İklim krizi tüm hızıyla büyümeye devam ederken, aşıldığında potansiyel olarak geri döndürülemez değişikliklere yol açabilecek kritik eşiklerin önemi de giderek artıyor. Araştırmacılar, Antarktika’nın buz sahanlıklarının nasıl eridiğini anlama girişiminin bir parçası olarak bölgeyi sonar kullanarak haritalandırma amacıyla, Batı Antarktika’daki Dotson buz sahanlığının altına Ran adında uzaktan kumandalı bir araç (ROV) gönderdiler.
Göteborg Üniversitesi Oşinografi Profesörü Anna Wåhlin, “Buzulların zaman içinde nasıl değiştiğini gözlemlemek için daha önce uydu verilerini ve buz çekirdeklerini kullanıyorduk” dedi ve devam etti: “Sualtı aracını boşluğa yönlendirerek buzun alt kısmının yüksek çözünürlüklü haritalarını elde edebildik. Bu biraz ayın arkasını görmeye benziyor.”
2022 yılında gerçekleştirilen keşif gezisi sırasında ROV, buzulun altında 1.000 kilometreden fazla alanda gezerek, buzun içindeki bir boşluğa doğru 17 kilometre ilerledi. Araştırma pek çok ilginç veri elde etmeyi başardı. Bu bulgulardan biri, buzulun tabanındaki garip tepe ve vadi desenleriydi. Bu desenler, su altı akıntılarının aşındırma ve çatlaklara doğru ilerleme şeklini gösteriyordu. Beklenenden daha engebeli olan bu zirve ve vadilerden, kum tepelerini andıran, uzunluğu 400 metreye kadar uzanan yapıların çıkması özellikle garip görülüyordu. Özellikleri analiz eden ekip, bunların Dünya’nın dönüşü nedeniyle buzulun alt tarafındaki suyun hareketinin sonucu oluştuğuna inanıyor.
Wåhlin, WordsSideKick.com ile yaptığı görüşmede “Şekillere yakından bakarsanız simetrik değiller, biraz mavi midye gibi bükülmüşler ve bu asimetrinin nedeni Dünya’nın dönüşüdür” dedi ve ekledi: “Dünya üzerinde hareket eden su, Güney Yarımküre’de hareket yönünün soluna etki eden Coriolis kuvveti adı verilen bir şeye tabidir. Eğer bu doğruysa, buza en yakın katmanda sürtünmenin Coriolis kuvvetiyle dengelendiği bir kuvvet dengesi olduğunu gösteriyor.”
Ekman spirali
Bu deseni oluşturduğu düşünülen su deseni Ekman Spirali olarak adlandırılıyor. Bu olgu, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) web sitesinde “Yüzeydeki su molekülleri rüzgârın kuvvetiyle hareket ettiğinde, daha derin su molekülü katmanlarını altlarına sürükler. Her bir su molekülü katmanı, daha sığ katmandan sürtünmeyle hareket ettirilir ve her derin katman, hareket yaklaşık 100 metre derinlikte durana kadar üstündeki katmandan daha yavaş hareket eder” şeklinde açıklanıyor.
Ekip, Ekman teorisinden beklendiği gibi eski “gözyaşı” şekillerinin kuyruklarının akışa daha paralel olduğunu belirtiyor ancak daha fazla gözlem yapılması gerektiğini söylüyor.
Ne yazık ki uzaktan kontrollü denizaltı, bu keşif gezisinden sonra buzulun altında kayboldu. Dalış sırasında denizaltının onu çalıştıran araştırmacılarla sürekli teması bulunmaz ve denizaltı, önceden programlanmış bir rotayı takip ederek buzun altından açık suya giden yolu bulmak için gelişmiş bir navigasyon sistemi kullanır.
Ancak buzun altına yapılan birkaç başarılı dalıştan sonra, Ocak 2024’teki bir yolculuk sırasında Ran, buluşma noktasına ulaşamadı. Akustik ekipman, dronlar ve helikopterlerle yapılan aramalara rağmen ekip o zamandan beri Ran’ı bulamadı.
Wåhlin Ocak ayında yaptığı açıklamada, “Bu, samanlıkta iğne aramaya benziyor ama samanlığın nerede olduğunu bile bilmiyorsunuz” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu noktada Ran’ın pilleri bitti. Tek bildiğimiz buzun altında beklenmedik bir şeyin yaşandığı. Başının belaya girdiğinden şüpheleniyoruz ve sonra bir şey onun dışarı çıkmasını engelledi.”
Çalışma Science Advances: Oceanography dergisinde yayınlandı.