Kanguru sıçanları, çöllerin sert hava koşullarına rağmen su tüketimi olmadan hayatta kalabilmeleriyle tanınıyor. Doğadaki bitkiler ve tohumlardan elde ettikleri nemi kullanabilen bu hayvanlar, vücut sistemleri sayesinde sıvı kaybını minimumda tutuyor. Böylece dışarıdan herhangi bir su kaynağına ihtiyaç duymadan yaşamlarını sürdürebiliyorlar.
UZUN KUYRUK, GÜÇLÜ ARKA AYAKLAR
Adlarını, tıpkı bir kanguru gibi sıçramalarını sağlayan güçlü arka ayaklarından alan bu kemirgenlerin, vücutlarına oranla oldukça uzun kuyrukları bulunuyor. Kuyruk dengede kalmalarını sağlarken, arka ayaklardaki kaslar onlara çöl kumunun üzerinde hızlı ve uzun mesafeli sıçramalar yapma imkânı tanıyor. Böylece hem avcılarından korunuyor hem de besin bulmak için uzun mesafeler kat edebiliyorlar.
BENZERSİZ BÖBREK
Kanguru sıçanlarının su gereksinimi olmadan yaşayabilmesinin altında yatan en önemli unsur ise böbrek sistemlerinin çok verimli çalışması. Böbrekleri, vücuttan atılacak su miktarını büyük oranda azaltarak idrarı son derece konsantre hale getiriyor. Bu sayede kaybedilen su minimum düzeyde kalıyor ve vücuttaki sıvı dengesi korunuyor.
Diğer pek çok çöl canlısı gibi kanguru sıçanları da iklim değişikliği ve habitat kaybından olumsuz etkileniyor. Yaşam alanlarının daralması, besin kaynaklarının azalmasına yol açarken, bu sert çevre koşullarına uyumlu olmalarına rağmen nüfuslarının sağlıklı bir seviyede kalabilmesi için koruma çalışmaları yürütülüyor.
BİLİMSEL ÇALIŞMALARA İLHAM OLUYOR
Kanguru sıçanlarının su tutma ve metabolizma özellikleri, insan tıbbı ve biyomedikal araştırmalara da ilham kaynağı oluyor. Özellikle böbrek sağlığı ve vücuttaki sıvı dengesine ilişkin çalışmalar, bu küçük hayvanların doğal savunma sistemleri incelenerek geliştiriliyor.