BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Kuzey Kore’de insan hakları ihlallerine ilişkin oturum düzenlendi. Oturum öncesinde Rusya ve Çin, konunun BMGK’de görüşülmesine ihtiyaç olmadığını, Kuzey Kore’deki “insan hakları ihlallerinin” uluslararası güvenlik ve barışa tehdit teşkil etmediğini savundu.
İki ülke, BMGK’nin Kuzey Kore’de insan hakları ihlalleri yerine dünya genelinde aciliyet gerektiren çatışmalarda “silahları susturmaya” odaklanması gerektiğini belirterek, oturumun iptalini istedi.
Bunun ardından yapılan oylamada, 15 üyeli BMGK’de 12 üyenin oturumun yapılmasını istemesi sonucu toplantı gerçekleşti.
“KUZEY KORE ‘U’ DÖNÜŞÜ YAPMALI”
Burada üye ülkeleri bilgilendiren BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Kuzey Kore’deki insan hakları ihlallerinin bölgesel istikrarsızlığı tetiklediğini belirterek, bu konunun Kore Yarımadası’ndaki genel barış ve güvenlik durumundan ayrı ele alınamayacağını söyledi.
Türk, “Bugün Kuzey Kore dünyanın geri kalanından kopmuş bir ülke.” diyerek, günlük hayatın “boğucu bir ortamda” zorluklarla dolu olduğuna işaret etti.
Serbest dolaşıma ilişkin kısıtlamaların arttığına işaret eden Türk, insanların çok zor durumlarda olmalarına rağmen ülkeden çıkamadığını dile getirdi. Türk, ifade özgürlüğüne yönelik baskının yoğunlaştığını ve sosyo-ekonomik yaşam koşullarının “dayanılmaz” boyutlara ulaştığını kaydetti.
Zorunlu işçiliğin de ülke genelinde devam ettiğine işaret eden Türk, Kuzey Kore hükümetinin aynı zamanda yurt dışına giden işçiler üzerinde de kontrolünü sürdürdüğünü ifade etti.
Keyfi tutuklama, işkence, kötü muamele ve adil yargılanma imkanlarının bulunmaması gibi hususların da baskı için kullanılmaya devam edildiğini aktaran Türk, Kuzey Kore içinde kaybolan kişilerin de önemli bir sorun olmaya devam ettiğini bildirdi. Türk, yaklaşık 100 bin kişinin kayıp olduğunu, durumları hakkında bilgi edinemediklerini söyledi.
Söz konusu ihlallerin cezalandırılmasının öncelik olması gerektiğini kaydeden Türk, “Kuzey Kore’de baskı, korku, acı, açlık ve ümitsizlik alarm verici düzeyde. Buradan kurtuluş Kuzey Kore’nin kendi kendine dayattığı izolasyondan ‘U’ dönüşü yapmasıyla başlar.” dedi.
Türk, Kuzey Kore’nin tekrar açılması, uluslararası toplumla ilişki içinde olması, insanlar arasında bağlantıya izin vermesi, uluslararası işbirliğini seçmesi ve halkının “iyiliğine” odaklanması gerektiğini vurguladı.
“DİKTATÖRLERİN DEĞİL KUZEY KORE HALKININ YANINDA DURUN”
Kuzey Kore’den kaçan sivil toplum temsilcisi Kim Gumhyok ise Çin’e üniversite okumaya gittiğinde ülkesindeki gerçekleri gördüğünü belirterek, “Bugün endişeliyim ama ülkemdeki arkadaşlarım için konuşmak zorundayım.” dedi.
Kim, kendisinin varlıklı ve imtiyazlı bir aileden geldiği için Kuzey Kore’de farklı olanakları olduğunu belirtti. Kuzey Kore’den ayrıldıktan sonra ailesinin Kore halkı için değil, “diktatörler” için çalıştığını fark ettiğini anlatan Kim, tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen Pekin’de bir grup kurararak çalışmalar başlattığını aktardı.
Kim, 2011 yılında grubunun Kuzey Koreli yetkililer tarafından tespit edildiğini, tutuklanmamak için Güney Kore’ye kaçtığını belirtti.
“Kaçtım, kurtuldum ve özgürlüğüme kavuştum. Ancak özgürlüğümün bedeli çok büyük oldu. Kaçalı 12 yıl oldu ve ailemle hiçbir irtibatım yok.” diyen Kim, uluslararası topluma “diktatörlerin değil Kuzey Kore halkının” yanında durmaları çağrısında bulundu.
Kim, ülkedeki insan hakları ihlallerinin nükleer silahlar kadar önemli olduğuna dikkati çekerek, Kuzey Koreli yetkililerin cezalarını çekmesi gerektiğini kaydetti. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’a çağrı yapan Kim, “Kendini geleneklerin prangasından kurtararak farklı bir seçim yapmak zorundasın. Hala çok geç değil.” dedi.
Kim, Kim Jong-un’a nükleer silahlar ve tehditlere son verme, Kuzey Kore’yi “ülkeler ailesine” dahil etmesi çağrısında bulundu.