Samsun’un Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçeleri sınırlarında bulunan, Kızılırmak’ın denize döküldüğü bölgeyi de içine alan 56 bin hektar alana sahip Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, göçmen kuşların en sık uğradığı alanların başında geliyor.
Araç trafiğine kapatılan ve UNESCO Doğal Miras Geçici Listesi’nde yer alan 362 kuş türü, 554 bitki, 35 balık, 42 memeli, 260 omurgasız, 13 sürüngen ve 12 amfibi türü için yaşam alanı sağlayan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, havaların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle içinde barındırdığı tüm canlıların yaşamını olumsuz etkiliyor.
Dünyanın en yoğun göç yollarından Afro-Avrasya Palearktik yolu boyunca güney ve kuzeye göçmeden önce konakladığı deltadaki kuşların göç hareketlerinin mevsimsel değişikler ile bağlantılı olduğunu belirten OMÜ Ornitoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yakup Sancar Barış, “Mevsimsel değişiklikleri etkileyen her türlü farklılık buna da ister istemez etki ediyor. Farklı kuş türlerinde farklı etkileri bulunuyor. Özellikle göçmen kuşların kışlama ve üreme bölgeleri arasındaki yolu kat etmek ve bu işi de başarıyla yapabilmeleri için birtakım çevresel faktörlere ihtiyaçları var. Uygun hava koşullarının olması lazım” dedi.
Barış şöyle konuştu:
“Doğru yerlerde doğru zamanlarda yakıt ikmali yapmaları, beslenmeleri ve dinlenmeleri lazım. Küresel iklim değişikliği bütün bunları etkiliyor. Neslin bulunabilirliğini, bazı yerlerde kar örtüsünün olması ve olmaması gibi durumlar etki ediyor. Aynı şekilde mevsim değişikliği ile birlikte yaz ve kış aylarının uzunluğu değişiyor. Buradaki en yüksek ve düşük sıcaklar suyun ve yağışların erişilebilirliğini değiştiriyor. Mesela, özellikle su kuşları bundan dramatik olarak etkilenebilecek canlılar olarak söylenebilir. Dolayısıyla, göçmen olsun veya olmasın her türü canlı küresel iklim değişikliğinden mutlaka etkilenecektir.”
Tüm bunların çok uzun süre boyunca çevrede yavaş değişim gösteren faktörlere göre evrimleştiğini belirten Prof. Dr. Barış, şu sözleri kullandı:
“Dolayısıyla her canlının en uygun gelişme aralığı var. Üremek için belli koşullara ihtiyacı var. Bunlar uygun olmadığı zaman dinlenmek, saklanmak ve yeni üreme mevsimi için korumak ya da geliştirmek daha zor oluyor. Bunları çok hızlı değiştirirseniz, buna uyum sağlayamıyor. Buna örnek olarak, kutup ayıları asıl beslenmeyi deniz buzunun donduğu zaman yapıyor. Foklarla avlanıyorlar, onları kolay avlayabildikleri tek yol bu. Deniz buzu çözüldüğü zaman foklar ulaşılamaz hale geliyor. Kutup ayıları yaz aylarını neredeyse aç geçiriyor. Kışın bol miktarda yağ depoluyorlar. Deniz buzunun çözüldüğü dönem ne kadar kısalırsa yaz dönemine o kadar aç giriyorlar. Bu böyle devam ederse muhtemelen nesli tükenecek.”
Bu yıl Türkiye’de büyük kuraklık olduğuna değinen Prof. Dr. Barış, “Arka arkaya devam eden bu kuraklıklarda yüksek nem ya da tavan suyunun yüksek olmasına ihtiyaç duyan bitkilerin ve onlara bağlı olan canlıların hepsi etkilenecektir. Mevsim değişikliği çok hızlı olduğundan dolayı canlıların evrimsel olarak uyum göstermeleri gerekir. Evrim normal yollarla çalışamadığı zaman uyum gösterilemeyeceği için yok olan canlılar mutlaka olacaktır” diye konuştu.