Manavgat’ta ormanları kül eden korkunç yangında yeni kurduğu 1.5 milyonluk muz serası yanan Serkan Güngör, serasını yeniden kurdu. 800 bin TL masraf yaptığını söyleyen Güngör, “Küllerimden yeniden doğmaya çalışıyorum” dedi.
Antaly’nın Manavgat ilçesinde geçen 28 Temmuz’da başlayan ve günlerce devam eden orman yangınları büyük tahribat yarattı. Geçtiği bölgeyi enkaza çeviren yangın, Manavgat’ta birçok seraya da zarar verdi. Serası yananlardan biri de 41 yaşındaki Serkan Güngör’dü. Ulukapı Mahallesi Çaltılıbük mevkiinde bulunan 1.5 milyon TL değerindeki 10 dönümlük muz serası yangında küle dönen Güngör, canını zor kurtarmış ve hayatta kalabilmek için iki saate yakın ırmakta dallara tutunmuştu.
Dostlarından borç aldı
Güngör yangından dört ay sonra serasını yeniden kurdu. Büyük zarar ettiğini ve dostlarından aldığı borçlarla serayı kurduğunu söyleyen Güngör, Milliyet’e konuştu.
“O gün yaşadığım şeyler korkunçtu ve hâlâ aklımda” diyen Güngör, “Cehennemi yaşadık ve hayatımızı zor kurtardık. O yangında evladım gibi ellerimle büyüttüğüm tüm muzlarım yandı. Bir anda tüm emeğim küle döndü. 1.5 milyonluk bir zararım oldu. Ama yangında biz de ölebilirdik. O gün mucizeyi yaşadık ve hayatta kalabildik. Yangın çıkar çıkmaz, aslında kaçabilirdik ama kaçmadık. Kaçsaydık; buradaki hayvanlarımız da ölebilirdi. Önce onları seranın sulu olan kısmına taşıdık ve böylelikle onları da kurtarmış olduk” dedi.
Küllerinden yeniden doğmaya çalıştığını söyleyen Güngör, “Yangından dört ay sonra çevremdeki dostlarımdan borç alıp seramı yeniden kurdum. Yanan eski malzemelerimin bazılarını kullandım ama buna rağmen sadece seranın kurulumuna 800 bin TL kadar masraf yaptım. Devlet, bana sadece 100 bin TL yardım. Diğer tüm masrafları borçlandım. Şöyle de zarar yaşadım; ben arkadaşlarımdan Euro borç aldım ve aldığımda Euro 9 TL idi ama şimdi 15 TL” diye konuştu.
450 bin yerine 100 TL
Güngör, serası yanmasaydı bu yılki kazancının 450 bin TL olacağını belirterek, “Bu maksimum kazancım 100 bin TL olacak. 100 bini geçmez. 450 bin TL ürün satmam gerekiyordu ama olmadı. Bir aksilik çıkmazsa, bir yıl içerisinde seram eski haline gelecek ve vermesi gerektiği kadar ürün verecek. Buna da şükür diyoruz” dedi.
‘Resmi adresim farklı diye yardım yapmıyorlar’
Aynı bölgede alevin esir aldığı ve yıktığı yerlerden biri de Ulukapı Köyü Çaltılıbük mevkiinde yer alan, 100 dönüm üzerine kurulu Hazal Tunalı Çiftliği oldu. Küle dönen çiftlik yangından sonra da olduğu gibi duruyor. Dokuz aydır arazide herhangi bir şey yapılmadığı görüldü. Çiftliğin sahibi iş insanı Mahmut Tunalı (70), elleriyle kurduğu cennetin, küle döndüğünü belirterek şunları aktardı:
“Bu yeri 25 yıl önce aldım. 2013 yılında ara ara gelir giderdim. Ancak 2015 yılından itibaren burada oturuyorum. Ancak benim 6-7 tane şirketim var ve maalesef PTT hizmeti gelmiyor. Tüm resmi kurumlardaki gelen evraklarımı buraya posta hizmeti gelmediği için Antalya Kaleiçi’ndeki bir mülkümü adres gösterdim. Ama şimdi bana, ‘Sen çiftlikte oturmuyorsun, oturmadığın için bir şey yapamıyoruz’ diyorlar. Bütün köylüye ya da muhtara sorsunlar. Elektrik, su hizmeti veriyorsa, posta hizmetinin de getirilmesi gerekiyor. Gelmediği için farklı bir adres gösterdim. Resmi adresim Antalya’da olduğu için bir şey yapmıyorlar.”
