İnsanlık şimdi de 5G teknolojisinin istilasıyla karşı karşıya. Henüz deneme çalışmaları yapılan bu teknolojiye karşı bir şuurlanma meydana gelmişse de düzey henüz yeterli değil. Birçoğu ise bu teknolojinin koronayı yaydığına inanıyor. Kimi ise 5G’nin zararlarının farkında ama henüz sadece çok azının…
Bunun en bariz örneği geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de yaşandı. Ülkenin farklı şehirlerinde baz istasyonlarına ve Telekom altyapısına zarar verildi. Bu saldırıların, video paylaşım sitesi Youtube’da bir profesörün çektiği video sonrası yapıldığı öne sürüldü. Söz konusu video Youtube tarafından sansürlendi. Bununla da kalmadı Youtube’ın 5G aleyhinde yayın yapan videoları sileceği ve bunların reklam gelirlerini engelleyeceği kaydedildi.
5G teknolojisi şuan birçok ülkede kullanılan 4G/4,5G’ye kıyasla daha yüksek hızda veri aktarımı sağlayacak. Bu aktarımı sağlarken kullanacağı frekans aralığı da insanlara hayvanlara ve bitkilere zarar verecek. Tâbiri caizse uzun soluklu ve katlanarak büyüyecek bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalacağız.
Virüsle 5G teknolojisinin bağlantısını, bu teknolojinin hayatımıza nasıl etki edeceğini, oluşturacağı zararları, bu hususta çok sayıda eser kaleme almış olan Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Başkanı Prof. Dr. Selim Şeker, hocayla konuştuk.
Hoca kasıtlı verilen bir zarardan ziyade teknolojinin kullanacağı frekans bandının insan ve tabiat üzerindeki yan etkilerinin bulunduğunu aktarıyor. 5G’ye ilişkin olarak yayacağı radyasyon, kısırlık, kanser ve güvenlik açığı en öne çıkan yönleri. Keyfinizi kaçıracak bu mülakatı okuyun ve okumakla kalmayıp okutun. Çünkü geleceğinizi sizden başka kimse koruyamaz!
Her yıl yeni bir teknolojiyle karşılaşıyoruz. Şimdi de 5G konuşuyoruz, nereye kadar gidecek bu?
5G ile paralel olarak 6G çalışmaları başladı. Ağırlıklı olarak dünya çevresine binlerce alçak irtifalı uydularla dünyada radyasyonsuz en ufak alan kalmayacak. ABD ve Çin uyduları yollamaya başladılar bile…
Dünya üzerinde 5G’ye kimler geçti?
Dünya üzerinde Çin, Güney Kore, Japonya, ABD gibi pek çok ülkede yerel olarak kullanılıyor. Birçok yerde pilot çalışmaları yapıldı ve yapılıyor. Ama uluslararası kullanıma daha geçilmedi.
Son haftalarda 5G ile koronayı ilişkilendirenler oldu. Özellikle dolaşan bir video üzerinden birçok insan endişe duymaya başladı. Korona ile 5G’nin ilgisi var mı?
İnternette dolaşan videodaki kadın, bilimsel referanslarla 5G’nin virüsle ilgisini incelemiş. Kendisine katılmamak mümkün değil. Anlatmadığı daha çok şey var. Elektromanyetik dalgalar insanlara yaptığı biyolojik etkilerden başka bütün elektrik-elektronik cihazları da etkiler ve normal fonksiyonları yaptırmayan, bozan interferans etkisine neden olurlar. Hastanedeki hastalar ve insanlar zarar görür. Bunu önlemek için elektromanyetik uyumluluk diye bir bilim dalı gelişmiştir. Koronayla interferans ayrı şeyler.
DÜNYADA RADYASYONSUZ YER KALMAYACAK
“5G ile insanlara zarar vermeye çalışılıyor” demek yerinde mi?
Kasıtlı olarak değil tabi ki. Yan etki olarak zararlara neden oluyor. İlaçların da yan etkilerini inkâr edemeyiz. Ama 2G, 3G, 4G, 5G cihazları sağlığa olan yan etkileri hiçbir şekilde araştırılmadan piyasaya sunuluyor. Sigara kanser yapıyor, içki öldürüyor ama satışları serbest. 5G/Nesnelerin İnternetinin (IOT) aynı zamanda 7 Trilyon dolarlık bir pazarı getireceği tahmin ediliyor. 5G ve 6G için 20 bin alçak seviyeli yörünge uyduları dünyanın en ufak alanını bile radyasyona maruz bırakacak.
