Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde hissedilen depremlerden bölgede yaşayanlar hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkilendi. Uzmanlar özellikle çocuklarda deprem sonrası oluşabilecek psikolojik etkilere dikkati çekiyor.
Deprem, sel, fırtına gibi doğal afetlerin, aslında yaşamın bir parçası olduğuna değinen Prof. Dr. Burcu Özbaran, “Yaşamı tehdit edici olmadıkça çocukların da erişkinlerin de mevcut olaylarla başa çıkması çok daha kolay ama can kayıpları, yuva kayıpları, uzuv kayıplarının yaşandığı daha büyük ve kitlesel afetlerde her birimizin başa çıkma sistemleri de zorlanıyor. Her durumda olduğu gibi bu gibi durumlarda da öncesinde çocuk ve gençleri doğal afetlerle ilgili bilgilendirmek, kendisini ve yaşadığı dünyanın ve doğanın nasıl bir sistem içinde çalıştığını, anlayacağı dilde, oyun ve basit çizimlerle öğretmek, koruyucu ruh sağlığı için çok değerli. Bir çocuk bildiği, belirli olan, öngörülebilir bir durumla daha kolay başa çıkabilir ve kontrol kaybı duygusu daha kolay onarılabilir” dedi.
‘PSİKOLOJİK İLK YARDIM’
“Doğal afetler söz konusu olduğunda ilk başta en önemli olan çocuğun fiziksel güvenliği, aç ve susuz kalmaması ve yakınlarının yanında olmasının sağlanmasıdır” diyen Prof. Dr. Özbaran, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu maddeler çocuğun ruhsal olarak olumsuz etkilenmesini en aza indirecektir. Psikolojik ilk yardım dediğimiz çocuğun güvenliğini ve temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, çocukla izin verdiği düzeyde ilişki kurmak, onu izlemek, konuşmak isterse dinlemek, bağ kurmak, erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da afetlerin ilk akut evresinde, insanın insana sunduğu doğal ve destekleyici tepkilerdir ve çok değerlidir.”
‘ÇOCUKLAR İÇİN RUTİN OLUŞTURULMALI’
Çocuk ve ergenlerin travma gibi beklenmedik ani ve sarsıcı olaylara değişken yelpazede tepki verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Özbaran, şöyle konuştu:
- “Bedensel yakınmalar, uyku ve iştah sorunları, kabuslar, keyifsizlik, olan bitenle ilgili kendini suçlama ve sorumlu hissetme, konsantrasyon ve öfke sorunları, tepkisizlik bunlardan bazılarıdır. Travma söz konusu olduğunda erişkinlerin çocuklar için yapacağı şey, çocuğun güvende hissetmesini sağlamak, çocukların ifadelerini ve konuşmalarını sabırla ve içtenlikle dinlemek, anlatmak istiyorsa izin vermek, istemiyorsa zorlamamak, duygu ifadesi için oyun ve resim yapma gibi aktiviteleri kullanmak başta gelir.
- Çocuklar için travmatik olay, durum ve kontrol duygusunu zedeler. Bu süreç içinde, kontrolün kendilerinde olduğu duygusunu onarmak için, seçim şansının olabileceği basit sorularla bunun yeniden inşa edilmesine destek olmak da değerlidir. ‘Hangi yemeği istersin, hangi resmi çizmek istersin, ne yapmak istersin ya da çocuk hastanede tedavi alıyorsa ve cevap şansı varsa’ damar yolunu hangi kolundan açalım’ gibi sorular bunlara örnek olabilir.”
Travma ya da afet sonrası hayatın mümkün olduğunca çabuk normale dönüşünü sağlamanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Özbaran, “Çocuk için travma sonrası yapılanan yeni düzen içinde rutinler oluşturmasına olanak verilmeli. Okul ve akran iletişiminin kurulacağı ortamların basit de olsa sağlanması, travmayı yaşayan çocuk için de şu anki ülkemizin yaşadığı geniş çaplı afette olduğu gibi, travmayı birebir yaşamayan ancak seyirci kalan diğer çocuklar için de gereklidir” diye konuştu.
‘PSİKİYATRİ UZMANINDAN DESTEK ALMAKTA GECİKİLMEMELİ’
Çocukları ve gençleri konuşmaya ve olayı anlatmaya zorlamamak gerektiğini de dile getiren Prof. Dr. Burcu Özbaran, şunları söyledi:
- “Yaşadığı ve dışa vurduğu duyguları eleştirmemek, güçlü ve duyarsız olmasını salık vermemek, bu konuda baskı yapmamak, yanlış, gerçek dışı bilgi ve yanıltıcı umutlar vermemek, yalan söylememek gerekir. Travmatize olmuş çocuklar yanı sıra bu duruma şahit olan, afet bölgesinde yer almayan çocuklar için sosyal medya, televizyon gibi travmatize edici bilgi veren uyaranlara maruz bırakmamak ve çocuğu bu durumdan korumak gerekir.
- Travma ve afetlerin ilk dönemlerinde olan, yukarıda sayılan belirtileri doğal ve olağan dışı bir duruma verilen doğal tepkiler olarak kabul etmeliyiz. Ancak sayılan belirtilerin uzun sürmesi, ailenin, çocuğunun ruh sağlığıyla ilgili herhangi bir endişesi olduğu durumlarda mutlaka bir çocuk psikiyatrisi uzmanından destek almakta gecikilmemelidir.”