Patricia Kopta, 20 Haziran 1992’de ABD’nin Pittsburgh kentindeki North Hills mahallesinde kaybolmasının ardından 27 Kasım 1992’de eşi Bob tarafından kayıp olarak bildirildi. Arama çalışmaları sonuç vermeyince 1999 yılında ölüm ilanı yayınlandı.
Dindar bir Katolik olan Patricia Kopta, “özgür ruhu” ile tanındığı kadar verdiği dini içerikli vaazlarla da bilinmekteydi. Kaybolmadan önce “gelecek nükleer yıkımdan” bahsediyor ve Bakire Meryem’i gördüğünü iddia ediyordu.
Bob Kopta, zihinsel sağlığı yerinde olmayan eşinin zaman zaman kaybolduğunu bildiği için başlangıçta Patricia’yı kendi imkanlarıyla aradı. Fakat aylar süren arama sonuçsuz kalınca, polisle iletişime geçerek kayıp ihbarında bulundu.
Polis, kaybolduğunda 52 yaşında olan Patricia’yı bulamayınca, “kritik durumlu kayıp kişi” olarak tanımlayarak kapsamlı bir arama çalışması başlattı.
ŞİZOFRENİ TEŞHİSİ KONMUŞTU…
Patricia’nın Porto Riko’da yaşayan kız kardeşi Gloria, ablasının yeni bir hayat kurmak için evden kaçmış olabileceğine inanıyordu, ancak Patricia’nın sessizliğini korumasından dolayı kimse gerçekten nereye gittiğini bilmiyordu.
Bu durum, Patricia’nın vefat etmiş olabileceğinden korkan eşi ve ailesinde büyük bir endişeye sebep oldu.
O günleri acıyla hatırlayan Bob: “Bir gece eve geldim ve Patricia gitmişti. Çok üzücü şeyler yaşadım. Her defasında bir yerde bir ceset bulunduğunda, ‘Bu Patricia mı?’ diye düşündüm,” diyerek yaşadığı kasvetli günleri anlattı.
Bob, eşini bulmak için yıllarca çaba gösterdi. ABD’deki ve Porto Riko’daki gazetelere kayıp ilanları verdi. Hatta bir medyuma bile başvurdu.
1972’de şizofreni teşhisi konulan Patricia’nın yerine dair hiçbir ipucu bulamayan Bob, Patricia’nın kaybolmasından yedi yıl sonra, eşinin ölüm ilanını yayınlamak için mahkemeye başvurdu.
31 YIL SONRA BULUNDU
2023 yılında, kaybolmasından 31 yıl sonra, 83 yaşına gelen kadının kayıp olduğunu öğrenen bir huzurevi çalışanının yetkililere haber vermesiyle Patricia, Porto Riko‘daki bir huzurevinde bulundu.
Patricia, 1999’da Porto Riko’daki huzurevinin etrafında dolaşırken, huzurevi çalışanları tarafından fark edildi.
Huzurevine yerleştirilen Patricia, yıllar boyunca geçmişi hakkında suskun kalsa da, demans hastası olduktan sonra hikayesini huzurevi çalışanlarına anlattı.
Yapılan DNA testi, yaşlı kadının gerçekten de Patricia Kopta olduğunu doğruladı. Kız kardeşi Gloria da bu haberi öğrendiğinde rahatladığını belirtti. Kardeşler, yıllar sonra Porto Riko’daki huzurevinde buluştu.
Kız kardeşinin bulunmasıyla ilgili olarak basına konuşan Gloria, “Patty’nin hayatta ve iyi olduğunu bilmekten çok memnunuz. Ona çok iyi bakılıyor. Onca yıl öldüğünü düşünmüştük. Onun hâlâ hayatta olduğunu bilmek büyük bir şoktu,” sözleriyle mutluluğunu dile getirdi.
“ÜZERİMDEN BİR YÜK KALKTI”
Patricia’nın bulunduğu haberini alan Bob, basına demecinde, “Bu üzücü bir durum, ama üzerimden bir yük kalktı. Eşiniz kaybolduğunda, doğrudan şüpheli oluyorsunuz” dedi. Bob, Patricia’dan ayrı kaldığı 31 yıl boyunca hiç evlenmedi.
86 yaşına gelen Bob ayrıca, “30 yıl boyunca bu olayı unutmaya çalıştım. Artık bu olayı tam olarak unutabilirim. Ne olduğunu biliyoruz ve onunla ilgilenen insanlar var. İstediği zaman eve dönebilirdi, fakat dönmemeyi tercih etti. Patricia, hep daha sıcak iklimli bir yere gitmek istediğini söylerdi,” diyerek geçmiş defterleri kapattığını belirtti.
Polis Patricia’nın, akıl sağlığı kötüleştiği için bir sağlık kurumuna yatırılmaktan korktuğundan dolayı ABD’yi terk etmiş olabileceğini öne sürdü.