Koronayı yaydığı tartışmasıyla en merak edilen konu 5G’nin sağlığa başka bir tür etkisi var mı oluyor hâliyle. Yapılan araştırmalar ne diyor?
Deriye etkisi var. 4G radyasyonundan farkı olarak milimetrik dalgaların yüzde 90’ından fazlası epidermis ve dermiş tabakası tarafından yutulur. Göze etkileri var. Isı etkiler göz yüzeyinin altına geçerler ve değişik seviyede katarakt gibi hasar oluşturur. Biyolojik olarak savunma sistemine, hücre büyümesine, organlara etki ederek kansere sebep olur. İnsanın normal faaliyetlerini etkiler. 1992’de 53- 78 GHz frekanslarında Rusya’da yapılan çalışmalarda kalbin çalışmasını etkilediği deneyle ispatlandı. Bağışıklık sistemine zayıflatıcı etkileri ve spermlere zarar verici etkisi bulunuyor. 5G insanlardan daha fazla bitkilere etki ediyor. Atmosfere, tabii ekosistemi etkileyerek, böceklerin ve kuşların uzaklaşmasına neden oluyor. Yüksek nüfuz kabiliyetli 5G milimetrik radyasyonunu, uzaydan yollamayı planlıyorlar. Bu durumda dünyada radyasyonsuz güvenli yaşanacak yer kalmayacak.
ENERJİ İHTİYACI İÇİN 400 YENİ NÜKLEER SANTRAL GEREK
Geçtiğimiz kasım ayında Türkiye’de de 5G’nin sağlık alanında denemesi yapıldı… 5G’nin sağlık sektöründe deneniyor olması bir risk mi?
Yapılan çok basit bir deney, pilot çalışmaydı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinde 5G ile pilot çalışmalar yapılıyor. Sağlık sektörü en çok uygulama alanı ve en kârlı bir imkân tanıdığından ilk tercihtir. Dolayısıyla 5G’nin zararlarını en çok bu alanda göreceğiz. Tıp camiasının elektromanyetik konusunda yeterli donanımları olmadığından, hastanelerdeki cihazların ve 5G’nin yaydığı radyasyonlar insanlar ve cihazlar da istenmeyen zararlara neden olabilir.
Nesnelerin interneti denilip duruyor bunu biraz açabilir miyiz?
Avusturalya ve İngiltere’de yapılan sosyal araştırmalara göre 5G ile beraber IOT enerji ihtiyacını artırıyor. IOT’nin gerçek enerji ve data maliyeti hâlen kesinleşmedi. Bir araştırmaya göre data sunucuların internet kullanmak için ürettiği sera gazı, (yaklaşık bütün emisyonun yüzde 2’si) uçak endüstrisininkiyle aynıdır. Bu sunucuların elektrik ihtiyacı gelecekte daha da artacaktır.
Buna data merkezleri, kontrol odaları, ev ağları, ısıtma ve soğutma sistemleri, yedek güç sistemleri gibi birimleri de eklemek gerekir. Bir tahmine göre dünyada bu sisteme bağlı cihazlar 2020’de 30-50 milyar adedi bulacaktır. Eğer elektrik talebi yüzde 17 dolayında artarsa bu 400 yeni nükleer santrali getirecek demektir. Akkuyu Nükleer Santralı Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 6/10’unu karşılayacak. Dünya çapındaki 400’den fazla nükleer santral, toplam elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 17’sini karşılıyor.
TAYYİP ERDOĞAN’A ÇAĞRI
5G diğer teknolojilere göre hangi farklılıklar getirecek?
İnsanlık tarihinde ilk defa 3G ve 4G’ye ilaveten 1 milyondan fazla yeni baz istasyonuyla daha değişik özellikleri olan milimetrik dalgaların 5G’siyle bütün insanlar ve canlılar, yeterli testlerden geçmemiş insan yapımı cihazların yaydığı iyonize etmeyen radyasyona maruz bırakılacaktır.
