Libya Bakanlar Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, hükûmet üyelerini atama ve görevden alma kararının Başkanlık Konseyinin yetkisinde olmadığına işaret edilirken, Bakan Menguş’tan “görevine aynı şekilde devam etmesi” istendi.
Açıklamada, “Cenevre’de gerçekleşen Libya Siyasi Diyalog Forumu sonuçlarına göre Başkanlık Konseyinin sınırlı yetkilere sahip olduğu, yürütme organı üyelerini atamak veya görevden almak için hiçbir kanuni bir hakka sahip olmadığı ve bu hakkın münhasıran Ulusal Birlik Hükumeti Başbakanında bulunduğuna” işaret edildi.
Açıklamada, Dışişleri Bakanlığının, “Libya İstikrar Konferansını düzenleyerek ve Libya’nın istikrara katkı sağlayacak şekilde dost ve kardeş ülkelere yönelik olumlu iletişim politikası benimseyerek uluslararası alanda büyük takdir toplayan başarılar sergilediğinin” altı çizildi.
Bakanlığın çabalarının tüm yetkililer ve taraflarca desteklenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, “(Ulusal Birlik Hükûmeti) Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanı’na, görevine aynı şekilde devam etmesi talimatını verir ve istenildiği şekilde görevini eda ederek harcadığı tüm vatanperver çabaları için ona olan takdirlerini yineler.” ifadesine yer verildi.
BAŞKANLIK KONSEYİNİN KARARI
Başkanlık Konseyince 6 Kasım akşamı yayınlanan resmi kararda, Dışişleri Bakanı Menguş’un ihtiyati olarak görevinden uzaklaştırıldığı belirtilmişti.
Kararda, Menguş’un, “Libya Siyasi Diyalog Forumu sonuçlarına aykırı biçimde, dış politika konularında Başkanlık Konseyi ile koordinasyon sağlamadan hareket ederek idari kuralları çiğnemesi” nedeniyle uzaklaştırıldığı ifade edilmişti.
Menguş hakkında soruşturma başlatıldığı aktarılan kararda, söz konusu soruşturma tamamlanana kadar Menguş’a yurt dışına çıkış yasağı getirildiği kaydedilmişti.
“LOCKERBİE” DAVASI
Menguş, 4 Ekim’de BBC’ye verdiği röportajda, Libya hükûmetinin “Lockerbie” davası konusunda ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu söylemişti.
Menguş’un açıklaması, davada suçlu görülen Libya vatandaşı Ebu Acile Mesud’un ABD’ye iadesini kabul ettiği şeklinde yorumlanarak Libya kamuoyunda tepki çekmişti.
21 Aralık 1988 günü meydana gelen ve “Lockerbie faciası” olarak bilinen terör olayında, Londra’dan New York’a sefer yapan Pan Am Havayolları’na ait bir yolu uçağı içindeki bombanın infilak ettirilmesiyle İskoçya’nın güneyindeki Lockerbie kasabasına düşmüş, yerdeki ve uçaktaki yolcuların tümü dahil 270 kişi hayatını kaybetmişti.
Hâlâ Trablus’ta tutuklu bulunan ve “Lockerbie” davası kapsamında uçağa bombayı yerleştiren kişi olarak suçlanan Libya vatandaşı Ebu Acile Mesud’un ABD tarafından iadesi isteniyor.