıyla çalışmaya başladım. O sene birçok reklam filminde oynadım. Gamzem de olduğu için devamlı beni güldürüyorlardı. Hulusi Kentmen’le oynadığım bir reklam çekimi sonrası ‘gamzeli kız’ diye ismim çıktı.”
“O zaman tek kanal olduğu için herkes aynı reklamı izliyordu. Sonra da Kelebek’in fotoromanlarında yer aldım. Şimdi nasıl diziler takip ediliyorsa o zaman da fotoromanlar öyle popülerdi. Hemen ardından sinema filmi teklifi geldi.”
“GAMZELİ KIZ DEMEYE BAŞLADILAR”
“Acaba olur, olmaz gibi bir düşünceye dalmıştım. Rahmetli Oksal Pekmezoğlu beni ikna etti, ‘Sen bu kadar fotoromanda oynadın, reklam filmlerinde yer aldın. Neden olmasın, bence çok yakışacaksın’ dedi. Abdullah Şahin ile Ahu Tuğba’nın rol aldığı ‘Şaşkın Milyoner’ ilk filmim oldu. Ondan sonra ben de sinemayı sevdim, sinema da beni… Halkımız da sevmiş ki arka arkaya film teklifleri geldi. Önce Bahar Öztan ismi değil de ‘gamzeli kız’ demeye başladılar. Sonra basın beni yazmaya başladı. Tabii ki o zaman daha çok tanındım.”
“SOKAĞA MAKYAJSIZ ÇIKMAZDIK”
Bahar Öztan, “Geçmiş ile şimdi arasındaki şöhret kavramında nasıl farklar vardı” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Şimdi ile arada çok çok fark var. Biz makyajsız sokağa çıkamazdık, son derece bakımlı olurduk. Kolay kolay halk bizi göremezdi. Belli yerlere giderdik. Şimdi gayet rahatlar. Herkes her yere gidiyor, her şey göz önünde. O zaman öyle bir şey yoktu. Daha gizemliydi. Zaten o yüzden de tüm ünlülere sahne teklifleri gelirdi. Bugüne kadar sinemada erkek ya da kadın fark etmeksizin herkes sahneye çıkmıştır. Türkan Şoray haricinde çıkmayan yok. Bizi başka türlü canlı göremiyorlardı. O dönem için de artı oluyordu. Sinemadan kazanmadığımız parayı sahneden kazanıyorduk.”
Ünlü oyuncu, ilk kez İzmir Fuarı’nda sahneye çıktığını söylüyor: “Müziği çok seviyordum. O zamanın moda şarkılarını söylüyorduk. Fuarlarda 8-10 şarkı okurdum. Daha sonra solist olarak başka yerlere gittim. Belli yerler vardı. Mesela Adana’da iki otel vardı, bütün ünlüler sırayla orada sahne alırdı. Ben de alt kadromla giderdim.”
Bahar Öztan, 1993 yılında evlendikten sonra oyunculuğa ara verdi: “Çok küçük yaştan beri çalıştığım için yorulmuştum. O arada da artık çok film yapılmıyordu. Daha yoğun bir şekilde sahneye çıkıyordum. Her gittiğim yer bir daha istiyordu beni ve sürekli turnedeydim. Evlendikten sonra çocuk olunca, kendim istemedim. Sonra eşimle Amerika’ya gittik. 6-7 yıl Florida’da yaşadık.”
O dönem tüm zamanını oğlu Yiğit’e ayıran oyuncu, “Oğlumla ilgileniyordum. O da küçüktü… Dolayısıyla onunla o kadar haşır neşirdim ki hiç düşünmedim setlere dönmeyi. Oğlum 15-16 yaşına gelince oyunculuğu düşündüm. 2008 gibi Türkiye’ye dönmüştüm, iki dizide oynadım. Onlar şansımıza uzun soluklu olmadı. Sonra ‘Yeşilçam Sokağı’ diye bir program sundum” diyor.
“ÜÇ KERE HASTALIKLA MÜCADELE VERDİM ”
2015 yılında yumurtalık kanseri olduğunu öğrenen Öztan, o dönemi şöyle anlatıyor: “Hastalığımla ilgili mücadelelerim başladı. Tam iyileşiyorum, bazı projeleri konuşmaya başlıyorum. Tekrar nüksediyor. İkinciye de aynısı oldu… Üçüncü sefer nüksettiğinde ve iyileştiğimde kimse ile iş görüşmesi yapmadım. Koruyucu amaçlı hâlâ tedavi görüyorum. Hastalık, üç kere nüksetti. Üçünde de tekrar başa döndüm. Allah kimsenin başına vermesin, zor işler. Çok meşakkatli, çok sabretmeniz gerekiyor, Önemli olan sonuç. Şimdi iyiyim. Her şeye daha farklı bakıyorum.”
“KADİR İNANIR’A AŞIKTIM”
Bahar Öztan, 80’lerdeki arabesk film furyasında en çok başrol oynayan isimlerden biri. Öztan, o rollerle ilgili ise şunları söylüyor: “O zaman o kadar ünlülerdi ki… Onların tüm filmleri inanılmaz iş yapardı. Ondan dolayı oynamışımdır. Ben çok tercih ediliyordum. Çok disiplinliyim. Verdiğim sözü tutarım. Fizik olarak da her rolü oynayabilirim. Komediye de çok yakışıyordum, drama da… Gerektiğinde şuh bir kadın da olabiliyordum. Kadir İnanır: Çok yakışıklı ve dünya tatlısı. O benim sinemaya girmeden önceki aşkımdı, çok beğenirdim.”
“ANNE SEN NASIL GÜZELMİŞSİN ”
“Geçtiğimiz yıl oğlum Yiğit’le birer hafta arayla Kemal Sunal’la rol aldığım filmleri izledik; ‘Orta Direk Şaban’ ve ‘Doktor Civanım’. Oğlum filmlerimizi izlemeye hiç meraklı değildi. O da büyüdüğü için artık çok daha farklı gözle baktı, ‘Anne sen nasıl güzelmişsin, nasıl yapmışsın bunları’ dedi. Oğlumla uzun zaman sonra bu filmleri izlemek çok hoşuma gitti, anılarım canlandı gözümde.”