Resmi olarak 5G cep telefonların ve baz istasyonlarının güçlerini açıklamadılar. Bilim adamları, politikacılar, yöneticiler, sivil toplum örgütleri, endüstri ve en çok etkilenecek olan medyanın sorumluluk anlayışları nerede? Yoksa lobilerden mi korkuyorlar. Şimdi ve ilerleyen dönemde artacak kanser gibi sağlık problemlerinden sorumlu kişiler, ya emekli olmuş ya da toprak altında olmuş olacak. Peki, geri kalanların günahı ne? Kainattaki canlıların Mâruz kalacağı zulmün hesabını Yaratan sormaz mı sanıyorlar?
YATARKEN RADYASYON BOMBASINA MÂRUZ KALACAĞIZ
5G’de kullanılan frekansların diğer frekanslara göre farklılaşan etkileri neler?
Betzalal ve arkadaşları 2018 yılında yayınlanan makalesinde, derideki ter salgı bezi özgül soğurma oranını (SAR) veya ısı yutulmasını milimetrik dalgalarla (5G) çok fazla artırdığını ifade ediyor. Le Quement’in 2012 yılındaki çalışmasında, kablosuz iletişim uygulamalarında kullanılan milimetrik dalgaların genleri etkileme özelliklerine vurgu yapılır. Baz istasyonu, gücünü aynı anda bağlı olan cihazlar arasında dağıtır. Her telefon kullanılırken yavaşlar ve az ışıma yayar. Mesela gece yarısı evde sadece siz varsanız hızı artar ve baz istasyonunun gücünün çoğu size gelir.
TABİÎ DENGEYİ BOZUYOR
Faz dizi antenlerinin radyasyonu en fazla duvara ve insan vücuduna girer. Elektromanyetik dalgalar vücuda girince elektrik yüklerinin hareketine ve akıma neden olur. Fakat çok çok ufak elektromanyetik darbeler vücuda girince hareket eden yükler, ufak birer anten olurlar. Tekrar elektromanyetik alanlar oluşturup onu vücudun daha derinine yollarlar. Bu dalgalar, 5G’deki gibi dalganın güç veya fazı hızlı değiştiğinde önemlidir. Dolayısıyla milimetrik dalgalar çok ufak dalga boyunda olduğundan vücuda giremezler görüşü yanlıştır. Atmosferde ve parçacık bulutlarında bulunan pek çok parçacıkların milimetrik dalgalarla aynı veya yakın ölçülerde olması onların elektrik yüklenmelerini ve dolayısıyla yapay bulutlar oluşturmalarına veya rezonansa neden olurlar. Tabiî dengede bozulmuş olur.
DEVLET RİCALİ İÇİN GÜVENLİK Mİ KANSER Mİ?
Alışveriş merkezlerinde, devlet dairelerinde insanlar hiç gerekli olmamasına rağmen X-ray iyonize eden doğrudan kanser yapan radyasyona maruz kalmaktadır.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, cıva içerdiği için termometreleri yasaklarken, çok zararlı cıva, flor ve başka kimyevî maddeleri ihtiva eden baz istasyonu gibi radyasyon yayan ekonomik olmayan sözde ekonomik lambaları başka bir bakanlık tavsiye ediyor. Tezat ve uyumsuzluğu görüyor musunuz?
Güvenlik için bilhassa devlet reisi ve bakanların kullandığı jammerler yüksek değerde radyasyon yaymakta ve uzun sürede kanser için zemin hazırlamaktadır.
Genetiği değiştirilmiş gıdalar için kamuoyunun duyarlığı herkesçe biliniyor. Diğer taraftan genetik bozukluklara, DNA zararlarına neden olan radyo frekans dalgalarıyla ilgili hiçbir şey yapılmıyor.
İnsan anatomisinin her şeyi elektromanyetiktir. Beyin dalgaları, kalp atışları, hücre bölünmeleri, nöronların haberleşmeleri hep elektrik enerjisiyle olur. Hormon ve enzimlerin faaliyetleri elektrik olarak düzenlenmektedir. İnsan vücudu 87 MHz’de rezonansa girer ki bu frekans FM radyo bandındadır.
İnsan beyin dokusu UHF bandında en fazla yutma seviyesine ulaşır. İnsan vücudu belli frekanslarda anten gibi çalışır.
KAYNAK: Gerçek Hayat Dergisi