Hayvan refahını önceleyerek, tavukların yaşamlarını kafes içinde geçirdiği sistemin kaldırılması için çalışan Kafessiz Türkiye, binlerce tüketicinin de desteğiyle şirketleri kafes sistemiyle üretilen tavukları satın almaktan vazgeçmeye çağırıyor. Kafessiz Türkiye kurucusu Emre Kaplan, kafes yumurtasını tedarik zincirinden çıkarma sözü veren şirketlerin 40’a ulaştığını duyururken, taahhüt vermeyen şirketler için de ekledi: Müşterilerine net bir mesaj veriyor aslında: Siz daha insancıl bir dünya talebinde buluşsanız da biz sizin yanınızda değiliz.
Kafessiz Türkiye kurucusu Emre Kaplan, bu hareketi daha önce T24’e anlattığında, tavukların eziyet içinde yaşadığını vurguladığı endüstriyel kafes sistemini şu sözlerle anlatmıştı: “Bir tavuk düşünün, bir kafesin içinde beş tavukla birlikte ve bir tavuk için kullanılabilir alan bir A4 kağıdından küçük. Burada yaşamaları bekleniyor. Bu tavuklar yem yemek istediğinde boyunlarını demir tellere sürterek yeme ulaşıyor, kanatlarını açamıyorlar. Hayvan sayısının çok yüksek olduğu bu tesislerde biriken amonyak gazına tavuklar bütün ömürleri boyunca maruz kalıyor. Havalandırmanın azaltıldığı bazı örneklerde hava kirliliği yasal sınırların üstüne çıkıyor ve bu tavukların gözlerinin ve ciğerlerinin yanmasına sebep oluyor.”
Kafessiz Türkiye, tavukların bir A4 kağıdından dar alanda yaşamak zorunda kaldığı sistemi terk etmeye çağırıyor
Yumurta üreticileri ve yumurta satın alan işletmelerin bu sistemden vazgeçmesi yönünde çalışmalar yürüten Kafessiz Türkiye, son bir yılın faaliyetlerini “Yumurta Takip Raporu” ile derledi.
Yumurta Takip Raporu, kamuoyunun kafes sistemine bakışını da şu anketle aktarıyor:
“Konda Araştırma ve Danışmanlık’ın Şubat 2021’de gerçekleştirdiği ankete göre kamuoyunda endüstriyel kafes sistemlerinin kullanılmasına karşı olan görüş yaygın; üstelik çoğunluk bu sistemlerin yasaklanması gerektiğini savunuyor. Bununla beraber hayvanları kötü şartlarda yetiştiren firmaların ürünlerini satın almayacakları görüşünü belirtenler de çoğunlukta.”
Rapor, Kafessiz Türkiye’nin görüştüğü, endüstriyel kafes sistemini bırakmayı taahhüt eden ve etmeyen çeşitli şirketleri de tablolarla sunuyor.
“Kafes sisteminden vazgeçmek üzere taahhüt veren marka sayısı 40’a ulaştı”
Kafessiz Türkiye kurucusu Emre Kaplan, 2021 Yumurta Takip Raporu sonuçlarını T24’e değerlendirdi.
Hazırladığınız rapor ışığında, Kafessiz Türkiye için 2021 yılını nasıl değerlendirirsiniz?
2021 yılı, yaşadığımız tüm zorluklara rağmen hayvanlar için en fazla ilerleme katettiğimiz yıldı. Covid-19 pandemisinin ve en başta orman yangınları olmak üzere diğer doğal afetlerin birlikte çalıştığımız sektörlere olumsuz etkisine rağmen, pek çok firma hayvanlar için daha insani bir gelecek kurma iradesini gösterdi. Bütün dünya için çok zor bir yıldı ama yeni bir farkındalık döneminin de başladığını düşünüyorum: Hep beraber, insanca bir yaşam sürmek için doğaya, topluma ve bütün canlılara karşı da insanca yaklaşmamız gerektiğini gördük. Biz de bu ilerleme hikayesine küçük de olsa bir katkı sunmak için çalışıyoruz.
Kafes yumurtasını tedarik zincirinden çıkarmak üzere taahhüt veren marka sayısı bu sene 40’a ulaştı. Bu sene içinde firmalarla uzlaştığımız politika değişiklikleri sayesinde senede 100 binden fazla hayvanın kanatlarını bile açamadıkları tel kafeslerden kurtulmasını sağlayacağız. Koç Holding iştirakleri Tat Gıda ve Divan’ın kafes sistemini terk edeceklerini taahhüt etmeleriyle Koç Holding’in kafes sistemini tamamen terk edecek olması, Pizza Hut ve KFC gibi fast food devlerinin kafes sistemini bütün dünyada terk edeceklerini açıklamaları, Dedeman ve Beyaz Fırın’ın kafessiz sisteme geçişlerini şimdiden tamamlamış olmaları, METRO Türkiye’nin pandemi koşullarına rağmen kafes yumurtası satmama taahhüdünü koruması başlıca önemli gelişmeler.
Kamuoyunda farkındalığın işletmelerin taahhütleri üzerinde nasıl etkisi oldu?
