Paleontologlar, yaklaşık yarım milyar yıl önce denizlerde yaşayan küçük bir yaratığın, örümcekler, akrepler ve nal yengeçlerinin en eski bilinen atası olduğunu keşfettiler. Gelin detaylarına birlikte göz atalım.
Akrep ve örümceklerin en eski atası keşfedildi
Setapedites abundantis adı verilen bu minik yaratık, sadece 5 milimetre uzunluğunda olup, 478 milyon yıl önce şu anki Fas’ı kaplayan bir okyanusta yaşamış. Fosilleri ilk olarak 2000’li yılların başında keşfedilen bu canlı, o dönemden beri incelenmeyi bekliyordu. Fosil analizleri zaman alan bir süreç olduğu için, araştırmacılar bu küçük yaratığın sırlarını yeni yeni ortaya çıkarıyorlar.
Setapedites abundantis’in fosilleri üzerinde yapılan detaylı incelemeler, bu canlının arthropod kladına, özellikle de Euchelicerata grubuna ait olduğunu ortaya koydu. Arthropodlar, böcekler, myriapodlar, kabuklular ve örümceğimsiler gibi çeşitlilik gösteren bir omurgasızlar grubudur ve bu grup, dünya üzerindeki hayvan yaşamının yaklaşık yüzde 75’ini temsil ediyor.
Euchelicerata alt grubunda, örümcekler, akrepler, nal yengeçleri, akarlar ve keneler gibi chelicerae adı verilen, avlarını kavrayıp zehirlemek için kullanılan ağız parçalarına sahip canlılar bulunuyor. Ancak, bu farklı hayvanların ne zaman ve nasıl diğer arthropodlardan ayrılıp kendi evrimsel yollarına girdikleri tam olarak bilinmiyor.
Paleontolog Lorenzo Lustri ve ekibi, Setapedites abundantis’in Fezouata Şeyli formasyonunda bulunan fosillerini incelediler. Fosiller, hayvanın arka kısmında bulunan iki dallı uzantılar gibi anatomik özellikleri gösteriyordu. Bu özellikler, Setapedites abundantis’in Offacolidae ailesine ait olduğunu doğruladı. Bu ailede daha önce sadece Offacolus kingi türü biliniyordu ve bu tür Silurian döneminde, 444 ile 420 milyon yıl önce yaşamıştı.
Setapedites abundantis’in bu aileye dahil edilmesi, bu canlının arthropod aile ağacında Euchelicerata’nın bilinen en eski üyesi olduğunu ortaya çıkardı. Bu bulgu, erken arthropodlar ile Euchelicerata arasındaki evrimsel boşluğu dolduruyor.
Şu anda fosilin konumu belirlenmiş durumda. Bir sonraki adım, bu fosili daha detaylı inceleyerek, eşsiz özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını ve bu özelliklerin evrimini daha iyi anlamak olacak. Böylece günümüzde bildiğimiz ve sevdiğimiz örümceklerin nasıl evrimleştiğine dair daha fazla bilgi edinilebilecek.
Kaynak: Shiftdelete