En uzun süre yaşayan hayvanları düşünüldüğünde, muhtemelen akıllara küçük bir papağan türü gelmez. 120 yaşındayken öldüğü söylenen Cocky, George Washington adında bir adamın kendisini Batı’da yeni bir ülkenin başkanı olarak adlandırdığı ve Napolyon’un sadece Fransız ordusundaki bir subay olduğu bir dönemde doğdu. Doğduğunda yeniçeri ocağı bile kapatılmamıştı!
Buna rağmen o ayrıldığında dünya; tüfeklerin ve atların yerini, tankların ve makineli tüfeklerin aldığı tarihin en ölümcül çatışmalarından birini yaşayan bir dünyaydı.
7 KEZ DÜNYAYI TURLADI
Avustralyalı tarihçi Dr. Catie Gilchrist, 2014 yılında “Cocky, ilk 78 yılını, gemisiyle Güney Denizi Adaları’nda ticaret yapan sahibi Kaptan George Ellis’le birlikte dünyayı dolaşarak geçirdi” diye yazdı.
Ancak, Kaptan Ellis 87 yaşında öldüğünde Cocky, kaptanın yeğeni tarafından sahiplenildi. Önceki sahibiyle dünyanın çevresini yedi kez dolaştıktan sonra, Joseph ve Sarah Bowden adında bir çiftin yanında sessiz sakin bir emeklilik geçirdi.
Dr. Gilchrist, “Bu çift, o zamanlar Sidney’de Bowden’s Clubhouse adlı barın ruhsat sahipleriydi” diye yazdı.
Ancak Joseph’in hayatını kaybettiği, Sarah’nın yeniden evlendiği 1889 yılında, yeni çift Sidney’in güneyinde Tom Ugly’s Point (Çirkin Tom’un Yeri) adlı bir yere taşındı.
Dr. Gilchrist, “Sarah ve yeni eşi Charles Bennett yerel Sea Breeze Hotel’i satın aldıktan sonra, yaşlı kakadu bu otelde yaşadı ve uzun yıllar boyunca burada adeta hüküm sürdü” diye anlatıyor.
”BİR TÜYÜM DAHA OLSA UÇARDIM”
Cocky, son derece konuşkan ve popülerdi, binlerce ziyaretçi tarafından renkli karakteriyle tanınıyordu. Cocky’nin otelin ön verandasında geçen geçit törenini izleyebildiği, eski dostlarını eğlenceli ve özgün tarzıyla selamladığı bir kafesi vardı.
Renkli kuş, diğer kuşlar onu rahatsız ettiğinde, “teker teker beyler, lütfen” ve “bir tüyüm daha olsa uçardım!” gibi komik sloganlarıyla tanınıyordu.
Elbette bu son şakanın bir bağlama ihtiyacı var. Avustralya merkezli gazete The Sydney Morning Herald‘a göre, bugün bile kakaduların yüzde 50’sini cinsel olgunluğa erişmeden önce öldüren yaygın bir hastalık olan ‘psittacine’ sebebiyle Cocky, hayatının son yıllarını neredeyse kel olarak geçirdi.
Aynı hastalık, onun garip görünen gagasının da sebebiydi, uzun, boğumlu ve bükülmüş. Cocky, bu sebeple yalnızca önceden ezilmiş yiyecekler yiyerek besleniyordu.
Ünlü papağan, 26 Mayıs 1916’da öldü, o zamanki raporlara göre ölene kadar şamatasını korudu.
YEREL HASTANEYE BAĞIŞ TOPLADI
Aslında Cocky, bu kadar küçük ve tüysüz biri olmasına rağmen çevresine büyük bir etkisi oldu: Sutherland Shire Kütüphaneleri yerel tarih kaynağına göre, “Sarah Bennett, Cocky’nin kafesine bir bağış kutusu yerleştirdi ve Cocky’nin gevezeliği St. George Hastanesi için bağış toplanmasını sağladı” deniyor.
Büyük bir bağış toplayamadı ama hastaneye, her birinin üzerinde Cocky Bennett Karyolası yazan üç yatak sağladı.