Şirketin kurucu ortağı Zsofia Kollar, saçın kumaş malzemesi olma potansiyelinden uzun zamandır etkilendiğini söyledi. İnsanların saça karşı besledikleri duyguların ilgisini çektiğini belirten Kollar, “Saçımıza ne kadar önem veriyoruz ama bir kez kesildiğinde ondan iğreniyoruz” dedi.
Human Material Loop’a göre, her yıl 72 milyon kilogram insan saçı atığı Avrupa’daki çöplüklerde son buluyor, bu da ağırlık olarak yedi Eyfel Kulesi’ne eşdeğer.
Çoğu ülkenin bu atığı yaktığını ve birçok alternatif çözümün çevre dostu olmadığını veya yaygın olarak kullanılmaya uygun olmadığını belirten Kollar, “Bu, şu anda ölçeklenebilir bir çözümü olmayan büyük ve bol miktarda atık akışıdır” dedi.
Saç kumaşı kullanmanın başka herhangi bir malzemeyle kazak örmekten çok da farklı olmadığını kaydeden Kollar, “Kısa saç telleri bir araya getirilerek sürekli bir iplik haline getiriliyor ve daha sonra saf pigmentlerle boyanıyor. Şirket üretimi artırdıkça, hangisinin daha verimli olduğuna bağlı olarak ipliği veya kumaşı boyayabilir. İnsanların ilişki kurabileceği bir ürün yapmam gerekiyordu ve süveter yapabileceğimiz en uygun prototiplerden biriydi, aynı zamanda en ilişkilendirilebilir olanıydı” dedi.
Şirketin, Arjantin’in en yüksek dağı olan Aconcagua’ya yapılan bir keşif gezisi sırasında zorlu koşullarda denediği, ısı yalıtımı sağlamak için saçla doldurulmuş bir açık hava montu da dahil olmak üzere başka prototipleri de test ettiği belirtildi.
Meselenin sadece yenilik ya da sürdürülebilirlik açısından insan saçından yapılmış bir süveter giymek olmadığını, insan saçının inanılmaz derecede dayanıklı bir malzeme olduğunu savunan Kollar, “Vücudumuza insan saçı takmanın henüz çoğu insanın hazır olduğu bir şey olmadığını biliyoruz” diye konuştu.
Şirket, ürün için saçların Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’daki salonlardan temin edildiğini, kesilmiş ya da koparılmış saçları kullandıklarını, çünkü bunların bir bireyi tanımlayabilecek DNA içermediğini kaydetti.
Tarihsel olarak, insan saçı birçok farklı kültürde tekstil ürünü olarak kullanıldığı biliniyor. Mikronezya’da Kiribati kabilesi hindistan cevizi lifleri, köpekbalığı dişleri, palmiye yaprakları ve insan saçı gibi doğal malzemelerden dokuma zırhlar üretirken, 13. yüzyılda bugün ABD’nin güneybatısında yaşayan insanlar da saç tellerini birbirine düğümleyerek çoraplar üretmişlerdir.