Carnegie Mellon Üniversitesi Ekonomi ve Psikoloji Profesörü ve Davranışsal Karar Araştırma Merkezi’nin eş direktörü George Loewenstein, salgın döneminde tasarrufun arttığını, hanehalkı harcamalarının sektörlere göre dağılımında ise değişime neden olduğunu söyledi.
Loewenstein, davranışsal ekonomide salgın süreci ve kaygı düzeyinin sosyoekonomik karar alma davranışlarına etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Davranışsal ekonomi, potansiyel bir salgının insan davranışıyla ilgili herhangi bir boyutuyla ilişkilendirilebilir.” dedi.
“SALGINDA TASARRUF ARTTI”
Salgının insan davranışları ve seçimlerine etkisine de değinen Loewenstein, şöyle devam etti:
“ABD’deki en büyük sürpriz, tasarruf oranının artması oldu. Bunu herhangi bir ekonomistin tahmin ettiğini sanmıyorum. Seyahat veya restoranda yemek yeme gibi birçok pahalı boş zaman aktivitesi yapılamaz hale geldi. İnsanlar harcama yapıyorlar ancak seyahat ve restoran harcamalarındaki azalmayı telafi edecek miktarda değil. Bu nedenle tasarruf oranı, en azından ABD’de çoğunlukla seyahat gibi şeylere çok para harcayan varlıklı insanlar tarafından yapılmasına rağmen dramatik bir şekilde arttı. İnsanlar tüketim mallarına daha fazla para harcıyor.
HARCAMALAR AZALDI
Ev dışında konser, tiyatro gibi eğlenceler, seyahat ve restoranlarda yapılan harcamalar azaldı. Salgın, harcamayı farklı sektörler arasından yeniden dağıtıyor. Sektörler arası muazzam bir değişim yarattı. Herhangi bir ekonominin birdenbire uyum sağlaması zor. İnsanlar bazı büyük kategorilere para harcamıyor, diğer kategorilere biraz daha fazla harcıyor. Dolayısıyla ekonomilerin bu tür şeylere alışması zaman alır.”
Salgın sona erdiğinde bazı restoranların kapanmış olacağını ve hava yolu şirketlerinin seyahat hizmetlerinde kesintiye gideceğini belirten Loewenstein, bu durumun “acı verici” başka düzenlemeleri getireceğini söyledi.
“İNSANLAR, DAVRANIŞLARINI DEĞİŞTİRMELİ AMA MUHTEMELEN ÇOK FAZLA KORKU KALINTISI OLACAK”
Loewenstein, virüsün ortaya çıktığı Çin’de hükümetin aldığı hızlı ve radikal önlemlerin etkisiyle ülkenin, şu anda aksamaların yaşandığı ekonomilere mal tedarik ettiğini söyledi.
Loewenstein, herkesin aşılanmasıyla riskin düşeceğini aktararak, şunları kaydetti:
“İnsanlar, davranışlarını değiştirmeli ama muhtemelen çok fazla korku kalıntısı olacaktır. Aşı olan insanlar, aşı olmadan önceki gibi davranıyorlar. Aşı olduktan sonra davranışınızı değiştirmek mantıklı, riskleriniz önemli ölçüde azalıyor. Arkadaşlarınızla bir araya gelmeye veya ailenizi ziyaret etmeye daha istekli olmalısınız. Davranışsal ekonominin öngördüğü şeyin, gidişatın eski haline dönmesinin biraz zaman alacağı olduğunu düşünüyorum.”
“NİHAYETİNDE ÖNCEKİNDEN ÇOK DA FARKLI OLMAYAN HAYATA GERİ DÖNECEĞİZ”
Carnegie Mellon Üniversitesi Ekonomi ve Psikoloji Profesörü Loewenstein, yeni normalin nasıl olacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, “Aşıya dirençli mutasyonlar ortaya çıkmazsa sanırım nihayetinde eskisinden çok da farklı olmayan hayata geri döneceğiz.” ifadesini kullandı.
“UZAKTAN ÇALIŞARAK DA VERİMLİ OLUNDU”
Loewenstein, uzaktan çalışmanın artacağını, salgında birçok şirketin çalışanlarının uzaktan çalışarak da oldukça verimli olabileceğini gördüğünü belirterek, “Eminim salgın sırasında yaşananlar, şirketleri ve insanları yeni şekillerde davranmaya ve bu yeni yollardan bir şeyler öğrenmeye zorladı.” dedi.
İŞSİZLİK ARTTI
Salgın döneminde artan işsizliğe dikkati çeken Loewenstein, araştırmaların, ekonomik durgunluk ya da salgın hastalıktan kaynaklansa bile bir süre işsiz kalmanın insanların yaşam boyu beklentileri için iyi olmadığını gösterdiğine işaret etti.
Loewenstein, zengin ile fakir arasındaki farkın halihazırda dayanılmaz olduğunu belirterek, salgında bunun daha da kötüye gittiğini söyledi. Üst düzey mesleklerin uzaktan çalışmaya daha elverişli olduğunu aktaran Loewenstein, varlıklı insanların salgında birikimlerini artırdığını, düşük gelirli insanların ise salgında uzun vadeli hasarlara neden olabilecek şekilde kayıp yaşadıklarını dile getirdi.