‘Mucize’ 9 aylık oldu
Güngör’ün serasındaki koyunu da yangının ortasında hayatta kalan hayvanlardan biriydi. Gebe olan koyun yangından kurtulduktan üç gün sonra doğum yaptı ve yavrusuna Mucize adını koydular ve Mucize şu an dokuz aylık. Mucize’nin annesi 1.5 ay önce öldü. Mucize için sahibi Güngör, “Onun yeri tabii ki ayrı. Annesi yaşamak için direndi ve Mucize üç gün sonra sapasağlam dünyaya geldi” diye konuştu.
‘8 İHA ile ormanı gözetleyeceğiz’
Yazı dizimizi yakından takip eden Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, orman yangınlarının büyük kısmının insan kaynaklı meydana geldiğini belirtti. Karacabey, son yılların ortalamalarına göre yangınların yüzde 28,4’ünün ihmal ve dikkatsizlikten, yüzde 5,8 kaza sonucu, yüzde 2,1’inin kasıtla, yüzde 9,2’sinin ise doğal sebeplerden çıktığını vurguladı. Karacabey şunları söyledi:
3 ana stratejide mücadele
“Yangınların yüzde 54,5 oranında sebebi bilinmiyor. Orman Genel Müdürlüğü olarak üç ana stratejide mücadele ediyoruz. Önleme, söndürme ve rehabilite. Orman yangınlarının önlenmesine yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yıl boyunca sürdürülür. Eğitimlerle, okul çağındaki çocuklardan orman köylüleri, çitçiler, arıcılar, avcılar ve çobanlar gibi ormanla iç içe yaşayan vatandaşlarımıza kadar orman sevgisini aşılayarak yangınlara karşı duyarlılığın artırılmasını amaçlıyoruz. YARDOP (Yanan Orman Alanlarının Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Ormanlar Kurulması Projesi) ile yangın önleme tesisleri ve yangın müdahale cepheleri, yangın emniyet yol ve şeritleri yapıyoruz. Orman yangınlarının erken tespiti için yıl boyunca kulelerimizden kameralar ile izleniyor. Aynı zamanda insansız hava araçlarıyla takip ediyoruz. 2021 yılında orman yangınlarıyla mücadele 10 bin 545’i yangın işçisi olmak üzere toplam muhafaza memuru ve teknik personelle birlikte yaklaşık 21 bin personelimiz görev yaptı. Yangınla mücadelede ekiplerimize destek olan ve şu an yaklaşık 86 bin kişiyi bulan orman yangını gönüllü sayımızı 100 bine çıkarmayı istiyoruz” dedi.
Genel Müdür Karacabey, çok tartışılan yangın söndürme uçaklarına da değinerek şöyle konuştu: “2021 yılında üç uçak ve 39 yangın söndürme helikopteriyle oluşturulan hava filosunu güçlendirmek için çalışıyoruz. Değişik tip ve kapasitede 20 uçak ve 55 helikopterin kiralanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Yangın mevsimi öncesinde göreve hazır olmaları için Savunma Sanayi Başkanlığı ile çalışıyoruz. İHA’ları orman yangınlarıyla mücadelede kullandık. 2022 yılında ülkemiz ormanları sekiz İHA ile gözetlenecek.”