Yılın son Grand Slam’i ABD Açık yaklaşırken, kadın ve erkek kategorilerinde 1000 puan üzerinden düzenlenen “mini” Grand Slam Turnuvalarının sonuncusu “Cincinnati Açık”, geçtiğimiz pazar günü oynanan finallerle son buldu.
1899’dan itibaren gerçekleştirilen Cincinnati Turnuvası, ülkedeki en eski ve ABD Açık’tan sonraki en büyük tenis organizasyonu olma özelliğini taşıyor. Keza, öyle bir geleneği temsil ediyor ki; dünya savaşları ve büyük ekonomik buhran gibi dönemlerde dahi kesintiye uğramamış.
Cincinnati’de, kadınlarda, son Roland-Garros Finalisti Karolina Muchova ve ABD’nin ismi yıllardır gündemde olan 19 yaşındaki yeteneği Cori “Coco” Gauff final oynadılar. Muchova, Aryna Sabalenka’yı; Gauff ise, Iga Swiatek’i yenerek ulaştı finale. Gauff, sıralamada ilk 10’a demir atmış gibi görünse de, oyununda eleştirilen bazı temel eksiklikler nedeni ile ona; “final oynar ama mesela Swiatek’i mağlup edemez!” diye bakılır olmuştu uzun süredir. Nitekim, bu tarz karşılaşmaları hep kaybetti. Multi yetenek Muchova ise, kariyeri boyunca sakatlıklardan muzdaripti. Gauff, 3 sette galip gelmeyi başarıp, kendi zincirini kırmış oldu. Muchova da bu turnuvadaki performansı ile, ilk 10 oyuncusu artık.
Kadınlarda Gauff gibi yükselen diğer bir isim daha var: Jessica Pegula. Olağan çizgisinin üzerine çıkmış görünüyor son Turnuvalarda. En büyük favorilerden Elena Rybakina’nın ise bir bocalama döneminde olduğunu görüyoruz.
Kadınlar tenisinin zirvesi değişmedi. Swiatek 1 numaralı seribaşı olarak gidecek ABD Açık’a.
Gelelim, erkekler tarafına; Wimbledon Finalinde Carlos Alcaraz’a yenilen Novak Djokovic, bir süre dinlenmiş hatta 15 gün önce oynanan Kanada Açık’a da katılmamıştı. Cincinnati Finalinin yeni bir Alcaraz/Djokovic mücadelesine sahne olacağı tahmini güçlüydü. Nitekim, Turnuvada bu şekilde ilerlediler. Djokovic maçlarını daha rahat kazanırken; Alcaraz, önce Tommy Paul sonra Hubert Hurkazc ile oynadığı 3 setlik maçlarda epey ter döktü.
Alcaraz/Djokovic finali 4 saate yakın adeta 5 setlik bir Grand Slam finali gibi oynandı. Alcaraz, ilk seti fiziki yorgunluk sinyalleri veren Djokovic’in önünde tamamladı. Ancak, Djokovic’i takip edenler bilir; kortta istediğini gerçekleştiremediği anlarda, çok negatif bir görüntü ve hastalanmış izlenimi verir. İstediğini yapmaya başlayınca, o görüntü gider, en formda bir atlet edasıyla geri döner sahneye. Böyle anlarda, oyundan da tam düşmez aslında. Zaman kazanıp, toparlanır. Yine aynı şey yaşandı; 2. Sette maç sayısı atan Alcaraz’a direnip, tam takat geri döndü oyuna. Bununla beraber, Alcaraz da pes etmedi. O da maçın ilerleyen bölümünde maç sayılarını çevirerek oyunda kaldı. Ancak, 3. Set tie-break’i tecrübeli tarafa yazıldı ve Djokovic, bu randevudan şampiyon olarak ayrıldı.
Carlos “Carlitos” Alcaraz, 28 Ağustos/10 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek ABD Açık’a dünya 1 numarası olarak ve ünvan savunmak için gidecek. Djokovic ise dünya 2 numarası olduğundan, bu ikili, bir yol kazası olmaz ise, yine ancak finalde karşı karşıya gelebilecekler.
Erkekler tarafında not düşmek istediğim birkaç husus daha var; Sinner ve Rune, henüz istikrarlı performanslar yakalayamadılar. Zverev, sakatlığının etkisinden sıyrılmış ve form bulmuş görünüyor. Tommy Paul’ü seyretmeye devam edelim, Alcaraz maçlarındaki oyunu ile göz dolduruyor dünya 14 numarası.
Yılın son Grand Slam’i ve keyifli finalleri yaklaşırken, spor ve sağlık dolu günler sizlerle olsun.