2018’de yumurtaların üzerine hangi üretim metoduyla üretildiğine ilişkin kodlar basılmaya başlandı. 2018’den beri de tüketiciler yapay, hayvanların doğasına aykırı ve eziyet verici kafeslerden gelen yumurtalardan akın akın kaçıyor. Artık hiç kimse 5 yıldızlı bir otelde yaptığı kahvaltıda kendisine 3 no’lu kodla başlayan kafes yumurtası servis edildiğini görmek istemiyor. Bu eziyet sisteminin parçası olmayı insanların vicdanı kabul etmiyor.
İnsanlar kendilerine yumurtaları seçme imkânı verildiğinden beri kafeslere karşı olduğunu açıkça ortaya koydu. Zaten bu yüzden biz de olağanüstü bir kamuoyu desteği alıyoruz. Starbucks’ın kafes yumurtası kullanmaması için açılmış imza kampanyasına 330 bin imza toplandı. KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin Türkiye genelinde gerçekleştirdiği Ocak 2021 Barometresi’nde anket katılımcılarının %76’sı kafeslerin yasaklanması gerektiğini belirtmişti. Ulaştığımız 600’den fazla gönüllü ve Türkiye’nin en büyük markalarının bile konuya ilgisi bu meselenin ne denli sahiplenildiğini bize gösteriyor.
Dünyanın daha insanca bir gelecek için mücadele ettiğini gören ve prestijine önem veren markaların yapacağı ilk şeylerden biri kafes yumurtalarını tedarik zincirinden çıkarmak. Kamuoyu kafeslerde hayvanların A4 kağıdı kadar alan kapatıldığını öğrendiği zaman öfke ve hayal kırıklığı hissediyor. Bu farkındalığın yaygınlaşmasıyla Avrupa Komisyonu kafeslerin 2027’den itibaren yasaklanacağını açıkladı. Türkiye’de de trend bu yönde. Ama o daha insancıl, daha duyarlı geleceği var etmek için mücadele etmek zorundayız. Biz de bu mücadelenin bir parçasıyız.
Bir şirketle kafes yumurtası almaktan vazgeçmeleri yönünde görüşmeleriniz nasıl bir süreçte ilerliyor? Taahhütlerin takibi nasıl sağlanıyor?
Yumurta kullandığını tespit ettiğimiz firmalara ulaşıp bu konuda yetkili olan kişilerle bir görüşme yapıyoruz. Bu görüşmenin ardından firmalar kafes yumurtalarını tedarik zincirlerinden çıkarma imkanlarını değerlendiriyorlar. Bu geçiş özellikle çok fazla yumurta kullanan firmalar için planlama gerektiren ve kademeli ilerleyen bir süreç.
Farklı tedarikçilerle görüşmeler ve planlama yapmalarının ardından kafes yumurtası kullanmayı ne zaman tamamen bırakacaklarını belirliyorlar. Örneğin Metro 2023 yılında kendi markalı yumurtalarının tamamını, 2025 yılında da tedarikçi markalı yumurtaların tamamını kafessiz sistemlerden tedarik edeceğini kamuoyuna taahhüt etti. 2020 etki raporlarına göre kendi markalarıyla satışa sundukları yumurtaların %40’ı şimdiden kafessiz sistemlerden elde ediliyor.
Kafessiz sisteme geçmeye yönelik taahhüt veren firmalardan ilerlemelerini her sene raporlamalarını istiyoruz. Tedarik zincirlerinin ne kadarını dönüştürdüklerine ilişkin bilgi almak üzere firmalara her yıl ulaşıyoruz. Aynı zamanda yumurta üreticileriyle temas kurup sektörde kafes yumurtası üretiminin ne kadar azaldığına ilişkin bilgi topluyoruz.
“Taahhütte bulunmayan şirketler net bir mesaj veriyor”
Taahhütte bulunmayan şirketler nasıl gerekçeler sunuyor?
Bu mesele en temelde tüketici talebiyle ilgili. Kimse tüketicinin istemediği bir ürünü satamaz. Bazı şirketler akıl almaz bir şekilde, hayvanların tüm ömrünün A4 kağıdı kadar alanda geçmesinin tüketiciler tarafından umursanmayacağını düşünebiliyor.
Hayvan refahının Türkiye’de henüz yaygın bir duyarlılık olmadığı yanılgısına kapılan şirketler var. Ancak gittikçe daha fazla firma kafeslere son vermek için adım attıkça sektörün hangi noktaya doğru yol aldığı açıkça ortaya çıkıyor. Bu duyarlılığı ısrarla göstermeyen şirketlerse müşterilerine net bir mesaj veriyor aslında: Siz daha insancıl bir dünya talebinde buluşsanız da biz sizin yanınızda değiliz.
İmza kampanyasının sosyal medyada yayıldığı günden bugüne nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bu zamana kadar kamuoyundan muazzam bir destek gördük. Belirli firmaların kafes yumurtasını tedarik zincirinden çıkarmaları için yürüttüğümüz imza kampanyaları yüzbinlerce imzayı rahatlıkla aştı. Bu başarıda sosyal medyanın rolü çok büyük. Yeni bir mücadele yöntemi olan sosyal medya aktivistliği bizi Türkiye’nin farklı şehirlerinden yüzbinlerce insanla buluşturabiliyor. Bu müthiş bir his. 330 bin kişinin bir amaç etrafında buluşabilmesi algılayamayacağımız kadar büyük bir başarı. Her imzanın arkasında hayvanların çektiği eziyeti önemseyen bir insan var.