Koronavirüs ile beraber tüm dünyada yaşanan sağlık krizi, yeme içme sektörünü de derinden etkiledi. New Jersey’de kurulan Automat Kitchen da alınan tedbirler doğrultusunda müşterilerine güvenli bir servis yöntemi geliştirdi.
Fütüristik görünen restoranın benimsediği bu yapı; aslında geçmişin izlerini taşıyor. 1895’te Almanya’da ve ardından 1902’de Amerika’da açılan otomat restoranlardan ilham alıyor.
Geçmişte sadece hazır yiyeceklerin alınmasına olanak sağlayan dolaplar, Automat Kitchen ile sipariş üzerine müşteriye özel yiyecekler sunan bir yer olarak karşımıza çıkıyor.
Yemek yiyenleri koronavirüsün tehlikesini göstermeye devam ettiği bu günlerde gereksiz temastan koruyan modelde, müşteriler restorana gelmeden önce internet üzerinden sipariş verebiliyor, QR kodlar ile dolapları açarak yiyeceklerini alabiliyor, ödemelerini internet üzerinden yapabiliyor, faturalarını e-posta adreslerine gönderilmesini isteyebiliyorlar.
Automat Kitchen’ın sahibi Joe Scutellaro, pandemiden çok önce bu model üzerinde çalışmaya başladığını aktarırken, çocukken New York’ta en çok ziyaret etmeyi sevdiği yerlerin bu otomat restoranlar olduğunu, Automat Kitchen ile hayran olduğu restoran modeline güncellenmiş ve yeni bir görünüm kazandırmaya çalıştığını söyledi.